BANA BİRAZ ÖZENSEN
Yağmur ıslatır beni,
Güneş yakar yüzümü,
Rüzgar üşütür tenimi,
Toprak çürütür bedenimi,
Sevmem.
Sözlerin de ıslatır gözlerimi.
Gözlerin de yakar içimi.
Sensizlikte üşütür tenimi.
Ellerin de çürütür bedenimi.
Yine de severim.
Yalnızlığı sevmesem de
Gözlerim her yerde bir seni istiyor.
Gürültüden hoşlanmasam da
Kulaklarım bağrışlarını arıyor.
Issızlığa gelemesem de
Kalbim koskoca dünyada yalnız ikimizi istiyor.
Ey sen bütün bunların faili!
Ne var bana biraz özensen
Sevmiyor olsan da beni
Bari bir kez olsun sevebilsen...
Ruh Spazmı
Zehir olan uykulardan bir gece sardım sigarama
Yandıkça zemheriye dönsün, kara kışa benzesin
Külleri savrulsun tablamdan uçuşsun rüzgarlarla
Karışsın toprağa gömülsün, bölünsün her bir zerreye
Nefes aldım derince bomboş, zifiri karanlıktan
Sanki bomboş karanlığın nefesi ağır geldi
Gözlerimden yaşlar akıttı birer birer
Her nefeste, her yeni deli yaşlar
Rüzgarlar ve karlar dokundu delice tenime
Rüzgarlar sarsmak istemişcesine
Karlar ise aklımı başımdan almak istemişcesine
Her ikisi de göz yaşlarımı alıp götürmekle kaldı sadece
ÖZLEMSİZ
Öyle masumdur bu kentte akşamüstüleri
Batan güneşin kızıllığı dolar dört bir yan
Yağmur yüreğin tozunu aldığından beri
Hemdert oluverdik gökyüzünde puyan
Ziyaretçisi oluyor gözlerim gözlerinin
Güzel bakıyor gördüğüm tüm gözlerden
Yokluğun rehin alıyor her bir zerremi
Anlayamazsın sensizliği bilmiyorsun sen
Leylak kokunda kayboluyorum bazenleri
En nadide çiçeklerin arasındansın
Saçların bilinmeyen bir diyar gibi
Rüzgarları yüreklere savurtansın...
Eminim artık yumuşar kalbinde her taş
Zarifliğini tüm güller kıskanıyor
Aklımla beynim veriyor her gün savaş
Gitmek senin ayaklarına yakışmıyor
Muhtacım olduğundan çok bugün sana
Kötü ellere bırakma beni bir an olsun
Anlatıyorum derdimi dağlara, taşlara
Gene de bir sen etmiyor biliyorsun...
GEÇ KALINMIŞ RANDEVU
Yeni bir sabaha uyandık bugün, ikimiz de,
Bitiyormuş, sabahı olmayacak sandığın gece.
Yüz isim koyduk birbirimize,
Yüzünden de vazgeçtik bir günde.
Bir kalemin ucundasın bundan böyle,
Hatıran aklımda, adın defterimde,
Acını çekeceğim, bitmesini istemediğim şekilde,
Birgün buluşuruz belki aynı düşte…
Her şeyini aldın ya giderken,
Bari bir kitabını bıraksaydın,
Onunla beraber ağlardık arkandan.
Bir sonuç beklemiyordum bu aşk dedikleri şeyde,
Bitiyordu zaten, hep aynı şekilde
Ama başka başka repliklerle…
Gitmene laf etmiyorum,
Giderken tüm “seviyorum”larını bende bıraktın,
Zaten hep imkansızdır sevgililerin kavuşması,
Aralayamıyor insan bir başkasının kalbinin kapısını.
Gitmekti bu
Arada kapanmayan mesafe
Terk edilişin hüznü
Ve değişmiş bedenler
Tüm acı kalana mı?
Bitmiş bir hikaye
Ya da giderken kalana
Gidilmemiş bir mesafe
Gidenin yaşamı varsa
Kalpten bedene bağlar
Kalanın ölümü sessiz
Ölüm ,fısıltısına ağlar
Kurumuş gözyaşları dökülür bedene
Bedeni de bağlasın diye
Gözyaşının yolu terk edene
Sonsuzluk içinde süzülüşte
İSTANBUL
İstanbul coğrafi konumu, tarihi güzellikleri ve geçmişi ile dünya üzerinde diğer şehirlerden ayrı bir değeri olan bir şehirdir. Napolyon’un da dediği gibi “Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” Geçmişten günümüze unutulmaz olaylara şahitlik yapmıştır. Tabi İstanbul’da yaşamak her ne kadar güzel olsa da doğası gereği zorlukları vardır. Ama biz elimizden geldiğince olumlu bir şekilde bakarak ve bazı şeyleri kabullenerek yaşamaya çalışmalıyız. Ben de bu yazımda İstanbul hakkındaki düşüncelerimi ve deneyimlerimi aktarmak istiyorum.
İstanbul’da herkeste olduğu gibi bende de bazı ilçe ve semtlerin farklı bir yeri vardır. Mesela Beşiktaş’ın Ortaköy semtini yıllardır çok severim. Benim için waffle merkezidir. İstanbul’a her gittiğimde Ortaköy’e giderim. Oranın havası, tadı başkadır benim için. İstanbul’un sokakları, kıyıları insana yeni kapılar açar.
Ayrıca dolma kalemleri çok seviyorum. Ve İstanbul’a son gittiğimde de önemli kalem distribütörleri ile görüşme fırsatı buldum. Kalem üreticisi Mehmet Bey diye birisiyle tanışma fırsatım oldu. Atölyesine davet etti bizi. Kalemleri nasıl ürettiği neler yaptığı hakkında sohbet etme fırsatım oldu. Atölyesinde ilham veren, görünce kalemle ilgilenmeyen birisinde bile çalışmak, bir şeyler üretme isteği uyandıracak bir havası vardı. Bu tanışma benim için güzel ve anlamlı bir anı oldu. Ve daha birçok güzel anılarım oldu İstanbul’da. Bu yüzden İstanbul benim için özel bir yere sahiptir. İstanbul keşfetmekle bitmeyen her gezdiğinizde yeni şeyler öğreneceğiniz gizemli ve zengin bir şehirdir.