Yeşil Afşin Gazetesi'nde gençlerin edebiyat-sanat konularında yazılarını paylaştığı Genç Kalemşörler'in 34.sayısı çıktı.
SEN ÖZGÜRSÜN KUDÜS
Eğer ki bağlıysan kişi ya da rütbeye,
Özgür değilsindir dünya aleminde.
En derin mahkumluğundur sessizliğin.
İçindeki sonsuzluğu görsen de,
Dışındaki tutsaklık yok eder seni.
İşte orada başlar özgürlük savaşın.
Özgür bir ülke istiyorsan, özgürlüğüne düşkün insanlar bulman gerek.
Sen özgürsün Kudüs
Bir çoçuğun gülüşü kadar özgür,
Bir insanlığın suskunluğu kadar da tutsaksın,
Okunan selalar, kalabalıklaşan mezarlıklar kadar varsın.
Dünya senin varlığın karşısında suskun kaldı.
Susma haykır özgürlüğünü,
Aksa’nın sessizliğini haykırışlarınla doldur.
Uçan kuşlara inat aç kollarını,
Sarıp sarmalasın güneş,
Esen rüzgarlar fısıldasın kulağına.
Sen özgürsün Kudüs
Sen yalnızlığınla kalabalıklaşmış bir ordusun.
İçindeki sonsuzluk dışarıdaki özgürlüğünün en güzel halidir.
Sen yaralarını kanatarak iyileştiren Kudüs’ün çoçuğusun.
Sen özgürsün.
KARA TAHTA ÜZÜMLERİ
Salkım salkım üzümler vardı,
Hayat ağacımın üzerinde.
Pekmez olacaklarına inançları vardı
Yahut şarap olmaya niyetleri yoktu.
Kat kat hayallerim asılıydı,
Kara taburenin üzerinde.
Hiç sormadın nedir şarapların aslı?
İdama mahkum olan üzümlerimdi.
Hiç sormadın nedir şarapların aslı?
Seninle uyuyup sensiz güne uyanan
Umutların ilk fasılı.
İşte o umutlarda için için benim tükenen.
Üzümler mahkum oldu sensizliğe,
Olanlar oldu şimdilerde hayallerine
Hep inanç vardı pekmez olmaya.
Lakin;
Şaraplar içiliyormuş şimdi sesine.
İş işten geçmiş çoktan
Bir üzüm yeseydin hiç yoktan
Kime bu kadar inat?
Seninle büyüyene mi, gidene mi aynı yoldan?
AYSEL’İM
Ey gönlümdeki tek yıldız olan Aysel’im...
Renk cümbüşünün içinde en temiz kokan Aysel’im...
Uzak diyarlardan gönder bana rüzgarını.
Belki o esintiyle gözlerini izlerim.
Ey çölümün ortasındaki vaha Aysel’im...
Gemimin yanaştığı liman Aysel’im...
Eline bir taş al, fırlat denize.
Tekrar yüzeye çıkana kadar seni beklerim.
Ey Allah’tan duam Aysel’im...
Rüyalarımın süsü, başımın tacı Aysel’im...
Gözlerini kapat bir hayal kur.
Açıncaya kadar dile benden gerçek ederim.
Ey Âfet-i devran Aysel’im...
Tepenin ardındaki cennet Aysel’im...
Başla kum tanelerini saymaya.
Bitirene kadar ateşimi aşkınla beslerim.
Ey ağaçta öten kuşlar sesi Aysel’im...
Bakanı sarhoş eden mahur yüzlü Aysel’im...
Bana sürekli sevgini hatırlat.
Geriye kalanları hatıramdan silerim.
“ SEN,BEN, BİZ”
Bir şarkı çaldı bugün radyoda,
Yine sen geldin aklıma.
Ne buluyorum her çalan şarkıda?
Senden, bizden…
İçim almıyor bu ayrılığı,
Kilitliyorum üstüme kapıları,
Anlamlandırmaya çalışıyorum karanlığı,
Seninle, bizimle…
Devam etmek zor kaldığım yerden,
Hep parçalar buluyorum senden,
Anladığım bu olmuş benim sevgiden,
Yalnızca sen…
Her şey bitti burada; biliyorum,
Gelme üstüme; alışmaya çalışıyorum,
Rehberimden bile silemiyorum,
Seni, adını…
Peki sen kabul ediyor musun bittiğini?
Aramıyor musun hiç izimi?
Özlemiyor musun sesimi, sevgimi?
Beni, bizi…