Yeşil Afşin Gazetesi'nde gençlerin edebiyat-sanat konularında yazılarını paylaştığı Genç Kalemşörler'in 39.sayısı çıktı.
Şair’in Sonbaharı
Senden uzağa gidiyor, sana geldiğinden bir haber!
Kırk yıldır aynı günde yaşadığından geleceğini kaybeden,
Nice sonbaharlardır beklese de senden bir haber!
Adının geçtiği her cümlede ruhunu kaybeden.
(Şair)
Seninle son kez konuşmadı,
Sonlu baharlardır o konuşmayı ruhunda yaşadı,
Seni nice baharlardır unutamadı,
Her sonbaharı sen gibi yaşadı…
(Şair)
Ruhundan çıkmayan cümleler eskitti bir zaman,
Çıkmayan cümleler eskitti bir zaman ruhundan,
Cümleler eskitti bir zaman ruhundan çıkmayan,
Eskitti bir zaman ruhundan çıkmayan cümleler,
Bir zaman ruhundan çıkmayan cümleler eskitti.
(Şair)

Aşığız Sana
Aldığım nefes feda olsun gözyaşlarına Habiballah.
Feda olsun tüm servetim yoluna Resulullah.
Gözyaşlarına, yoluna, fedadır çünkü aşığız sana.
Habiballah, Resulullah aşığız sana ya Rahmetullah.
Bir görseydim seni kör olurdum başkalarına Habiballah.
Kör olurdum, çevirirdim gözlerimi, bakamazdım Resulullah.
Başkalarına bakamazdım, seni arar gözlerim elbet.
Habiballah, Resulullah elbet aşığız sana.

HAYATIN PERDE ARKASI
Eğer ki görseydim kar tanesinin her zerresini
İşte o zaman bir kere daha anlardım doğayı.
Görmemiz gerektiği kadar gösteriliyor.
Duymamız gerektiği kadarını duyuyoruz.
Lakin görseydim eğer dünyanın perde arkasını
İnanmanın da ötesine geçerdim.
İsyan ettiğim düşünmeyin!
Merak ediyorum sadece,
Doğanın bu sessizliği arasında
Nasıl çığlıklar atılıyor.
Yahut nasıl sessiz kalınıyor.
Anlamak isterdim bir karıncayı,
Bu küçük bedenin arkasında nasıl bir zerzeniş var.
Bir bitkiyi mesela.
O büyümesinin arkasında nasıl bir güç var.
Görseydim eğer ki berzah alemini
Secde etmeyi bırakmazdı akılsız başım
İsyan ettiğimi düşünmeyesiniz
Merakım yapışmış yakama
Silkelesemde gitmiyor.
Lakin etmek isteseydim
Sevdiğim insanlarla sınandığım vakit'tir.
Edebileceğim vakit.

SADME-İ İNKILAP
Aşk seni görünce etti kıyâm.
Leyâl boğdu geceleri anbean.
Femden tasavvur etmiş bir tebessüm;
Âşina kokun bana her yerden.
Meyl-i ibtisam etti mısramı okurken,
Sadme-i inkılâp tam bir gönüle.
Pek muhteriz, pek de gönülden;
O varken kaçılır mı ölümden?
Zevâl olur mu sanırsın bu sevda?
Yürüyorum yavaşça reh-i bekâya.
Gûş-ı ruh dinler bu sevdayı;
Dembeden yazacağım aşkı sana.

ÖZLEM GÜNLÜKLERİ -5
Badem çiçekleri ektim gönlümün gölgelerine
Hangi vakit bir süratle hüzün çarpsa ruhuma
Hiç durmaksızın seni getirdim aklıma
Bekleyemedim sessizce yüreğimin dinginlerinde
Etraflıca düşünemedim umudun hangi renk olduğunu
Bana bıraksalardı pembe derdim yahut mor
Sonra badem çiçeklerine bakıp seni bulurdum
O zaman derdim ki umudun rengi sensin
Tarumar olmuş yüreğinin içindeki ışık sensin
Hayatın içindeki o derin sıcaklıkta bulduğun serinlik
Dünyanın bütün güzel ve bütün güzel renkleri
Birde derdim ki en derin, en narin gülüşlü olan sensin
Ücralarında sarmaladığın hüznün benim hüznüm derdim
Gözlerinden akacak olan yaş benimde gözyaşım
Bedeninin içindeki ruh
Bedenimin içindeki ruhun arkadaşıdır derdim
Laflarla doldurmazdım yazdığım tüm şiirlerimi
Hepsini gönlümden koparıp verirdim ellerine
Fütursuz, sıkılmadan ve usanmadan yazardım
Ve ne zaman seni düşünsem badem çiçekleri yeşertirdim.

Nazlı Yarim
Savaşta mıyız?
Attın bana ok.
Eyüp aşkı buldu, başkasına tok.
Nazlı yarine aşkı çok.
Sensizlik bana epey zor.
Etme yarim kalbimden tahtını.
Kondur birkaç buse sabır daralıyor.
İstemiyor musun yoksa iyileşmemi doktor.
Olmaz diyorsun yarin üzülüyor.
Ruhumun tacı bugün doğuyor.
Kalbimin miladını unuttum sanıyor.
Mecnunun doğumunu kutluyor.