Allah her şeyi en güzel şekilde yaratmış olmasına rağmen başta içerisinde yaşamış olduğumuz dünyamız olmak üzere çoğu şeylerimiz kirlenmiş ve kirlenmeye de devam etmektedir. Kirlenen şeylerden birisi de “kavramlar”dır.

            “Demokrasi, İnsan Hakları, Özgürlük…” gibi kavramlar, kirlenmeden en fazla nasibini alan kavramlardır. Günümüzde hemen hemen herkesin diline tesbih ettiği bu kavramların içi farklı şekillerde doldurulmaktadır. Güçlü devletlerin zayıf bırakılmış devletleri sömürmek için kullandıkları birer aparat haline gelmişlerdir. Gözlerine kestirdikleri veya gidişatından hoşlanmadıkları milletleri ortadan kaldırmak için en uygun gerekçeleri olmuştur. “Özgürlük, demokrasi, insan hakları” gibi kavramlardan bahsederlerken kendilerinden başkasını insan görmedikleri gibi başkalarına yaşam hakkı da tanımamaktadırlar.  

Son günlerin en yaygın kullanılan ve içerisi de istenildiği şekilde doldurulan kavramlarından birisi de “terör” kavramıdır.

Yeryüzünde fitne çıkaran, düzeni bozan eylemler için terör eylemi denildiği gibi bu eylemleri yapanlara da terörist denilmektedir.

Terör ve terörist hiç kimsenin sevmediği şeylerdir. Terör yapan kimse toplumun düzenini bozduğu için sevilmez. Eylemleri de hoş görülmez.

Terör ve teröristler sevilmezken hangi eylemlerin terör, kimlerin de terörist olduğu tartışılmıştır. Bir düzen kuran, bu düzenin devam etmesinden faydalanan kimseler, bu düzene yönelik her türlü eylemleri terör, bunu yapan kimseleri de terörist olarak nitelendirmişlerdir. Eskiden beri böyle olmuş ve böyle de devam etmektedir.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözü kabilinden bu etiketi karşısındakine önce vuran hep kazançlı çıkmıştır. Son dönemde yaşanan Filistin-İsrail savaşında da bu kavram tekrar tartışılmaya başlandı. Hangi eylemlerin terör, kimlerin de terörist olduğu tekrar tartışılır oldu.

Bugüne gelmeden önce insanlık tarihinin başlangıcında dönerek kimler kimleri terörist olarak suçlamışlardır. Kısaca bunlardan bahsederek günümüze gelmeye çalışalım.

            Nemrut’a göre insanları tek Allah’a kulluğa davet eden İbrahim (as) teröristti. İnsanların taptıkları putları inkâr ederek ve onları kırarak fitne ve fesat çıkarıyordu. Cezası ise ateşe atılmak olmuştu.

Ölçü ve tartıda hile yaparak haksız kazanç elde etmeye çalışan Şuayb (as)’ın kavmine göre Şuayb (as) teröristti. İlk zamanlarda aklı selim biri olsa da sonradan toplumun önceden beri devam ettirdikleri düzeni değiştirmeye çalışan bir bozguncu olarak kabul edilmişti. “Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?” (Hûd: 87) diyerek Şuayb (as)’ı susturmaya çalışmış ve onun sözleri ile namazları arasında bir ilişki kurmaya çalışmışlardı.

Kendisi ve kavmi güneşe tapan Belkıs’a göre Süleyman (as) yeryüzünü fesada veren, şehrin ileri gelenlerini zelil bırakan kimselerdendi. “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” (Neml: 34) ayet-i kerimesinde de ifade edildiği gibi Belkıs’a göre tevhit inancına davet eden Süleyman (as) bozgunculardandı.

Firavun’a göre Musa (as) teröristti.

“Ey kavmim! Mısır’ın hükümdarlığı benim değil mi? Bu nehirler, (sarayımda) altımdan akmıyor mu? Hâlâ (büyüklüğümü) görmüyor musunuz?” (Zuhrûf: 51) diyerek Rabblik iddia eden Firavun’a göre “yerlerin göklerin rabbi Allah’tır” (Şuara: 24) diyen Musa teröristti. “Bırakın beni, Mûsâ'yı öldüreyim ve (o) Rabbisine yalvarsın(bakalım)! Çünkü ben (onun, sizin) dininizi değiştirmesinden yahut yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum.” (Mü’min: 26) ayet-i kerimesinde de ifade edildiği gibi Musa (as) Firavun’a göre yeryüzünde fesat çıkaran, insanların inançlarını bozmaya çalışan bir teröristti ve öldürülmeliydi.

Putperest Mekke halkına göre insanları tevhid inancına davet eden Hz. Muhammed (sas), kardeşler arasını açan, toplumda fesat çıkaran bir teröristti. Onun için başta alay edilmek, aç bırakılmak, işkenceye maruz kalmak gibi her türlü cezayı hak ediyordu.

“Kendilerine “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” (Bakara: 11) diyen münafıklara göre inancının gereğini yaşamaya çalışan inanalar teröristti.

“Hâkimiyeti ele aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.” (Bakara: 205) ayet-i kerimesinde ifade edildiği gibi yönetici olduklarında insanlara zulmeden, kendi sömürü düzenlerinin devamı için başkalarının canını ve malını hiçe sayan yöneticilere göre bu düzene karşı koymaya çalışan kimseler teröristti.

91 yılında Körfez savaşında Irak’ta kadın ve çocukların saklandığı bir sığınağı bombalayarak bine yakın kadın ve çocuğun sığınakta şehit olmasına sebep olan Amerika’ya göre vatanını savunan Iraklılar teröristti.

Çin tarafından her türlü işkence ve asimilasyona maruz kalan Uygur Türkleri Çinlilere göre teröristti.

Yaklaşık seksen yıldır işkenceye maruz kalan, kademe kademe vatanları işgal edilen, kafaları ve kolları taşlarla ezilen, üzerlerinde en ağır bombalar yağdırılan Filistin halkı, işgalci ve Siyonist İsrail devletine göre teröristti.

Bir dönem inancı gereği başını örterek okumaya çalışan kız çocukları birilerine göre teröristti.