VÂVEYLÂ

Yönü belirsiz pusula

Yeni ufuklara yelken açar

Kaptan ıraklarda

O gün yakın cesur davran

Devran

İrin dolu kefarete amil

Mani iken dünyada iyilik

Değil hakim

Nefretim buna

Yazmadı kalemim sayfalar

Vurdum defalarca

Başucumda yamanmış hırka

Bari gösterse yolu furya

Tezahür itham

Müdahil davama mükellef

Doymazmış yıkılan

Yenildikçe güreşe

Doyamadı gitti

Gözlerimiz güneşe

Dalgalar vurdukça kıyısına

Deryanın mehtabı zifiri

İnletir seccadem ahımı

Sızısı iner yüreklere

Yüreklerde

Tek gerçek sen

Ucuz motifli can tesellisi

İlkbahardan kalma

Sonumuz kış

Kısa kemerler çektim yoluna

Yol da sana, son da...

En Korkak Şiir


Soluduğum her havayı tartıyorum şüphesiz
Sana açılan kapılara adımlarım sessiz 
Kalbine baktığımda ise kimsesiz 
Girebilir miyim içeri bilemem yüreğim cesaretsiz

Ne ağır müebbetmiş kalbindeki tutsaklık
İçeri giren görür her yer darmadağınık
Herkese buz kesilen kalbim sana ılık
Söyler misin şimdi nerede bu ağırlık ?

Alacakaranlığın kalbime indiği vakit 
Orada olacaksın ışık sanki izmarit
Kendi kendini yana yana bitireceksin 
İşte o vakit tükenir bendeki ümit 

Gurbet 


Bugün evimiz çok kalabalıktı. Sanki herkes bizim evdeydi anne. Ne olduğunu anlamadım daha sen de yoktun ortada. Sonra teyzem sarıldı, oturdum kapının eşiğine sadece odadaki insanlara baktım. Sordular”ne oldu, kime baktın?”  Koca boşluktan çıkamadım ama kısık bir sesle “ Hiç!” diyebildim sadece, anne seni aradı gözlerim sadece.
Anne! Annem. Neredesin, evde kuran okunuyor kime bu dualar? Neden ağlaşıyor teyzem, dayım, abim… Hani bize binbir çeşit yemekler yaptığın mutfağın varya orada yemek pişiyor senin adına. Ben helva sevmem ki neden helva yapıyorlar anne? Okula gideceğim sabah gelip saçlarımı örsene anne, yine beni öperek göndersene. 
Sen varken her köşesi çiçekti bu evin, şimdi kocaman bir boşluk oldu. Ben gurbeti uzak bilirdim, teyzelerim senin eşyalarını toplayıp kara poşete koyana kadar. Kapının arkasında asılı olan hırkanı göremeyince anladım gurbet kendi evinde oluyormuş annem. Gurbet meğer sen gidince bu şehirde oluyormuş. Annem meğer gurbet babamın gözündeki çaresizlik oluyormuş. 
Balkondaki çiçeklerin bir bir solmaya başladı. Ben büyüdüm, yaramazlık yapmam seni de üzmem ki artık, evimiz sensiz çok soğuk oluyor annem. Bana çaresizliği yaşatma, doğup büyüdüğüm evde gurbeti yaşatma annem, beni burada yalnız bırakma çıkıp gelsene cennetten.

İnsanın Tek Rakibi Kendisidir


Yaşam bir sınavdır. İnsan dünyaya bir sebeple gelmiştir. Hayatı boyunca bu sınav için mücadele edecektir. Yaşamı boyunca bir sürü engelle karşılaşır ve bu engelleri aşmak için mücadele etmek zorunda kalır. Bunlardan belki de en önemli olanı tek rakibinin kendin olduğunu bilmektir. Aşması zor olabilir ama aşarsan her şey çok daha farklı olacaktır.

İnsanlar genel olarak birbirlerini kendilerine hep rakip olarak görürler. Ama herkesin yaşam şartları aynı değildir. Örneğin köyde yaşayan bir insan ile şehirde yaşayan bir insanın bulunduğu koşullar eşit değildir. Bu yüzden kendine başkalarını rakip olarak görmek uygun değildir; herkesin rakibi kendisi olmalıdır ve bir sonraki gün nasıl daha ileriye gidebilirim diyerek mücadele etmelidir. Çünkü kendini başkalarıyla kıyaslamak zaman kaybetmektir. Bu nedenle insan sadece kendisiyle yarışması gerektiğini bilmeli ve başkalarına kendini kanıtlamak zorunda hissetmemelidir. Eğer bunun farkında olursa hayattaki başarısının arttığını zaten görecektir. Tabii bir de aceleci olmamak gerekir. Bazı şeyler sabır ister. Bazen tırmanırsın tırmanırsın ama istediğin şeye ulaşamazsın böyle oldu diye bırakıp pes etmek doğru değildir. Belki son bir adım kalmıştır veya farklı bir yol denemen gerekiyordur. Değişim bir anda olacak bir şey değildir. 

Sonuç olarak insan kendini başkalarıyla kıyaslamadan, çevresindeki insanların kötü niyetli sözlerine aldanmadan, doğru yolda hedefinden sapmadan adım adım ilerlemeye devam etmelidir.

Yolculuk Esnasında


Ferahla ey kalbim, ye’se kapılma
İhmal etmez Allah belki imhal eder
Güçsüzüm diye de kendini sıkma
O ki istedi mi yoktan var eder

Ey nefsim, görünüşe aldanma
İbrahim’e ateşi serin kılan vardır.
Dünya nimetlerine de çok kapılma
Kızıldeniz’i Firavun’a mezar eden vardır.

Saltanatına güvenip büyüklük taslama
Nemrut’u yere seren bir sinekti
Makamın bir önemi var mı hak divanında? 
Çoban olan aynı zamanda Habibullah değil miydi? 

Bu dünya elbet gelip geçer
Sual olacaksın yaptıklarınla
Kim olduğunun da bir önemi kalmayacak beşer
Münker Nekir’le baş başa kalınca