Bazı şehirler vardır ki, adı yalnızca haritalarda değil, tarihin şeref levhalarında yazılıdır. Bazı destanlar vardır ki, yalnızca bir milletin değil, insanlığın hafızasına kazınır. İşte benim güzel memleketim Kahramanmaraş’ın kurtuluşu, işte 12 Şubat.
Bu toprakların insanı merttir, cesurdur, vatanına, bayrağına, toprağına sevdalıdır. Özgürlük, Maraşlı için su gibi aziz, ekmek gibi mübarektir. İşte bu yüzden, bu şehir teslim olmadı, boyun eğmedi, esareti kabul etmedi.
Maraş’ta Direniş Başlıyor
Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, 22 Şubat 1919’da Fransızlar şehrimizi işgal ettiğinde, Maraşlı susmadı. Önce bekledi, sonra ayağa kalktı. Bir milletin onuruna, namusuna el uzatıldığında Maraşlı’nın ne yapacağını tarih çok iyi bilirdi. Ve ilk kıvılcım düştü… Bir Türk kadınının örtüsüne uzanan eller, bu memleketin kaderini değiştiren ilk kurşunun sıkılmasına sebep oldu. Sütçü İmam’ın silahından çıkan o kurşun, yalnızca düşmana değil, esarete de sıkılmış bir meydan okumaydı. İşte o an, Maraş’ın eğilmeyeceği, susmayacağı, diz çökmeyeceği dünyaya ilan edildi…
Bu mücadelede kadın erkek, genç yaşlı herkes omuz omuza verdi. Çünkü Maraşlı için vatan demek, can demekti.
22 Gün 22 Gece: Direnişin Efsanesi
21 Ocak 1920’de Maraşlılar, büyük direnişi başlattı.
22 gün 22 gece süren mücadelede, Maraş’ın her sokağı cephe, her evi kale oldu. Silahları azdı, cephaneleri yetersizdi, ama yüreklerinde bir milletin bağımsızlık ateşi yanıyordu. Yokluk vardı, açlık vardı ama pes etmek yoktu. Ve o mücadele, Maraş’ın kurtuluşunu değil, Anadolu’nun bağımsızlık ruhunu da ateşledi.
12 Şubat: Özgürlüğe Kavuşan Şehir
Ve işte o büyük gün…
12 Şubat 1920 sabahı, Maraş artık başka bir Maraş’tı. Çünkü o gün, Maraş özgürdü. Fransızlar, Maraş halkının azmi ve cesareti karşısında daha fazla duramayacaklarını anladılar ve şehri terk etmek zorunda kaldılar. Zafer çığlıkları yükselirken, o gün şehirde tek bir söz yankılanıyordu:
“Maraş bize mezar olmadan, düşmana gülzar olmaz.”
Maraş’ın kurtuluşu sadece bir şehrin zaferi değil, tüm Anadolu’ya ilham veren bir destandı. Ve yıllar sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu kahramanlığı unutmamış, Maraş’a hak ettiği unvanı vermişti:
“KAHRAMANMARAŞ”
Bu Toprakların Evladı Olarak…
Bu şehirde doğdum, bu toprağın insanıyım. O gün canlarını veren kahramanların bıraktığı mirasa sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur. Çünkü bu vatan kolay kazanılmadı. Her taşı bir yiğidin son nefesiyle yoğruldu, her karışı şehit kanıyla sulandı. Ve biz, Maraşlılar olarak, bu destanı sonsuza kadar yaşatacağız.
Ne mutlu Maraşlıyım diyene!
Ne mutlu vatanı için can verene!