Ne hallere düştün ey deli gönül
Şimdi leylicanı bul istiyorsun 
Manidar manidar ötersin bülbül
Kışta kıyamette gül istiyorsun

Dökülmüş yaprağım Kurumuş dalım
Tükendi takatim kalmadı halim
Daha ne söylesin lâl oldu Dilim
Şeyda Bülbül gibi dil istiyorsun 

Bu kara sevdayı ben senden aldım
Gelirsin diyerek selamlar saldım
Ben Sensiz Ağladım hep sessiz kaldım
Halimden çok fazla hal istiyorsun

Niçin hazin hazin çekersin için
Hüma kuşu gibi yükledim göçün
Rüzgâra bırakmış Dağılmış saçın
Leyla mecnun gibi çöl istiyorsun

Ağlama bulunmaz gözyaşın silen
Sonra bulamazsın yüzüne gülen
Damla kadar olmaz kıymetin bilen
Şimdi kalkmış benden göl istiyorsun

Senin hasretinden deliye döndüm 
Çok sevdim demiştin ben sana kandım
Attın ateşlere yıllarca yandım
Yanan yüreğimden kül istiyorsun

Kalmadı mecalim görmüyor gözüm
Sana geleceğim tutmuyor dizim
Sende ağlıyorsun kınalı kuzum
Vuslata ermeden öl istiyorsun

Yıllar oldu sevdim diye beklettin
Gittiğin yolları her gün yoklattın
Mektubunu döş cebimde saklattın 
Şimdi beni sana kul istiyorsun

Bülbüller ötmüyor güle ermeden
Arılar bal yapmaz çiçek dermeden
Çekip gittin bana haber vermeden
Arısız kovandan bal istiyorsun

Hüseyin Kara’yım düştüm dillere
Bülbül özleyince konar güllere
Seni bulur muyum düşsem yollara
Şimdi seni benden bul istiyorsun