2014 yılıydı. Yeşil Afşin Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü'ndeki görevimi bırakıp Sivas'a gidiyordum. Yeni bir hayat, yeni bir şehir, yeni insanlar... İlk günler zordu açıkçası. Alıştığın toprağı, tanıdığın yüzleri, köklerini saldığın memleketi geride bırakmak kolay değil. Gazeteciliğin verdiği o ayrıcalıklı konumu, tanınmışlığı, her sokakta rastladığın dostları bir anda bırakıp yeni bir yere gitmek, insanı adeta sıfırdan başlamaya zorluyor.

Ama biliyorsunuz ya, hayat insanı alıştırıyor zamanla. Memleket özlemi hep içimde bir yerlerde taşısa da, yavaş yavaş Sivas'a da ısınmaya başladım. Kamu kurumundaki yeni görevim farklı bir dünya demekti. Gazeteciliğin hareketli temposu yerini daha düzenli, daha sakin bir çalışma hayatına bırakmıştı. İlk haftalarda her sabah kalktığımda Afşin'i, oradaki dostları, gazetenin o kağıt kokulu atmosferini düşünürdüm. Ama zaman her şeyin ilacı derler ya, gerçekten de öyle oldu.

O günlerde kızım ana okulunu yeni bitirmişti, ilkokula başlayacaktı. Her ebeveynin yaşadığı o telaş bizdeydi: Hangi okul? Hangi öğretmen? Hangi sınıf? Bir çocuğun eğitim hayatının ilk adımları ne kadar önemli, hepimiz biliyoruz. İlkokul öğretmeni, çocuğun karakterinin şekillenmesinde, okula karşı tutumunun oluşmasında kritik bir rol oynar. Afşin'de olsaydım, tanıdığım nice değerli öğretmen vardı, gönül rahatlığıyla emanet ederdim çocuğumu. Yıllardır gazeteciliğin verdiği imkanla eğitim camiasını yakından tanıyor, hangi öğretmenin nasıl bir eğitimci olduğunu biliyordum. Ama burada, Sivas'ta yabancıydık, yeni gelmiştik. Kimseyi tanımıyorduk.

İşte tam o sırada, bir akşam Afşin'den tanıdığım Bünyamin Özdemir'i aradım. Telefonu açtığında, sesinden beni tanıdığını anlamıştım. Uzun bir sohbet ettik. Önce Afşin'i sorduk birbirimize, ortak tanıdıklarımızı, memleketimizin halini. Sonra durumumuzu anlattım. Meğer kendisi de Sivas'ın Kangal ilçesinde Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapıyormuş. Ne tesadüf değil mi? İki Afşinli, aynı şehirde, farklı görevlerde... Bünyamin Bey, Sivas'taki okullar hakkında detaylı bilgi verdi, hangi okulu tercih etmemiz gerektiği konusunda somut önerilerde bulundu. Sadece bir okul adı söylemekle kalmadı, o okulun neden iyi olduğunu, öğretmen kadrosunu, eğitim yaklaşımını anlattı.

O gün verdiği destek, bir baba olarak içimi rahatlatmıştı. Çünkü karşımda sadece bir bürokrat değil, eğitimci ruhlu, empatik ve yardımsever bir insan vardı. O telefon görüşmesinden sonra kendimi Sivas'ta yalnız hissetmemiştim. Memleketten bir dostun, bir tanıdığın olması, seni bambaşka bir yere taşıyor. Kızımı o önerdiği okula yazdırdık ve gerçekten de çok memnun kaldık. Bünyamin Bey'in tavsiyesi hep aklımda kaldı.

Aradan yıllar geçti. Hayat aktı, günler birbirine karıştı. Hala Sivas'tayım, buradaki görevime devam ediyorum. O günlerde tanıştığım insanları, yaşadığım deneyimleri hiç unutmadım. Kızım büyüdü, artık lise çağında. Sivas benim için artık ikinci bir vatan oldu diyebilirim. Bugün, sosyal medyada dolaşırken gördüm: Bünyamin Özdemir, Afşin Milli Eğitim Müdürü olarak atandı. O anı tarif edemem, içim bir hoş oldu, yüzümde kocaman bir tebessüm belirdi. Sanki yıllar önce verdiği borcunu, bu kez memleket ödüyormuş gibi hissettim.

Çünkü Bünyamin Bey'in Sivas'ta Sivaslılar tarafından nasıl sevildiğine, takdir edildiğine şahit olmuştum. Kangal'da yaptığı çalışmalar, eğitime verdiği önem, öğretmenlere ve öğrencilere olan yaklaşımı hep konuşulurdu. Sadece bir yönetici değil, aynı zamanda bir eğitim vizyoneri olarak tanınıyordu. Şimdi aynı değeri, aynı özverili hizmeti Afşin'e taşıyacak. İnanıyorum ki Afşin eğitim camiası için çok güzel işlere imza atacak. Tanıdığı Afşin'e, artık yönetici olarak döndü ve eminim ki bu toprakların çocuklarına çok şey katacak.

Üstelik tek güzel haber bu değil. Yine Sivas'ta tanıdığım, eğitim camiası tarafından sevilen ve takdir edilen Resul Çatal da Afşin Milli Eğitim Şube Müdürü olarak atandı. Resul Çatal'ı da yakından tanıyan biri olarak söyleyebilirim ki, kendisi işinin ehli, öğrencileri ve öğretmenleri seven, eğitime gönül vermiş biri. Sivas'ta onunla da yollarımız kesişmişti. Onun da eğitime bakış açısı, insanlara yaklaşımı örnek alınacak düzeydeydi. Şimdi bu iki değerli eğitimci, Afşin'de bir arada çalışacaklar. Bu, sadece bir atama değil, Afşin için gerçek bir kazanım.

Hayat bazen gerçekten ilginç dönemeçler yaşatıyor insana. 2014'te Afşin'den Sivas'a giderken üzgündüm belki, gazeteciliği bıraktığım için içimde bir burkulma vardı. Ama on yılı aşkın süredir Sivas'tayım ve artık burayı da sevdim. Orada tanıdığım değerli insanlar bugün memleketimde görev yapıyor. Sanki bir döngü tamamlanıyor, sanki o günkü ayrılığın da bir hikmeti varmış gibi. Belki de Sivas'a gitmem gerekiyordu ki, bu insanları tanıyayım. Belki de onların bugün Afşin'de olması, o zamanki tanışıklığımızın meyvesiydi.

Düşünüyorum da, hayat ne kadar girift. Bir gazeteci olarak ayrıldığım Afşin'e hala dönmedim ama, Sivas'tan tanıdığım eğitimciler şimdi memleketimde görev yapıyor. O zamanlar kızım için öğretmen ararken yardım istediğim insan, şimdi memleketimin eğitim müdürü. Bu tür tesadüfler aslında tesadüf değil, hayatın akışının bir parçası. Belki de ben Sivas'ta kalarak, Afşin'e farklı bir şekilde hizmet ediyorum - orada yetişen değerli eğitimcileri tanıyarak, onların bu topraklara taşınmasına vesile olarak.

Afşin'in eğitime verdiği önem malum. Bu topraklar, yıllardır nice değerli insanlar yetiştirdi. Şimdi bu özverili yöneticilerle birlikte, ilçemizin eğitim kalitesi daha da yükselecek. Çocuklarımız daha iyi imkanlarla, daha nitelikli bir eğitimle geleceğe hazırlanacak. Bünyamin Özdemir ve Resul Çatal gibi deneyimli, vizyoner eğitimcilerin Afşin'de olması, bizler için büyük bir şans.

Bünyamin Özdemir'e ve Resul Çatal'a yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Afşin'e hayırlı olsunlar. Ve o 2014 yılında, Kangal'da bir baba olarak içimi rahatlatan Bünyamin Bey'e, bugün Afşin Milli Eğitim Müdürü olarak tekrar teşekkür ediyorum. O günkü samimiyetini, yardımseverliğini hiç unutmadım.

Çünkü hayat bazen dönüp dolaşır. Ve iyi insanlar da nerede olursa olsun, izlerini bırakır. Sivas'ta bıraktıkları izleri gördüm, şimdi Afşin'de neler yapacaklarını merakla ve heyecanla bekliyorum.