Mecliste alkol yasası düzenleme çalışmaları yapılıyor. Bir grup muhalefet milletvekilleri kürsüden ve oturdukları yerden yasayla ilgili ne kadar akla aykırı savunma varsa, yapıyorlar. Yeter ki alkol düzenleme yasası çıkmasın. Özgürlüklerin daraltıldığından dem vuranlar, Osmanlı  Padişahı IV. Murat’ın resmini kürsüden gösterenler, ayrana karşı milli içkimiz şaraptır diye bağıranlar daha neler neler. Bunlara göre yeter ki bu alkol düzenleme yasası çıkmasın.
 
İçkiyi tüm kötülüklerin anası biliyoruz. İçki alındığında akıl devre dışı kalmaktadır. Beyin etkilenmektedir. Bundan denge bozulmaktadır. Görmeyi, konuşmayı etkilemektedir. Sarhoşken yürümekte zorluk eken, araç kullanması sakıncalı olan, düzgün cümleler kuramayan, etrafı sarhoş kusmuklarıyla kirleten, sarhoşluktan kurtulunca hatalarından özür dileyen bir zaman dilimini insan nasıl savunabilir? Her içki bağımlısı yaptığı işin iyi olduğunu savunabilir mi? Bunu sadece kafası alkolle uyuşmuş bir zümre savunabilir. Kötü alışkanlıklardan vazgeçilemiyorsa eğer, gizlice irtikap edilir. Açığa vurulmaz, savunulmaz, kötü alışkanlıkla toplum önünde övünülmez. ,
 
Hem topluma zarar veren içki satılan yerler, kumarhaneler vs. okullardan, camilerden en az 100 metre uzakta olmasını düzenleyen yasa yeni değil. Belki bu yasa bundan sonra daha işlerlik kazanır. Kaldı ki bu yasa içki içenin içmesine karışmıyor, reklamları kısıtlıyor, satış yerlerini dizayn etmeyi içeriyor. En önemlisi de genç nesli biraz olsun bu kötü alışkanlıktan korumayı amaçlıyor. Bir hükümetin geleceğini emanet edeceği neslini zararlı alışkanlıklardan korumak için önlem almasından daha doğal ne olabilir. Türkiye’de zararlı alışkanlıklardan sigara ve içkinin kullanım yaşı çocuk denilecek yaşlara kadar düştü. Elbette ki bunun için önlemler gereklidir. Alınan önlemlerde bundan başka bir şey değildir. Geleceğimiz alkolik bir toplumun eline bırakılamaz.
 
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’in büyük bir caddesinin ortasında yaşları 13 ile 16 arası on kadar genç bir fıçının etrafına toplanmışlar ellerinde tahtadan bira bardağı veriyorlar içmeyi. Hem de günün tam ortasında. Böyle bir durumu oluşturmak isteyen anlayış mazur ve masum görülemez. Geleceğimizin dizaynını ayyaş ve serkeş eller inşa edemez.
 
İçkiyle arası iyi olan kim varsa, bu yasadan endişeyle ileride sıra bize de gelecek diyorlarsa yanılıyorlar. Ne mahalle baskısı nede yasalarla kuşatılmaları söz konusu değil. Bu bir izin anlamına da gelmez. İstedikleri kadar tüketebilirler. Zil zurna olabilirler. Hem de yasaya inat, sabah-öğle-akşam-yatarken tüketebilirler. Ne var ki çevreyi kirletmemeye ve rahatsız etmemeye özen göstermeliler. Yılbaşı gecesinde olduğu gibi polise zulmetmeye de kimsenin hakkı yoktur.
 
Ey yasa karşıtları, ey içki dostları, bu arazdan kurtulmanız için size bir fırsattır. Tedavi olun ve bu beladan kurtulun. Kafayı kuma gömmeyin.
Vesselam…