Her şeyden önce; milletçe, o felaket dolu, musibet içeren günü iyice anlamalıyız. Bu " kara gün"ün mahiyetini anlamak için, 15 Temmuz gecesinde bir program dahilinde hareket etmeliyiz.

Neler yapmalıyız?

1- O kara gün, sözde, sahte, uydurukçu ve hurafeci bir din şarlatanı tarafından organize edildiği için, buna inat tüm Müslüman milletimize büyük görevler düşmektedir.

2- O gece ve gün; tüm camilerimiz, mescitlerimiz açık olmalı, cemaatlerimize dolu dolu bilgiler verilmelidir.

3- Yine aynı gece ve gündüz, şehitlerimizin ruhaniyetleri, gazilerimizin sağlık ve sıhhatleri için hatimler indirilmeli okunan Yasinlerin Fetih surelerinin Türkçe anlamları ile insanlarımıza izah edilmeli, sesi, ahengi, anlatımı güçlü olan din adamlarımız, bir tarafta Kuran tilavetinde bulunur iken. bir kısmı da minareleri sesiyle, savtıyla şenlendirmelidir.

4- Camilerimizde, mahyalar yakılmalıdır. " Hak geldi, hurafecilik zail oldu" veya benzeri ifadeler yüksekleri, yüceleri süslemelidir.

5- Çarşı, pazar, dükkanlar, resmi daireler bayrağımızla süslenmeli, İstiklal marşımız, her an, her defasında 15 Temmuz günümüzde ağırlığını hissettirmelidir.

6- Konferansçılarımız, ediplerimiz dolu dolu böylesi din dışı bir projeyi gündeme taşımalıdırlar.

7- Ozanlarımız, şairlerimiz, aşıklarımız bu gecede gümbür gümbür meselenin üzerinde durarak, söz konuşu " uğursuz gece"nin oluşumunu ve neticeyi millete aktarmalıdırlar..

8- Bu ve benzeri " sahte, sözde dini yapanları", Allah'a kulluğu değil de kula kulluğu emreden hurafecileri millete anlatmalı, bunların içerikleri, gayeleri bir bir izah edilmelidir.

9- Ülkemizde tek otorite sayılan, Diyanet İşleri Başkanlığımızı bütün alt-üst birimleriyle birlikte aktif göreve davet etmeliyiz.

10- Şu ana kadar bir bakıma suskun kalan, suskunluğunu kısmen de olsa koruyan Diyanet İşleri Başkanlığımız dini, Kurani tüm çekinceleri bir taraf ederek, böylesi bir sahte yapının ipliğini pazara çıkarmalıdır. Çünkü,
bu hususta her hangi bir manevi mesuliyet söz konusu değildir. Birilerinin nahak yere canları yanmış ise, onlarda bu yolda bildiklerini dobra dobra anlatmalıdırlar.

Netice olarak;

15 Temmuz gününü taa damarlarımıza kadar yaşamak, anlatmak, ifade etmek bir din, bir vatan, bir insanlık ve vatandaşlık görevidir.

İnananlar olarak bizler, bu tür saçmalıklara, hurafelere suskun kalır isek, vallahi, dine
imana, tarihe karşı suç ve günah işlemiş oluruz.

Onun içindir ki, her birey, elinde bayrağı ile yollara düşmeli, "daha ölmedik" nakaratları ile varlığını tezahür ettirmelidir. Çünkü, böylesi gün ve zamanda haykırmayacağız da ne zaman kendimizi göstereceğiz?.

Rabbim! Bu aziz millete Kur'ani güç ve kudret nasip eylesin. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir