" Şu gerçeği hiç unutmayın: İlahınız yalnızca kendisinden başka ilâh olmayan Allah'tır. O'nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır." ( Tâhâ sûresi, âyet 98 )

" Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz." ( Hadis-i şerif)

Ülke gündeminde, " Millet kıraat-haneleri" mevzu bahistir. Düşünenleri, gündeme alanları, teklif edenleri, millet hayatına geçirenleri tebrik ediyor, muvaffak olmalarını niyaz ediyorum.

Böylesi, güzel bir düşünceye, eyleme karşı çıkanlar, genelde maziyi unutan, " Halk evlerini" geri plana atan kesimlerdir.

"Halk evlerinde" tavla, iskambil, taş dizme, poker, ve papaz çarpma işlerini seven, artarak devam etmesini isteyen zihniyet mensuplarıdır.

Oysa, kahvehaneler, cafeler, zaman öldürme yerleri olarak, bu millet evlatlarına çok çok pahalıya mal olmuş ve olmaktadır.

Cafeler; birahaneler, kafaların tütsülendiği, beyinlerin yıkandığı, " devrim marş"larının tezgahlandığı zil-zurna sarhoş nakaratları ile ortamı, mahalle , sokak sakinlerini taciz ettiği yerlerdir.

Birahaneler, cafeler, kahveler; millet çocuklarını; cumadan, bayramdan, vakit namazlarından alı koyan mahallerdir. Diğer taraftan, kitap okumayı yok sayan, gerek görmeyen, gazete, dergi , neşriyat nedir bilmeyen kesimlerin uğrak yerleridir.

Ya Kıraat -haneler?..

" Okuma evleri, neşriyatın hüküm ferma olduğu, tatlı tatlı sohbetlerin, mazinin dile getirildiği, askerlik anılarının, Yemen, Kafkas, Çanakkale, Milli Mücadele hatıralarının ortamı neşeye boğduğu mekanlardır.

Kıraat-haneler ki, içerisinde her çeşit kitapların mevcut olduğu " okuma evleri"dir. Tarih, İslam, Siyer, Meal, Tefsir, fıkıh, akaid ve benzeri enteresan eserlerin dolu dolu olduğu yerlerdir.

"Halk evleri" yaşamış olsaydı, ne olurdu? Bol bol devrim marşları söylenir, Deniz Gezmiş, 68 kuşağının yaramazlıkları anlatılırdı. Çok şükür ki, " Kıraat-hane" düşüncesi, icrası, gündemi meşgul etmesi, bu tür rezilliklerin üzerini örtmüş, bir daha da hortlamayacak şekilde üzeri kapatılmıştır.

Sonuç olarak;

" Millet kıraat-hane"lerini iyi değerlendirmeli, milletçe sahip çıkmalı, oraları kütüphane olarak görüp, boş zamanlarımızı, okuma isteklerimizi, çay, simit, kek ihtiyaçlarımızı orada gidermeliyiz.

Artık, her türlü azgınlıklara, aşırılıklara meydan vermemeliyiz. Akıllı, uslu, düşünceli bir halde yaşayıp, boş zaman yoktur, boş insan vardır hesabından hareket ederek, millet evlerini yaşatmalıyız..

Tv. haberlerini orada takip etmeli, eşle, dostla orada sohbet ederek, vakitleri değerlendirmeliyiz. Diğer taraftan, şehrimizin, mahallemizin sorunlarını, insanımızın dertlisini orada görüşüp, dertlere çare, sıkıntılara merhem olmalıyız. Selam ve dua ile..