Hayalcilik diye bir meslek bulunsa sektörde ne paralar kazanırdım kim bilir… Ben; hayatın en güzel yanının hayal kurmak olduğunu savunanlardanım.  Uzun ya da kısa metrajlı farketmeden kendi filmini çekebileceğin neresi vardır ki hayallerden başka? Rüzgardan daha hızlı, güneşten daha aydın, sudan daha temiz ve bir kuştan daha özgür olduğumuz neresi var? İçinde zaman kavramı olmayan, nefret olmayan, kin olmayan başka kaç dünya var ki hayallerden başka? Güzeldir hayal kurmak. Hele de hayal ettiklerini gerçekleştirmek…


  Eminim çoğuna göre saçmadır. Yahut gereksiz. Hiç öyle değil oysa ki. Hayalsiz bir hayat, internet paketsiz akıllı telefon gibi bir şeydir. Ya da ne bileyim tuzsuz çorba, şekersiz çay, sütsüz kahve gibidir. Tatsızdır, renksizdir. Renksiz bir hayat ne kadar mutlu edebilir tartışılır. Ama tartışmaya kapattığım konu; hayal kurmak güzeldir.

   ‘’Hür bir kuş olmayı kim istemez ki…’’


  Bir kere hayal kuran insan depresyona giremez. Yani denilebilir ki; Bir hayal bin antidepresandan yeğdir. Başrolüne kendine bıraktığın, oyuncu seçimini kendin yaptığın ve sınırsızca senaryo yazıp bölümleri paşa gönlüne göre çektiğin bir filmdir hayal. Günümüz Türkiye’sinde çoğu yapımcı bile yapamıyor bunu yani düşünün artık…



  Hayatın ve günümüz şartlarının yoğun temposuyla kendimizi unutup yaşam şartlarına ayak uydurma derdindeyiz. Fakat kimine göre de doğru yerdeyiz. Gerçekcilik taraftarları olanlar hayal kurmaktan yana değiller. Ama görmek zor olmasa gerek; hayaller ücretsiz terapistlerimiz. Bir hayalin içinde kaybolurken bir terapi merkezinde gibi hissetmemiz boşuna değil ki.  Hatta çoğu zaman hayal; yaşam destek ünitesi gibi hayat verir. Hayal kurmak çok güzeldir vesselam.


  En güzel hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle.

  Sevgiler.