ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'nın Finike ilçesinde içerisinden geçen sularla dikkati çeken Limyra Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmalarında 1982 yılından bu yana epigrafik kaynaklardan varlığı bilinen ancak bulunamayan Zeus Tapınağı'nın bir bölümü ortaya çıkarıldı.
Likya Uygarlığı'nın doğu kentlerinden Limyra Antik Kenti, Finike'nin yaklaşık 9 kilometre kuzeydoğusundaki Toçak Dağı'nın eteklerinde yer alıyor.
Likya Kralı Perikle'nin hüküm sürdüğü zamanlarda Likya'nın başkenti olan Limyra, Bizans döneminde ise bölgenin piskoposluk merkezi olmasıyla biliniyor. Likya bölgesinin en çok kaya mezarına sahip kentlerinden Limyra, surları, 'Perikle Heroonu' isimli anıt mezarı, 6 bin kişilik tiyatrosu, Roma hamamı, 'Ptolemaion' anıtı, caddesi ve Gaius Sezar adına yapılan mezar anıtıyla öne çıkıyor.
Kentte, Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'yle birlikte Limyra Koordinatör Kazı Başkanı Doç. Dr. Kudret Sezgin tarafından yapılan kazılar devam ediyor.
Kazılar kapsamında uzun yıllardır kentte olduğu tahmin edilen Zeus Tapınağı'nın yeri tespit edildi. Kentin batı bölümünde yapılan çalışmalarla tapınağın bir bölümü ortaya çıkarıldı.
- 'Tapınak olduğu biliniyordu ama nerede olduğu bilinmiyordu'
Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sezgin, AA muhabirine, arkeolojik kalıntılar üzerinden kentin en erken şehirleşme sürecinin klasik döneme yani 2400 yıl öncesine dayandığını belirtti.
Likya Kralı Perikle'nin kentte ciddi imar faaliyeti yürüttüğünü dile getiren Sezgin, Limyra'nın 2023 yılında Geleceğe Miras Projesi'ne dahil edildiğini söyledi.
Koordinatörlük olarak kendilerinin ilk defa bu yıl kazı çalışmalarına başladıklarını ve çok önemli arkeolojik keşfe imza attıklarını kaydeden Sezgin, '1982 yılından bu yana Epigrafik kaynaklardan bilinen ama yeri yıllardır tespit edilemeyen tapınak yapısını bulduk. Arkeolojik verilerle tapınağın klasik dönemde inşa edilmiş Zeus Tapınağı olduğu sonucuna vardık. Hellenistik ve Roma İmparatorluğu döneminde de kentin baş tanrısının Zeus olduğunu yazılı kaynaklardan net şekilde biliyoruz. Tapınak olduğu biliniyordu ama nerede olduğu bilinmiyordu.' dedi.
- Tapınak, kentteki yapıların da yeniden tanımlanmasını sağladı
Tapınağın doğu cephesi olarak adlandırılan ana giriş bölümü ve sundurma olarak tanımlayacakları ante duvarlarını açığa çıkardıkları bilgisini veren Sezgin, 'Tapınağın ön cephesi 15 metre genişliğinde. Tapınağın üzerine Bizans döneminde bir sur inşa edilmiş. Kutsal oda, surun dış kısmında kalan, özel mülk olan portakal bahçesinin altında kalmış. Kamulaştırma çalışmalarını tamamladığımızda kazıları orada sürdüreceğiz.' diye konuştu.
Tapınakta seramikler bulunduğunu bildiren Sezgin, bu seramikler sayesinde kentin yerleşim tarihinin 5000 yıl öncesine dayandığının anlaşıldığını kaydetti.
Tapınağın keşfedilmesinin kentin şehirleşme sürecinde bugüne kadar kabul gören bazı teorilerin tekrar gözden geçirilmesini sağladığını anlatan Sezgin, 'Uzun yıllardır Roma Caddesi'nin altında tespit edilen propilon denilen anıtsal kapının klasik dönemde tapınağın kutsal alanına giriş sağlayan kapı olduğu sonucuna varıldı. Hellenistik dönem sur duvarı olarak adlandırılan duvar yapısının da tapınağın çevre koruma duvarı olduğu sonucuna vardık.' ifadelerini kullandı.





