Rojin Kabaiş neden öldü, soruşturma sonuçlandı mı? Van'da cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2024'te Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'e ilişkin soruşturma hakkında açıklamada bulundu.

ROJİN KABAİŞ OLAYI SON DAKİKA GELİŞMELERİ

Soruşturma sürerken, Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor, 10 Ekim’de dosyaya girdi. Diyarbakır Barosu ve Van Barosu avukatlarının da katılımıyla, Diyarbakır Barosu’nda ortak basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, hazırlanan rapor kamuoyu ile paylaşıldı.

Toplantıda konuşan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Avukat Zeynep Demir, verilen raporda, Rojin’in göğüs ve vajina iç bölgesinde 2 erkek kişiye ait DNA örneklerinin bulunduğunu ifade ederek, “Bizler sadece Rojin için değil, delileri karartılan tüm kadınlar için dosyayı takip ediyoruz. Rojin dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağız. Rojin dosyasında ilk günden itibaren oluşturulan bir intihar algısı mevcuttu. Dosya, avukatlardan gizlenerek sanki Rojin intihar etmiş gibi, Rojin’e dair aydınlatılmayan durumlar gerçekmiş gibi ATK raporlarıyla bunlar kamuoyuyla paylaşıldı. Gelinen aşamada ATK Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi’nin 10 Ekim’de gönderdiği raporla birlikte Rojin Kabaiş dosyasında şu ana kadar bulaş olma ihtimali üzerinde durulan, ancak bulaş olma ihtimali bertaraf edilen iki erkek DNA’sının Rojin’in hangi bölgesinde olduğu tarafımıza açıklanmıştır. İlk DNA örneği sternal yani göğüs bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. İkinci DNA ise intrevajinal yani vajinanın iç bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. Bu dosya bir yıldan fazladır devam etmektedir. Gelinen aşamada bir yıl sonra ATK’nın en öncelikli değerlendirmesi gerektiği şeyi değerlendirmediğini görmekteyiz. Bugün itibariyle dosyada artık cinsel saldırı olma ihtimalinin de açığa çıktığını, dosyanın bu şekilde ele alınması gerektiğini belirtiyoruz. Bu dosya üzerinde Türkiye’de kadına yönelik şiddet, şüpheli ölümleri açığa çıkaran dosya bu nedenle ATK’nın bir yıldır elinde bulundurduğu veriyi gizlemesi sebebiyle suç işlediği ortaya çıkmaktadır. Diyarbakır ve Van barosu bünyesinde de, ATK hakkında bu yönüyle suç duyurusunda bulunulmuştur” dedi.

Dosyanın avukatlarından Nahit Eren ise ciddi bir ihmalin olduğunu belirterek, “Bu rapor ilk dosyaya 6 Kasım tarihi itibariyle geldi. Ama bu rapor ilk andan itibaren eksikliğini bizlere çok net bir şekilde gösteriyordu. Raporda iki erkek şahsa ait ve farklı bölgelerden alınan DNA örneklerinin olduğunu belirtiyordu. Ancak bu DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin hangi bölgelerinden alındığı konusunda maalesef bir belirleme yoktu. Oysa alınan bütün sürüntü örnekleri numaralandırılmış, sıralanmış, 80'e yakın sürüntü örneğiyle İstanbul Biyoloji İhtisas Daire Kurulu'na gitmişti. Ve İstanbul Biyoloji İhtisas Daire Kurulunun 1 Kasım tarihli raporunda iki erkek şahsa ait DNA örneğine ilişkin rapor, ancak o DNA örneklerinin az evvel belirttiğim üzere İhtisas Kurulu'nun raporuna da yansıdığı üzere nereden alındığı konusunda net bir belirleme yoktu. Bu durumda aslında İstanbul 1’inci İhtisas Kurulu eksik bir rapor tanzim etti. Söz konusu DNA örneklerinin nereden alındığının tespiti konusunda Biyoloji İhtisas Dairesi'nden bir bilgi almadan hazırlanan rapor eksik, hatalı ve yanlış bir rapor olur. Ve Van Baromuzla birlikte ilk etapta bu DNA örneklerinin nereden alındığını tespiti için Cumhuriyet Başsavcılığı'na talepte bulunuldu. Ocak ayından itibaren bütün yazışmalara maalesef İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu cevap vermedi. İki yazı yazıldı. Nitekim yakın zamanda, 25 Eylül'de meslektaşlarımın da belirttiği üzere aileden aldığımız vekalete istinaden İstanbul Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ve ne tesadüftür 15 gün sonra oluşan kamuoyu baskısı dosyaya söz konusu DNA örneklerinin nereden alındığına dair bilginin dosyaya gelmesine vesile oldu. İhtisas Kurulu bize çok net bir şekilde Biyoloji İhtisas Dairesi'ne sormadan, nereden alındığını sormadan bulaş olasılığını raporuna yansıtıp maalesef Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nı da bu konuda oyalamıştır. Soruşturmanın sürüncemede kalmasına sebep olmuştur” diye konuştu.

BAKAN TUNÇ'TAN ROJİN KABAİŞ AÇIKLAMASI

Bakan Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada, Kabaiş'in Van'da 27 Eylül 2024'te kaybolduğunu, 15 Ekim 2024'te de Van Gölü kıyısında cansız bedeninin bulunduğunu anımsattı.

Kabaiş'in ölümüne ilişkin Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen adli soruşturmanın çok yönlü şekilde devam ettiğini bildiren Tunç, "Olayın aydınlatılması amacıyla, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca yapılan kapsamlı inceleme sonucunda hazırlanan rapor, soruşturma dosyasına eklenmiştir. Otopsi, biyolojik, toksikolojik ve histopatolojik analizler sonucunda hazırlanan bu rapora ek olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan konuya ilişkin ek bir uzman mütalaası talep edilmiştir." bilgisini verdi.

Soruşturma sürecinde kamera kayıtları, telefon incelemeleri, HTS dökümleri ve tanık ifadelerinin de detaylı biçimde değerlendirildiğini belirten Tunç, Kabaiş'in kullandığı telefonun kilidinin açılması için yurt dışından uzmanların da dahil olduğu teknik çalışma ve bazı dijital materyallerin incelemelerinin de devam ettiğini bildirdi.

Soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Tunç, şunları kaydetti:

"Soruşturma kapsamında, hiçbir ayrıntı göz ardı edilmeden bütün deliller ve raporlar derinlemesine incelenmekte, yargı makamlarının koordinasyonunda tüm süreç titizlikle yürütülmektedir. Başta Rojin evladımızın acılı ailesi olmak üzere milletimiz müsterih olsun; soruşturmada tek bir nokta dahi karanlıkta kalmadan, maddi gerçeğin mutlaka ortaya çıkarılması için yoğun bir gayret gösterilmektedir. Rojin evladımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum."

ROJİN KABAİŞ OLAYI NEDİR?

Van'da 27 Eylül 2024'ten itibaren kendisinden haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 15 Ekim 2024'te Tuşba ilçesine bağlı Mollakasım Mahallesi'nde Van Gölü kıyısında ölü bulunmuştu.

Van Adli Tıp Kurumu'ndaki ön otopsi işlemlerinin ardından Kabaiş'in cesedinden alınan numuneler, kesin ölüm nedeninin tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmişti. Kabaiş'in cenazesi, 16 Ekim'de Diyarbakır'da toprağa verilmişti.

Kaynak: Haber Merkezi