Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümü Antalya'da törenle kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı'ndaki törene, Antalya Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Ahmet Kavukcu, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Baz, KKTC Antalya Başkonsolosu Aslı Erkmen, siyasi partilerin ve kurumların temsilcileri ile Kıbrıs gazileri katıldı.
Törende, Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Erkmen, buradaki konuşmasında, Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan 20 askere Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı ve sabır diledi.
Kıbrıs Türk halkının adada verdiği varoluş mücadelesini Atatürk'ün liderliğinden ilham ve cesaret alarak yürüttüğünü belirten Erkmen, '15 Kasım 1983'te Mecliste okunan bağımsızlık bildirgemiz bir daha Rum hakimiyetine girmeyeceğimiz, özgürlük, egemenlik, eşitlik ve güvenliğimizi asla Rum insafına terk etmeyeceğimizin ilanıdır. Kıbrıs Türk halkı kendi devletini kurarak meşru haklarından feragat etmeyeceğini, kendi yönetiminden siyasi eşitliğinden ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti'nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyeceğini ve azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini kanıtlamıştır.' dedi.
Erkmen, Kıbrıs Türk kesiminin bölgede istikrar ve barışa hizmet edecek kalıcı bir çözüm istediğini dile getirdi.
KKTC'nin 6. Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman'ın da adada çözüm sürecini çok net bir şekilde ortaya koyduğunu anlatan Erkmen, sözlerine şöyle devam etti:
'Kapsamlı çözüme ilişkin müzakerelere başlanacaksa aynı yolu yürüyerek farklı bir sonuca ulaşmanın mümkün olamayacağını bilmemiz, yaşadıklarımızdan ders çıkararak bugüne kadar izlenen yöntemleri değiştirmemiz şarttır. Devlet geleneğimiz olduğu üzere ilk yurt dışı ziyaretini ana vatana yapan Cumhurbaşkanı'mız Tufan Erhürman, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de vurgulamış olduğu üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler başka iki ülke arasındaki ilişkilerle kıyaslanamayacak kadar özeldir. Hiç kuşkusuz ki bu ilişki ortak köken, tarih ve kader birliğine dayanan, yüzlerce yıllık bir sürede iyice köklenen bir gönül bağı ilişkisidir.'





