İSTANBUL (AA) - Acıbadem Bayındır İçerenköy Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Köksal Bilgen, erken tanının meme kanseri tedavisinde başarıyı belirleyen en kritik faktör olduğunu, mamografi taramalarının ve düzenli hekim kontrollerinin bu sebeple ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, dünyada her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişiyi etkileyen meme kanseri, kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olarak öne çıkıyor.

Hastalığın belirtilerini erken fark etmek, risk faktörlerini bilmek ve düzenli tarama yaptırmak ise tedavi başarısını artırmada kritik önem taşıyor.

Meme kanseri çoğunlukla lobüller veya kanallarda başlıyor, ilerleyen evrelerde vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor. Bu nedenle erken teşhis ve doğru müdahale hayat kurtarıcı nitelik taşıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Köksal Bilgen, meme kanserinin çoğunlukla lobüller veya kanallarda başladığını, ilerleyen evrelerde kan ve lenf yoluyla vücudun diğer bölgelerine yayıldığını aktardı.

Meme kanserinin en yaygın türleri arasında duktal ve lobüler invaziv meme kanserinin yer aldığını aktaran Bilgen, 'Duktal invaziv kanserde hücreler kanalların dışına çıkarak meme dokusuna ve diğer bölgelere yayılabilir. Lobüler invaziv kanserde ise hücreler lobüllerden çevre dokulara ve vücudun diğer bölgelerine ilerler.' ifadelerini kullandı.

Bilgen, memede veya koltuk altında kitle, memede kalınlaşma veya şişlik, deride irritasyon, kızarıklık veya pullanma, meme ucunda çekilme veya ağrının meme kanserinin uyarıcı işaretleri arasında yer aldığını anlattı.

- 'En ufak bulguda doktora başvurulmalıdır'

Aile öyküsünde kanser olan bireylerin, yoğun meme dokusunun, obezite ve alkol tüketiminin, fiziksel aktivite eksikliği ve sağlıksız beslenmenin meme kanseri riskini artıran faktörler arasında yer aldığını sıralayan Bilgen, bu risk faktörlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ve düzenli kontrollerin çok önemli olduğunu vurguladı.

Kalıtsal gen mutasyonlarının meme kanseri riskini artırabileceğine de dikkati çeken Bilgen, 'Ailede meme veya yumurtalık kanseri öyküsü varsa düzenli kontroller ve elle muayene ihmal edilmemelidir. Kalıtsal meme kanseri riski küçümsenmemeli, en ufak bulguda doktora başvurulmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.

Bilgen, mamografinin meme kanserini erken evrede tespit etmek için en etkili yöntem olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

'Mamografi ile tümör, elle fark edilmeden yaklaşık iki yıl önce saptanabilir. 40 yaş ve üzerindeki kadınların yılda bir kez mamografi yaptırması gerekir. Erken teşhis, tedavide başarıyı belirleyen en kritik faktördür. Tedavi hastalığın evresine göre planlanır. Erken evrelerde cerrahi ile başlanır, ardından radyoterapi ve kemoterapi uygulanır. İleri evrelerde kemoterapi önceliklidir, cerrahiye gerek duyulabilir.

Cerrahi yöntemler, meme koruyucu veya mastektomi şeklindedir. Meme koruyucu cerrahi hem onkolojik prensiplere uygun hem de estetik sonuçlar açısından avantaj sağlar. Masetekomi gereken durumlarda ise meme cildi korunarak protez veya hastanın kendi dokuları ile estetik sonuçlar elde edilir. Kadınların kendi kendine muayene yapması, düzenli hekim kontrollerini aksatmaması ve mamografi taramalarını ihmal etmemesi çok önemlidir. Erken tanı, meme kanseri tedavisinde başarıyı belirleyen en kritik faktördür.'

Kaynak: AA