EFSUS-AFŞİN EMİRLİ ÇOBANPINARI VE ÇOBAN KEFEŞTATAYUŞ


Dakyanusun zulmünden kaçan gençler Efsus Şehrinin Kuzey Batı kapısından çıktılar. Kuzeye doğru yola giderken Koyuntaş adı verilen mevkiidekoyunlarını otlatan Kefeştatayuş adında çobana rastladılar. Eshab-ı Kehf’den biri çobandır. ÇobandaAllahın varlığına inandığını söyler. Bunun üzerine onu da aralarına alırlar ve Çobanpınar köyüne gelirler. Çobanpınar köyü tam ortada olup, Afşin ve Eshab-ı Kehf’e 3 km mesafededir. Afşin şehrinin içme suyu buradan karşılandığı gibi Emirli köyünün bahçe ve tarlaları da sulamaktadır. Dakyanusun zulmünden kaçan Eshab-ı Kehf gençlerinin çoban Kefeştatatayuş ile karşılaştığı yerdir.Menkibede sözü edilen ve çobana atfen bu adı alan Emirli çobanpınarı Efsus ve Eshab-ı Kehf tarihinde önemli bir yeri vardır. Dulkadiroğulları döneminde toplam geliri 620 akçedir. Köyde bulunan ve vakfa dâhil olan 13 değirmenden biri Dulkadiroğlu beyi Alaüddevle Bozkurt Beyin eşi Şems Hatuna aittir. Hatta XV (15’inci Yüzyılda) muhtemelen daha eski zamanlarda Afşin ile Eshab-ı Kehf Külliyesi arasında Çobanpınarının bu çobanın yani Kefeştatayuş’un yurdu olduğunu ve sürülerini otlattığı yer olarak bilinmektedir.Efsus’a bağlı Çobanpınarı XVI (Onaltıncı ) yüzyılda 14 vergi nüfuslu bir köy idi. Karyeyi Çobanpınarı der nezd-i EshabülKehfş-şerif tesi Yarpuz Neferi yani Yarpuz nahiyesine bağlı Çobanpınarı ziraat olunur. Dulkadirli defterleri Çobanpınarı köyü şimdi Emirli adını taşıyor. Afşin ve Eshab-ı Kehf’e 3 KM olan köy 100 haneli bir köydür.Çobanpınarının suyu şimdi bol ve gürdür. Köyün asıl mescidi pınarın sol tarafına düşen yamaçta imiş, bu mescit 20 yıl önce sökülerek yerine pınarın kuzeyine yapılmıştır.DulkadiroğullarındanAlaüddevle Bozkurt Bey Eshab-ı Kehfe Katıldığı için sahipsiz kalan Kefeştatayuş’un yurdu olan Efsus’un Emirli Çobanpınarını Türkistan’daki Tirmiz şehrinden gelmiş olan Seyyidler ailesinden Seyyid Hüseyin Tirmizi Hazretlerine  yurtluk şeklinde verilmiş, Seyid Hüseyin Tirmizi de  evler yaptırıp bahçecikler düzenleterek hatta hamam inşa ettirerek Çobanpınarını şenlendirmiştir. DulkadiroğluAlaüddevle Bozkurt Bey Emirli Çobanpınarına ;Çobanpınarı hamamı ile Karakaya-Kızılkaya hamamları yaptırarak gelirlerini Eshab-ı Kehf Külliyesine vakveylemiştir. Osmanlı devrinde Halep şehrinde yayınlanan yıllıklarda Eshab-ı Kehf hakkında bilgi verilmektedir. Elbistan kazasının batısında Efsus şehrinin mevkii bulunur. Efsus şehri 1628 yıl önce yapılmış olup, Roma İmparatoru Dakyanusun Başkenti idi.Ashab-ı Kehf Mağarasının Yeri: Afşin, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin 25 km. kuzeybatısında ve Atlas yazısının batı tarafının sonunda bulunan ilçedir. Afşin’in adı Arabasus’tan gelmektedir ve buraya Yarpuz da denilmektedir. Bugün burada oturanların tamamı Türk ve Müslüman olup halk tarımla uğraşmaktadır. Afşin ilçesinde birçok tarihi eser bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemli olanı Ashab-ı Kehf’tir. Halk arasında, Dakyanus ve Ashab-ı Kehf hakkında pek çok konular bilinmekte ve bunlar ağızdan ağıza nakledilmektedir. Bugün Afşin’de gencinden yaşlısına varıncaya kadar halk tarafından aktarılan bilgilerle olaylar canlılığını korumaktadır. Kuşaktan kuşağa aktarılan hatıralara ve bilgilere göre Ashab-ı Kehf mağarasının bulunduğu şehrin Afşin olduğu kuvvetle muhtemeldir. Kehf Suresi’nde verilen bilgiler ve İslam müelliflerinin eserlerinde belirtilen yorumlar Ashab-ı Kehf’in Afşin’de olduğunu desteklemektedir. Ashab-ı Kehf mağarası, Afşin kazasının kuzey batısında 6 km uzaklıkta Bencilüs dağının güney doğusunda, Binboğa dağının eteklerinde, Toroslara bağlı tepenin ilçeye bakan tarafında, vadiden bir hayli yüksekte sarp bir yamaçta bulunmaktadır. Biruni, Salebi ve Makrizi gibi bilim adamları Ashab-ı Kehf’in Afşin’de olduğunu belirtmektedir. Müslümanlar burayı aldıkları zaman Ashab-ı Kehf’in önünde İsa Kilisesi harabesi vardı. Kilise harabesi üzerine Nusreddin Hasan Bey tarafından 1215- 1233 tarihleri arasında mescit inşa ettirildi. Bugün orada bu mescit bulunmaktadır. Selçuklular devrinde burası büyük bir külliye ile donatılmıştır. Külliyede cami, ribat ve han bulunmaktadır. Külliyenin yaşaması için Selçuklular tarafından buraya vakıflar yapılmıştır. Daha sonra Dulkadiroğulları döneminde de burası imar edilmiş ve ilave vakıflar yapılmıştır. Mağara kısmı, kutsal mağara ve onun önündeki ibadet yeri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mağaranın tavanı düz ve yere batmış gibi olduğundan engindir. Mağaranın batı yönünde şekilsiz uç tarafında bir pınar vardır. Halk arasında bu pınara zemzem suyu da denilmektedir. Pınar, tavandan damlayan suların zeminde bulunan çukurda birikmesi sonucu oluşmaktadır. Su soğuk, temiz ve güzel bir içme suyudur. Mağaranın dikdörtgen şeklinde olan kısmı ön tarafta bulunmaktadır ve içi geniş, insanın yaşamasına elverişlidir. İçerde küf ve nem kokusu yoktur, kuru ve ferah bir hava vardır. Mağaranın önünde bulunan dikdörtgen şeklindeki kısımdan ibadet yerine girilmektedir. İbadet yeri olan kilise Bizans devrinde yapılmıştır. Kilisenin kemer ve tonozları tuğla ile, duvarları ise moloz taş ile inşa edilmiştir. Burada sadece kuzeye açılan bir pencere vardır. Mağaraya doğru yapılmış olan duvarın üzerinde mermer bir mihrap bulunmaktadır ve halk bu mihraba vaftiz taşı demektedir. Hıristiyanlar çocuklarını bu taş üzerinde vaftiz ettirirlerdi. Mağara önünden aşağı doğru bakıldığında Afşin şehri kolay bir şekilde görünmektedir. Mağaranın yeri vadinin sırtında sarp bir yerde bulunduğundan gizlenmesi kolay, fakat saklananın bulunması bakımından zordur. Ashab-ı Kehf mağarası olarak gösterilen diğer mağaraların içinde veya yakın çevresinde su bulunmamaktır. İnsanların yaşamasında temel ihtiyaç sudur. Mağaraya saklanan yedi gence ve bir de köpeğe günde belli miktar su gerekmektedir. Bu suyu uzaktan taşımak çok zordur. Afşin’deki mağaranın içinde ise, içimi hafif, temiz ve soğuk su bulunmaktadır. Gençlerin ve köpeğin içme suyu, ayrıca abdest alma ve temizlenme gibi ihtiyaçlar bu su ile karşılanmıştır. Mağaranın üstünde yemiş ağaçlarının kökleri ve bu köklerden çıkan fidanlar hala durmaktadır. Gençler bu ağaçların meyvesinden yemişlerdir. Afşin’in kadınları ve kızları eski bir geleneğe bağlı olarak niyet tutup bu ağaçlara iplik ve bez parçaları bağlamaktadırlar. Afşin’deki Ashab-ı Kehf mağarası güneşin teorisine (güneşin sağ taraftan doğup sol taraftan batması) ve Kehf Suresi’nin 17. ve 18. ayetlerinde bahsedilen şekle uymaktadır. Güneş ışınlarının sabah ve akşamüstü düşmesi, sağına ve soluna meyletmesi için mağaranın yönünün kuzey batıya olması gerekir. Bu mağaradan başka dünyanın hiçbir yerindeki mağaralar, yön olarak kuzey batıya bakmamaktadır. Batı kaynaklarına göre adı Arabıssus ( Efsus ) olarak geçen Ashab-ı Kehf’in (Yedi Uyurlar) bulunduğu Afşin şehri, Kapadokya vilayetinin sınırları içinde bulunmaktadır. Roma döneminde Kapadokya önemli bir il idi. O devirde ticari ve askeri bakımdan çok önemli olan Kral Yolu, Efes’ten başlar, Ankara, Efsus, Musul (Ninova)’dan geçer, İran’ın Basra Körfezi yakınlarındaki Persapolis şehrine kadar uzanırdı. Nitekim Dakyanus, Ashab-ı Kehf gençlerine düşünmeleri ve söylediklerine uymaları için kısa bir süre mühlet vererek Ninova şehrine birkaç gün içinde gidip geldi. Efsus şehri Ankara veya Mersin civarında olsaydı Dakyanus’un birkaç günde Ninova’ya gidip gelmesi mümkün değildi. Dakyanus’un oğlu ile sevgilisi, Havari Yuhanna’nın çalıştığı ve Afşin’in kuzey batısında bulunan Gözpınarı’nda yapılmış olan hamama eğlenmek için gelmiş ve bilinmeyen bir sebeple hamam çökmüştü. Bu esnada içerde bulunan Dakyanus’un oğlu ile sevgilisi ölmüştü. Bu olaydan sonra Dakaynus, oğlu ile ölen sevgilisi anısına birer heykel yaptırarak hamamın bulunduğu yere diktirmişti. İşte biri kadın diğeri erkek heykeli olan bu çok kıymetli tarihi eserler Türkiye Elektrik Kurumu’nun Afşin’deki siteleri için su santrallerinin yapıldığı sırada Gözpınarı’ndan çıkarıldı. Şu anda söz konusu heykeller Kahraman Maraş Müzesi salonunda bulunmaktadır. Roma dönemi miladi ikinci yüz yıla ait olduğu belirtilen bu heykellerin Afşin Gözpınarı’ndan çıkarılması, Ashab-ı Kehf’in burada bulunduğunu ispat etmektedir.
ARAŞTIRMACI YAZAR
MUSTAFA KÖŞ
Prof.Dr.Faruk SÜMER Eshabül-Kehf (Yedi Uyurlar) Türk Dünyası Yayınları
Ali AFŞAROĞLU Eshab-ı Kehf ve Rakıym
Hasan Hüsnü ÖZCAN Emekli Memur