2009 yılı öncesinin Afşin'ini hatırlayanlar, sabahın erken saatlerinde Kahramanmaraş yoluna düşen insanları çok iyi bilir. Ellerinde evrak dosyaları, yüzlerinde yorgunluk ve belirsizlik... SGK'ya gitmek, Afşinliler için adeta bir sefer hazırlığı gerektiriyordu.

Çocuğunu kayıt altına aldırmak isteyen genç baba, emeklilik işlemlerini halletmek zorunda olan yaşlı amca, sigorta primlerini yatırmak için acele eden esnaf... Hepsi aynı kaderi paylaşıyordu: Kahramanmaraş'a gitmek zorundaydılar.

Bazıları servis araçlarına binip saatlerce yolculuk yapıyor, bazıları kendi imkanlarıyla gidip dönüyordu. Ama sonuç hep aynıydı: Kaybedilen zamanlar, artan masraflar, yorgunluk ve bazen bir eksik evrak yüzünden tekrarlanan yolculuklar...

Bir Gazetecinin Gözü, Halkın Sesi

Rahmetli Ömer Kösebalaban, sadece bir gazeteci değildi. O, Afşin'in nabzını tutan, halkın derdini kağıda döken, toplumun vicdanı olan bir insandı. Her gün şehrin sokaklarında dolaşıyor, esnafla sohbet ediyor, vatandaşın derdini dinliyordu.

SGK meselesini Ömer ağabey çok iyi biliyordu. Kaç kez duymuştu esnaftan: "Ömer ağabey, dün Kahramanmaraş'a gittim, bir kağıt eksikmiş, yarın tekrar gitmem gerekiyor." Kaç kez görmüştü yaşlı insanların o yolda çektikleri sıkıntıyı...

2009 yılında, dönemin Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil Afşin'e bir ziyaret gerçekleştirdi. Rahmetli Ömer Kösebalaban, her zamanki gibi görevinin başındaydı. Haber takibi yapıyorduk. Ama Ömer ağabey, sadece haber yapmakla kalmadı; cesaretle milletvekiline Afşin'in en acil ihtiyacını dile getirdi:

"Sayın Vekilim, bu ilçenin mutlaka bir SGK binası olmalı. İnsanlar Kahramanmaraş'a gitmekten yoruldu. Bazen hasta, bazen yaşlı insanlar o yola çıkmak zorunda kalıyor. Bu sıkıntı çözülmeli."

İşte o an, değişimin tohumları atıldı. Bir gazetecinin cesur duruşu, halkın sesini Ankara'ya taşıyacak bir köprü kurdu.

Nevzat Pakdil: Sözünde Duran Bir Milletvekili

Nevzat Pakdil, o gün Afşin'de duyduklarını Ankara'da unutmadı. Çoğu politikacı gibi sadece dinleyip geçmedi; gerçekten harekete geçti.

Ankara'nın koridorlarında Afşin için mücadele etti. İlgili bakanlıklarla görüştü, bürokrasiyle uğraştı, bütçe tahsisi için çalıştı. Her gittiğinde Afşin'i sordu: "SGK meselesi nasıl gidiyor? Ne aşamadayız?"

Pakdil, bir milletvekilinin en değerli özelliğini gösterdi: Halkına verdiği sözü tutmak. O, Afşin'e sadece seçim zamanı değil, her zaman sahip çıkan bir temsilci olarak tarihte yerini aldı.

Aradan aylar geçti. Pakdil'in girişimleri sonuç vermeye başladı. Ankara'dan olumlu haberler geliyordu. SGK Müdürlüğü projesi onaylanmıştı. Ancak yerel katkı da gerekiyordu. İşte tam bu noktada, üçüncü kahramanımız devreye girdi.

Mehmet Kurt: Esnafın Gönül Lideri

Afşin Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Kurt, bu haberi duyduğunda heyecanlandı. Yıllardır esnafların SGK için Kahramanmaraş'a gidişini, işlerini aksattıklarını, maddi ve manevi külfet altında ezildiklerini biliyordu.

Mehmet ağabey, sadece konuşan değil, yapan bir liderdi. Hemen harekete geçti. Oda yönetimiyle toplandı, görüşmeler yaptı. "Bu hizmeti Afşin'e kazandırmalıyız" dedi. Ve kolları sıvadı.

SGK binası için yer tahsisi yapılması gerekiyordu. Mehmet Kurt, bu sorumluluğu üstlendi. Gerekli donanımların temini için çalıştı. Kendi cebinden masraflar yaptı, esnafı seferber etti, hiç durmadı.

"Bizim görevimiz sadece esnafı temsil etmek değil, bu şehre hizmet etmektir" derdi. Ve o, sözünü yerine getirdi. Gece gündüz çalıştı, maddi manevi her türlü desteği verdi.

Üç insan, üç farklı rol, ama tek bir hedef: Afşin'e SGK hizmeti getirmek.

12 Mart 2009: Bir Rüyanın Gerçeğe Dönüştüğü Gün

Sonunda o gün geldi. 12 Mart 2009 tarihinde Afşin Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü kapılarını açtı.

Açılış gününde bir sevinç vardı Afşin'de. İnsanlar, artık kendi ilçelerinde SGK hizmeti alabileceklerdi. Kahramanmaraş yolunun sonu gelmişti.

Esnaflar dükkanlarında müşterilerine anlatıyordu: "Artık Kahramanmaraş'a gitmeyeceğiz, burada hallederiz işimizi!" Yaşlılar rahat bir nefes aldı. Anneler, çocuklarının işlemi için o uzun yola çıkmak zorunda kalmayacaklarına sevindi.

O gün, sadece bir bina açılmadı. O gün, bir mücadelenin meyvesi toplandı. Rahmetli Ömer Kösebalaban'ın cesur gazeteciliği, Nevzat Pakdil'in kararlı takibi ve rahmetli Mehmet Kurt'un fedakar çalışması sonuç vermişti.

Üç İsim, Bir Emanet

Bugün, 2009 yılından bu yana Afşin SGK Müdürlüğü hizmet vermeye devam ediyor. Binlerce işlem yapılıyor, binlerce insanın hayatı kolaylaşıyor. Ama kaç kişi biliyor o binanın hikayesini?

Rahmetli Ömer Kösebalaban, gazeteciliğin ne demek olduğunu gösterdi bize. Halkın sesi olmak, dert dinlemek, çözüm için çaba göstermek... Mekanı cennet olsun. Kalemi hep hak için, halk için çalıştı.

Nevzat Pakdil, siyasetin asıl manasını öğretti. Milletvekili olmak, sadece Ankara'da oturmak değil; halkın derdini dinlemek, çözüm üretmek ve verilen sözü tutmaktır. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Mehmet Kurt, esnaf liderliğinin örneğini gösterdi. Sadece kendi dükkanını değil, tüm şehri düşündü. Fedakarlık yaptı, çalıştı, mücadele etti.

Unutulmayan Bir Hizmet, Unutulmayacak İsimler

Afşin'in SGK ile ilk buluşması 2009'da gerçekleşti. Bu buluşma, üç insanın ortak çabasının, samimi niyetinin ve kararlı duruşunun eseridir.

Her Afşinli, SGK'ya gittiğinde bir hatırlasın: Bu hizmet kolay gelmedi. Birilerinin cesaret etmesi, birilerinin mücadele etmesi, birilerinin fedakarlık yapması gerekti.

Rahmetli Ömer Kösebalaban, cesaretle sesi yükseltti. Nevzat Pakdil, kararlılıkla takip etti. Mehmet Kurt, fedakarlıkla destek oldu.

Ve Afşin, SGK'ya kavuştu.

Mekânları cennet, hatıraları daim olsun. Yaptıkları hizmet, Afşin tarihinde altın harflerle yazılmıştır.


"Hizmet, üç şeyle mümkün olur: Görenin cesareti, yapanın kararlılığı, destekleyenin fedakarlığı. Afşin'in SGK hikayesi, işte bu üçünün bir araya geldiği mukaddes bir mücadelenin eseridir."

Rahmetli Ömer Kösebalaban'a, Nevzat Pakdil'e ve Mehmet Kurt'a sonsuz teşekkürlerimizle...

Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.

Kaynak: Haber Merkezi