ABD'de yeni Trump dönemiyle birlikte, başta Çin olmak üzere birçok ülkeye yönelik ticari yaptırımların yeniden gündeme gelmesi, küresel ekonomi ve teknoloji dünyasında önemli yankılar uyandırdı. Son yıllarda hız kazanan bu ekonomik hamleler, sınai haklar ve fikri mülkiyet konularının daha da önem kazanmasına yol açtı. Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz sınai hakların bu süreçteki rolüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimi, sınai mülkiyet haklarının uluslararası ticaretteki kritik rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle teknoloji şirketleri, sınai haklarını daha etkin koruyabilmek adına yeni stratejiler geliştirmeye yöneldi. ABD’nin ticaret kısıtlamaları karşısında alternatif üretim yöntemleri ve yeni pazar arayışları hız kazanırken, inovasyona dayalı çözümler de öne çıkmaya başladı. Şirketler, yalnızca rakipleriyle değil, değişen küresel dengelerle de mücadele ediyor. Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz, bu sürecin sınai haklar üzerindeki etkisini değerlendirirken, gelecekte ticaret savaşlarının seyrini belirleyecek unsurlara dikkat çekti.
“WIPO ve Avrupa Patent Sözleşmesi gibi uluslararası düzenlemeler, küresel ekonomik dengeleri şekillendirmeye devam ediyor. Teknoloji transferi, taklit ürünler ve korsan içerikler, ülkeler arasındaki rekabeti kızıştırırken ticari gerilimleri de artırıyor. ABD-Çin ticaret savaşlarında en çok tartışılan konulardan biri sınai hak ihlalleri oldu. Sahte ürünlerin artışı, gümrük denetimlerini daha kritik hale getirirken, etkin denetimler küresel pazarlarda adil rekabet ortamını koruma açısından hayati önem taşıyor. Öyle ki, bugün sınai haklarını koruyamayan şirketler yalnızca ekonomik kayıplarla değil, itibarlarını yitirme riskiyle de karşı karşıya kalıyor.
“Çin’e uygulanan ek tarifeler iş yapış modellerini etkiliyor”
Trump, seçim zaferinin hemen ardından Çin, Avrupa Birliği, Kanada ve Meksika gibi büyük ticaret ortaklarına ek gümrük vergileri uygulayacağını duyurdu. Bu durum bazı sektörler için sadece sanayi metallerine getirilen yeni kotalar anlamına gelirken, teknoloji dünyası için çok daha büyük bir meydan okumayı beraberinde getirdi. Özellikle Çin’e uygulanan ek tarifeler, küresel teknoloji devlerinin iş yapış modellerini doğrudan etkiliyor.
Sınai haklar; yapay zekâ, biyoteknoloji ve elektrikli otomobil gibi sektörler için artık daha kritik
Özellikle yapay zekâ, biyoteknoloji ve elektrikli otomobil gibi yenilikçi sektörlerde sınai hakların korunması, ticari rekabetin en belirleyici unsurlarından biri haline geldi. Geçmişte teknoloji transferiyle ilgili birçok yasal düzenleme ve soruşturma gündeme gelirken, bugün de benzer dinamikler söz konusu. Eğer bu sektörlerde sınai haklar korunamazsa, milyarlarca dolarlık zarar kaçınılmaz olabilir. Şirketler yalnızca kendi ürünlerini değil, aynı zamanda inovasyonlarını, fikirlerini ve teknik bilgilerini de korumak zorunda. Sınai haklar, yalnızca bir koruma mekanizması olmanın ötesinde, küresel ticaretin yönünü belirleyen stratejik bir araç olarak öne çıkıyor. Bu nedenle şirketler ve ülkeler, sınai haklarını doğru yöneterek ekonomik büyümelerini sürdürebilir ve küresel rekabette avantaj elde edebilir.
“Kazananlar yalnızca ürünlerini değil, aynı zamanda fikirlerini de koruyabilenler olacak”
Ticaret kısıtlamalarından etkilenen firmalar için bu süreç, yalnızca ekonomik değil, stratejik kararlar alma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. Doğru sınai hak yönetimi ve güçlendirilmiş gümrük denetimleri, önümüzdeki dönemde hem şirketler hem de ülkeler için büyük bir rekabet avantajı sağlamaya devam edecek. Küresel ticaretin yeniden şekillendiği bu dönemde, kazananlar yalnızca ürünlerini değil, aynı zamanda fikirlerini de koruyabilenler olacak.”