Küresel iklim kriziyle hızlanan enerji dönüşümünde, yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme entegrasyonu artık yalnızca çevresel değil, ekonomik bir zorunluluk haline de geldi. Türkiye’nin güçlü güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyeli, özel sektörün devreye girmesiyle yeni yatırımların finansmanında piyasa temelli araçlara yönelimi mümkün. Bu araçların başında, Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) geliyor.

SHURA’nın ‘Net Sıfır 2053: Türkiye Elektrik Sektörü için Yol Haritası’ raporuna göre, doğru düzenleyici çerçeve ve piyasa sinyalleri ile Türkiye, 2053 yılı itibarıyla 140 gigavat (GW) rüzgâr (denizüstü dahil) ve 220 GW güneş kapasitesine ulaşabilir; elektrik üretiminin yüzde 77’si bu iki kaynaktan sağlanabilir. Bu hedefe giden yolda YETA’lar, yeni kapasite gelişimi ve finansman çeşitliliği açısından kilit rol oynayabilir.

YETA Nedir, Neden Önemli?

Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA), enerji üreticisi ve tüketicisi arasında doğrudan yapılan uzun vadeli elektrik alım-satım sözleşmeleridir. Genellikle 5 ila 10 yıl arasında değişen bu sözleşmeler, sabit fiyatla enerji tedarikini garanti altına alarak yatırımcıya gelir güvenliği, tüketiciye ise öngörülebilir maliyet avantajı sağlıyor.

’de de son dönemde büyük sanayi kuruluşları ve uluslararası firmalar, karbon azaltım hedefleri doğrultusunda YETA benzeri modelleri gündemlerine almaya başladı.

YETA Modelinin Ekonomik Uygulanabilirliği

YETA modeli, özellikle piyasa fiyatlarının proje maliyetlerinin üzerinde gerçekleştiği dönemlerde ekonomik olarak anlamlı ve uygulanabilir hale gelecek. Yeni yenilenebilir enerji yatırımlarının bu yolla geliştirilebilmesi için iki temel koşul öne çıkıyor: İlki seviyelendirilmiş elektrik maliyetinin (LCOE)’nin düşürülmesi, ikincisi ise piyasa gelirlerinin LCOE’yi karşılayabilmesi.

Türkiye İçin Fırsatlar

Yüksek işlem (transaction) maliyetlerine rağmen, YETA modeli, yenilenebilir enerji kapasitesinin hızla artırılması gereken dönemlerde yeni yatırımların sisteme entegrasyonunu kolaylaştıran etkili bir araç. Türkiye, yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli, gelişen piyasa yapısı ve artan sanayi talebiyle YETA uygulamaları için güçlü bir zemin sunuyor. Türkiye açısından öne çıkan başlıca faydalar şunlar:

Finansman çeşitliliği ve kamu maliyetinin azaltılması: YETA’lar, kamu destekli mekanizmalara (YEKDEM, YEKA) alternatif olarak özel sektör finansmanını harekete geçirir. Bu sayede kamusal mali yük artmadan, piyasa koşullarında yeni kapasite geliştirilebilir.

Etkin risk yönetimi: Uzun vadeli sabit fiyat anlaşmaları hem üreticiye gelir güvencesi hem de tüketiciye öngörülebilir maliyet sağlar.

Enerji arz güvenliği: Enerji tedarik kaynaklarını çeşitlendirerek fosil yakıtlara bağımlılığı azaltır ve arz güvenliğini artırır.

Ekonomik faydalar: Piyasada rekabeti artırarak uzun vadede elektrik maliyetlerini düşürür, enerji ithalatını azaltır, yerli istihdamı destekler ve makroekonomik dengeye katkı sağlar.

Uluslararası uyum ve kurumsal itibar: SKDM gibi karbon düzenlemelerine uyumu kolaylaştırır, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını güçlendirir.

Çevresel ve toplumsal etki: CO2 emisyonlarının azalması hava kalitesini ve halk sağlığını iyileştirir, iklim hedeflerine ulaşmayı destekler.

Politika Önerileri

SHURA’nın ‘Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmalarının Etkinleştirilmesi’ raporunda yer alan analize göre, YETA modeli aracılığıyla yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve özel sektör yatırımlarının hızlandırılması için aşağıdaki politika adımları öncelikli:

1. Elektrik piyasası tasarımının güçlendirilmesi

Elektrik piyasasında fiyat oluşumunun üretim maliyetlerini doğru yansıtacak şekilde iyileştirilmesi, hem sistem verimliliğini artırır hem de YETA piyasasının gelişimini destekler. Şeffaf ve rekabetçi bir piyasa yapısı, uzun vadeli sözleşmelerin öngörülebilirliğini güçlendirecek.

2. Yenilenebilir enerji politikalarının YETA ile uyumlu hale getirilmesi

İhaleler ya da yarışmalar yoluyla tahsis edilen kapasite dışındaki projelerin YETA ile finanse edilmesini sağlayacak uygulamaların potansiyelinin değerlendirilmesi öneriliyor.

YETA projeleri için özel kapasite geliştirme alanlarının belirlenmesi

Atıl projelerin YETA’ya dönüştürülmesi

Şebeke kapasitesinin sınırlı olduğu bölgelerde YETA projelerinin geliştirilmesi

YEKA uygulamalarında tek taraflı piyasa priminin (FIP) değerlendirilmesi

3. Risklerin yapılandırılması

Finansman kurumlarını teşvik edecek kredi garantileri, teminat mekanizmaları ve uzun vadeli alım anlaşmalarıyla risk paylaşımının desteklenmesi öneriliyor.

4. Tüketicilerin teşvik edilmesine yönelik düzenlemeler

YETA uygulamalarında vergi, katkı payı ve piyasa maliyetlerinden muafiyet sağlanabilir. Belirli sektör veya tüketici grupları için yenilenebilir enerji kotaları veya alım yükümlülükleri tanımlanabilir. Bu teşviklerin adil, şeffaf ve denetlenebilir biçimde tasarlanması, piyasa bütünlüğü açısından kritik önem taşıyor.

Kaynak: Haber Merkezi