Grip belirtilerinin; kas ağrısı, ateş, halsizlik, burun tıkanıklığı, baş ağrısı, aşırı titreme, terleme, mide bulantısı, öksürme, ses kısıklığı, boğaz ağısı olabildiğini belirten AHEF Basın Komisyonu Üyesi Dr. Suna Nizamoğlu “Grip, hastanın kendini dayak yemiş gibi hissettiği, battaniye, ıhlamur, nane, limon birlikteliğiyle süregelen zorunlu istirahattir” dedi. 

Nane ve limon karışımını içip yatağa girmekle terleneceğini ve vücudun griple hızlı bir şekilde savaşmasının sağlandığını dile getiren Dr. Nizamoğlu, gripten korunmak veya tedavi etmek için izlenecek yol hakkında şunları söyledi: 

"Grip kelimesi, Galya yerlilerinin dilinde ‘bulaşmak’ manasına gelen ‘Gripan’ kelimesinden gelmektedir. Hastalığın tıbbi literatürdeki adı olan influenza kelimesi ise İtalyanca ‘yıldızlardan gelen gizli kuvvet’ anlamına gelen bir kelimeden türemiştir. Halk arasında bu hastalığa ‘flu’, ‘nezle’ ve ‘paçavra hastalığı’ gibi isimler de verilir.

Bir avuç dolusu ilaç alıp geçmeyince bir de serum taktırmak hatta iğne olmak arzuları çok da çare değildir grip için. Gripte kişinin ilk doktoru kendisidir. Önce sabır, uyku, toksinleri atmak için bol sıvı ve spor ile yüzünüze konduracağınız tebessüm değme antibiyotikleri sollayacaktır. Beslenme düzenine ve biçimine dikkat edilerek vücudun bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Kalp yetmezliği, astım, diyabet, tansiyon gibi kronik bir rahatsızlığınız yoksa, çok fazla ilaçlara yüklenmeden bu hastalıktan kurtulabilirsiniz. Grip, virüs enfeksiyonu olduğu için antibiyotikler tedaviye yaramazlar, çünkü antibiyotikler yalnızca bakterilere etki ederler. Yaklaşık bir hafta içinde hastalık kendiliğinden iyileşecektir. Soğan ve sarımsak tüketimini arttırmak bu mücadelede güç verecektir.

KİMLER AŞI OLMALI?

Binlerce çeşit grip virüsü olduğu için ömür boyu kalıcı bağışıklık kazanılamaz. Riski yüksek çocuk ve yaşlılar, kronik hastalığı olanlara aşı önerilir.

Grip hastalığından bir an önce kurtulmak istiyorsanız ilk olarak doktor kontrolünde ilaç tedavisini gerçekleştirmelisiniz. Yalnız ilaç tedavisinde kesinlikle antibiyotiğe izin vermeyin. Çünkü vücuttaki mikroplar antibiyotiğe bir süreden sonra bağışıklık kazanır ve vücudunuz ciddi bir rahatsızlıkta antibiyotiğe hiçbir reaksiyon göstermeyebilir. Bunların yanında antibiyotiğin yan etkileri de cabasıdır. Gelecekteki en büyük tehlike antibiyotik direnci olarak gösterilmektedir. Antibiyotikler değil; doktorun reçete edeceği ateş düşürücüler, burun solunumunu rahatlatan spreyler, boğaz ağrısı ve yanması için gargaralar ve pastiller, vücut direncini artırmak amacıyla vitaminler kullanılmalıdır.

EN DOĞAL ÇÖZÜMLERDEN BİRİ SU İÇMEK

Griple savaşmada bol bol su tüketmek de şarttır. Grip hastalığı oluşum açısından incelendiğinde, mikropların vücuttan atılması ve vücutta çoğalmaması için en doğal ve en pratik çözümün su içmek olduğu görülür.

YEŞİL SEBZELER TÜKETİN

Bitkisel çaylar, zencefil, ada çayı ve yeşilbiber de tüketilebilir. Grip olan kişilerden uzak durulmalı ve ortak alan ve eşyalar kullanılmamalıdır. Bağışıklık sistemini besleyen koyu yeşil, kırmızı, sarı sebze ve meyveler tüketmek de önemlidir.

YÜRÜYÜŞ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR

Düzenli egzersiz yapan kişiler de hasta olabilir; ancak hastalık daha hafif belirtiler gösterir ve daha çabuk iyileşir. Aerobik, yürüyüş gibi düzenli egzersizler bağışıklık sistemini güçlendirir.

DOKTORA NE ZAMAN GİDİLMELİ?

Belirtiler şiddetliyse, 5-6 günde geçmediyse, durum giderek kötüye gidiyorsa, ateş düşmüyorsa veya nefes alma zorluğu, kalıcı ateş, kusma, ağrılı yutma, kalıcı öksürük, kalıcı tıkanıklık ve baş ağrısı varsa mutlaka hekime başvurmak gerekir.

Editör: Haber Merkezi