Sabri Ülker Vakfı, yürüttüğü çalışmalarla toplumun beslenme ve sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmayı, bu alanda etkili stratejiler geliştirilmesine katkı sunmayı hedefliyor.
Şirketten yapılan açıklamada yer verilen Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel nüfustaki hızlı artış, iklim krizinin etkileri, savaşlar ve ekonomilerdeki kırılganlıklar nedeniyle dünya genelinde yaklaşık 673 milyon insan açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Dünya nüfusunun yüzde 8,2'sine denk gelen bu sayı her geçen gün daha da kötüleşen bir tabloyu ortaya koyarken, uluslararası kuruluşlar ise hep birlikte harekete geçme çağrısı yapıyor.
Bu amaçla FAO'nun 1945'teki kuruluş gününe atfen her yıl 16 Ekim, dünya genelinde Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor. Açlık ve gıda güvensizliği konularına dikkat çekilen günün bu yılki teması 'Daha İyi Gıdalar ve Daha İyi Bir Gelecek İçin El Ele' olarak seçildi.
Sağlıklı yaşam bilincinin yolu gıda okuryazarlığından geçiyor
Kurulduğu günden bu yana 15 yıldır toplumun beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sunan Sabri Ülker Vakfı, Dünya Gıda Günü vesilesiyle gıda okuryazarlığının önemine dikkati çekti.
Vakıf, bu kapsamda yürüttüğü faaliyetleriyle, gıda etiketlerinin doğru okunmasını, meyve ve sebzelerin mevsimine göre tercih edilmesini, gıda israfının önlenmesini, planlı alışverişi, çeşitli ve dengeli beslenmeyi teşvik ediyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Sabri Ülker Vakfı Başkanı Talat İçöz, gıda okuryazarlığına yönelik vizyonlarının, Dünya Gıda Günü'nün bu yılki temasıyla örtüştüğünü belirtti.
Yeterli ve güvenli gıdaya erişimin temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayan İçöz, 'Dengeli beslenme alışkanlıkları, doğru bilgi ve bilinçli tercihlerle şekilleniyor. Gıda okuryazarlığı, bireylerin yalnızca kendileri için değil, toplumun ve dünyamızın geleceği için de sorumluluk almaları anlamına geliyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamda gıda güvenliği için çalışmalar yürüttüklerine değinen İçöz, şunları kaydetti:
'Avrupa Gıda Bilgi Konseyi işbirliğiyle düzenlediğimiz Gıda Okuryazarlığı Araştırması gibi çalışmalarla, toplumun beslenme ve sağlık okuryazarlığı düzeyini değerlendiriyor, bu alanda etkili stratejiler geliştirilmesine katkı sunuyoruz. Bilimin rehberliğinde toplumun her kesiminde dengeli, güvenli ve sürdürülebilir beslenme kültürünün yaygınlaşması için çalışırken, bir toplumsal sorumluluk alanı olarak gördüğümüz gıda okuryazarlığını artırmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.'