12 Kasım'daki doğum gününde hayatını kaybeden Türk sanat müziğinin efsane ismi Muazzez Abacı, sevenlerini yasa boğarken, ünlü sanatçının geriye bir vasiyet bırakıp bırakmadığı da merak edilmişti.
Abacı'nın ani kaybının ardından ortaya atılan "vasiyet" iddialarına ilişkin ilk açıklama, usta sanatçının doktor kızı Aslı Saba Abacıdan geldi.
Aslı Saba Abacı, annesinin ardından kamuoyunda oluşan soru işaretlerini Gazete Magazin mikrofonlarına konuşarak giderdi: "Bulunmadı, çünkü hiç aklına gelmedi. Onun için ölmek yok gibiydi."
Abacı hakkında bir diğer merak edilen detay ise hayat hikayesiydi... Bakın usta sanatçı buralara nasıl gelmiş!
12 Kasım 1947'de Ankara'da doğan Muazzez Abacı'nın nüfustaki soyadı Altıok'tu. Babası, "Sarı Bomba" lakabıyla tanınan ünlü boksör Oktay Altıok idi; ancak Abacı, babasını henüz bir buçuk yaşındayken kaybetti. O erken kayıp, hayatının ilk büyük acısı oldu. Yatılı olarak okuduğu Ankara Koleji, ona disiplinli bir eğitim ortamı sundu. Fakat asıl tutkunun müzik olduğuna küçük yaşta karar vermişti.
Sanatçı 1967 yılında Ankara Radyosu'nda stajyer olarak göreve başladı. Üç yıl sonra verdiği ilk konser, onun profesyonel yolculuğundaki dönüm noktası oldu. 1972'de söylediği "Silemezler Gönlümden", geniş kitlelerin beğenisini kazandı. Takip eden yıl çıkan ilk plağı "Bir Sen Kaldın İçimde", adını müzik dünyasına sağlam bir şekilde yazdırdı.
1974'te assolist olarak sahneye çıktığında, artık Türkiye onu konuşuyordu. Sahne duruşu, güçlü sesi ve zarafetiyle bir döneme damga vurdu.
"Vurgun", "Şakayık" gibi eserlerdeki etkileyici yorumları, onu klasikler arasına taşıdı. 1998'de Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırılması ise bu başarıların resmileşmiş haliydi.
Kariyeri kadar özel yaşamı da gündemdeydi. İlk evliliğini 18 yaşında polis memuru Abdurrahman Abacı ile yaptı. Bu evlilikten doktor kızı Saba doğdu. 1973'te avukat Atilla Kurtbaş ile evlendi ancak, evlilik kısa sürdü.En çok konuşulan ilişkisi ise 1980'de nikah masasına oturduğu ünlü kabadayı Hasan Heybetli ile yaşadığı fırtınalı aşk oldu.
Heybetli'nin 24 adet kırmızı gülden başlayan tutkulu ilgisi, çiftin hem ayrılıp hem yeniden bir araya geldiği çalkantılı bir ilişkiye dönüştü. 1986'da ikinci kez evlenen çift, 1993'te son kez yollarını ayırdı. Abacı, yıllar sonra bile Heybetli'den "iyi yürekli, mert bir adamdı. İlişkimiz ömürlük oldu" diye söz etmişti.
Sanatçı, 30 Ekim'de ABD'de yaşayan kızı Saba'nın yanına gitmişti. Burada geçirdiği kalp krizi sonrası stent takıldı. Ancak, böbreklerinde gelişen komplikasyonlar nedeniyle durumu ağırlaştı ve yoğun bakıma alındı.
12 Kasım sabahı, doğduğu gün, hayata gözlerini kapadı.





