TSMD Yönetim Kurulu Üyesi ve Aura Design Studio Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, mimarlık ve şehircilikte çocuk odaklı yaklaşımın yalnızca güncel bir eğilim değil, yaşanabilir kentlerin temel taşı olduğunu vurguladı. Yurdakul “Çocuklar, kentleri erişilecek noktalar değil; keşfedilecek bir oyun alanı, hayal gücünü besleyen bir evren ve sosyal ilişkilerin geliştiği bir zemin olarak algılar.” açıklamasında bulundu.

“Günümüzde artan nüfus ve yoğun yapılaşma nedeniyle çocukların kentsel yaşamdaki ihtiyaçları büyük ölçüde göz ardı edilmektedir.” diyen Yurdakul “Oysa çocuklar, bir kentin en savunmasız bireyleri olmalarının yanı sıra, kentsel mekânla kurdukları özgün ilişki sayesinde en büyük potansiyele sahip kullanıcılarıdır. Güvenli kaldırımlar, yavaşlatılmış trafik alanları, erişilebilir yeşil alanlar ve çocukların katılımına açık kamusal mekânlar yalnızca çocuklar için değil, herkes için daha yaşanabilir kentler yaratır.” dedi.

Avrupa'dan İlham Veren Başarılı Örnekler

Yurdakul, Avrupa’daki iyi uygulama örneklerinden ilhamla, çocuk dostu kent planlamasında mekânsal çeşitliliğin önemine dikkat çekti. Dünyada çocuk dostu kent vizyonunu başarıyla hayata geçiren birçok örnek bulunduğunu belirten Yurdakul, “Kopenhag, “Oyun Şehirleri” modeliyle, çocukların bağımsız hareket edebilecekleri, oyunla bütünleşmiş kamusal alanlar sunarken; Rotterdam, belirli saatlerde trafiğe kapatılan sokaklarıyla geçici ama etkili mekânsal dönüşümler gerçekleştirerek çocuklara özgür oyun alanları yaratıyor. Freiburg, sürdürülebilir ulaşım altyapısı ve kent ölçeğinde planlanan geniş yeşil alanlarıyla çocukların doğayla sürekli temas kurmasını sağlarken; Barselona’nın Süperblok modeli, mahalle içi trafiği sınırlandırarak sokakları çocuklar ve tüm mahalle sakinleri için yaşanabilir alanlara dönüştürüyor.” diye konuştu. Yurdakul, “Türkiye’de de artık şehirlerimizi çocukların gözünden tasarlamalıyız. Onlara doğayla, oyunla ve kültürle iç içe alanlar sunarsak, daha özgüvenli, yaratıcı ve sağlıklı bireyler olarak yetişirler,” diyerek çocuk dostu kentlerin yalnızca bugünü değil, geleceği de inşa ettiğini belirtti.

Yavaş sokaklar uygulamaları yaygınlaştırılmalı

Ankara özelinde geliştirilebilecek kentsel stratejilere de değinen Yurdakul, öncelikle her mahallede araç trafiğinden arındırılmış, doğal oyun öğeleriyle zenginleştirilmiş mikro oyun avluları ve sosyalleşme alanlarının oluşturulması gerektiğini söyledi. Mahalle meydanlarının yeniden işlevlendirilerek çocukların sosyal yaşama katılımını destekleyecek şekilde kurgulanması gerektiğini vurgulayarak “Konut bölgelerinde ve okul çevrelerinde hız sınırlaması ve yaya öncelikli “yavaş sokaklar” uygulamaları yaygınlaştırılmalı; çocukların güvenli yürüyüş rotaları oluşturulmalı, yaya geçitleri ve kentsel donatılar çocuk ölçeğinde tasarlanmalıdır.” diye konuştu.

Ankara’nın çeper ilçelerinde nitelikli yeşil alan eksikliğine dikkat çeken Yurdakul, park sisteminin çocuk bakış açısıyla yeniden kurgulanarak doğa eğitimi, tarım ve sanat atölyeleri gibi tematik alanlarla zenginleştirilmesini önerdi. Yurdakul diğer önerilerini şu şekilde sıraladı;

-Kamusal yapılarda, kütüphanelerde ve kültür merkezlerinde çocuklara ayrılmış mekânlar, katılım atölyeleri ve interaktif öğrenme alanları tasarlanmalı; kent müzeleri, sanat merkezleri ile çocukların deneyimleyebileceği kapsayıcı yapılar haline getirilmelidir.

-Çocukların kent belleğine aktif katılımı teşvik edilmelidir. “Kendi Mahalleni Tasarla” gibi yaratıcı kent oyunları ve kamusal sergiler aracılığıyla çocukların kente dair hayallerini ifade etmeleri, kentlilik bilinci kadar tasarım kültürünü de geliştirecektir.

Filiz Cingi Yurdakul, çocuk odaklı mimarlığın, mimarlık mesleğinin sosyal sorumluluk alanını genişlettiğini ve daha sağlıklı, kapsayıcı ve sürdürülebilir şehirlerin anahtarını sunduğunu bir kez daha vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Kaynak: Bülten