Kızıl elma; ulaşılması gereken, varılmak istenen hedef, büyük ülkü, yüce ideal, altın elma!.

Fethedilmesi gereken şehir veya son hedef. Nihai hedef.

Osmanlı'da kızıl elma:

Budin, Estergon, Viyana, Roma ve Köln..

Cumhuriyet döneminde Kızıl elma:

 Türk birliğidir, yani, Turan düşüncesi!..

Meseleyi, Kur'anî açıdan genişletecek olursak; şu ayeti kerimeyi iyice, dikkatlice okuyup anlamalıyız:

" Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine ( verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. ( Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nun la yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, ( gerçekten) büyük kazançtır." ( Tevbe sûresi, âyet 111)

Malumdur ki, Mekke'de Akabe biati sırasında, ensardan 70 kişi Resûlullah'a biat ederlerken , içlerinden Abdullah bin Revaha, " Ya Resûlallah! Rabbin ve senin için şartların nedir? demişti.

'Resûlullah buyurdu ki: " Rabbim için şartım O'na ibadet etmeniz, O'na hiç bir eş tutmamanızdır; kendi hakkımdaki şartım da canlarınızı ve mallarınızı nasıl müdafaa ediyorsanız beni de öyle korumanız ve savunmanızdır.

Tekrar soruldu: " Böyle yaparsak bize ne vardır?" Resûlullah  " Cennet vardır" diye cevap verdi. Onlar da " Ne kârlı alış veriş! Bundan ne döneriz, ne de dönülmesini isteriz" dediler. İşte, Tevbe suresinin 111 nci ayeti böylece nazil olmuştur.

Hal böyle iken, " Kızıl Elma" fikrini, düşüncesini, idealini günümüze taşımış olursak, karşımıza apayrı, devasa, muazzam ve muhteşem bir tablo çıkmaktadır.

Örneğin: zamanımızda Kızıl Elma, Afrin'dir, Carablus'tur, Münbiç'tir!.. Kandil'dir, Cudi dağlarıdır!.. Oralarda kümelenmiş, küme küme olmuş yılanları, çıyanları tamamen ortadan kaldırmaktır.

Dolayısıyla, milletimizin Kızıl Elması bitmeyecek, sürekli tezahür edecek, milletimiz var oluncaya kadar da sürekliliğini koruyacaktır!..

Dünkü zamanlarda, Mercidabık,  Ridaniye, Çaldıran, Tomanbay'ın Mısır ülkesi idi.. Fatih Sultan Hanın Roma ülküsü idi!.. Kanuni Sultan Süleyman'ın Mohaç zaferi idi!..

Yavuz Cihangir Han’ın, tüm dünya İslam birliğini kurmak, bunu gerçekleştirmek idi!.. Sultan Alpaslan'ın Anadolu hülyası ve rüyası idi..

Gazi Mustafa Kemal'in, bütün dünya Türklerini bir bayrak altında toplamak, dillerini, lisanlarını bir noktaya dönüştürmek idi!.. Hasılı;

Müslüman Türk milletinin " Kızıl elma" ideali bitmeyecek, gittikçe katmerlenerek devam edecektir. Unuttuğu , savsakladığı zaman, akmayan, durgun göl suyuna benzeyecek ve kokuşacaktır!.. Rabbim korusun!..

Netice olarak;

Yüce Allah'a hamdü sena ediyoruz ki, bu aziz millete bir takım  özellik ve güzellik bahşetmiştir. Esareti kabul etmemek, özgür yaşamak, düşene yardım etmek, düşkünün elinden tutmak gibi..

Tüm dünya İblisleri ne kadar da birleşmiş olsa, bir araya gelseler, bu milleti kendi mihverinden " Kızıl Elma"sından döndürmeleri mümkün olmayacaktır..

Çünkü, bu millet, azmini, yiğitliğini Allah'ından, peygamberinden ve adım adım takip olduğu atalarından almaktadır. Onun içindir ki,

Bu aziz millet, nice Afrin'leri görmüş, yaşamış ve yaşamaya da devam edecektir.. Bir kere düşünmeliyiz ki, Kore ülkesi neresi, Türkiye neresi diye  sorulduğu, taa uzak ülkelerde bile , şan vermişiz, can vermişiz, kan dökmüş ve şehit olmuşuz..

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kızıl Elmamız olması hasebiyle, orada bayrağımız  gönderi süslemektedir.. Ve süslemeye de devam edecektir. sanırım;

Kerkük Türk Cumhuriyeti de hemen kapımızdadır. Çünkü, Barzani poşulusu, rezil olmuş, rüsva edilmiş ve dünyada yaşayacak ülke .bulamaz hale gelmiştir.

Rabbim!.. Bu aziz milletin yâr ve yardımcısı olsun.. Birini bin yapsın, Askerini muzaffer eylesin!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir