İçerik üreticisi Rıdvan Çelik, kısa boylu olduğu için maruz kaldığı akran zorbalığı ve ötekileştirmeyi başarısının bir parçası haline getirerek aştığını söyledi.

Rıdvan Çelik, AA muhabirine, boyundan ötürü yaşadığı zorlukları ve bunu avantaja çevirme hikayesini paylaştı.

Niğde'de halk arasında cücelik olarak bilinen akondroplazi rahatsızlığıyla 1991 yılında doğan Çelik, belirli bir yaşa kadar akran zorbalığına maruz kaldığını ama bunların 'çocukça şakalar' olduğunu anlattı.

Arkadaşlarıyla arasının hep iyi olduğunu ifade eden Çelik, 'Genel olarak belli yaşa kadar bir akran zorbalığı yaşadık. İlkokul 5. sınıfa kadar öyle bir şeyimiz oldu. 5. sınıftan sonra çok bir zorlanmamız olmadı bu konuda. Genelde fizikseldi bunlar psikolojik veya duygusal zorbalıklar değil. Mesela arkadaşlarım kalemimi alırdı, yukarı koyardı, alamazdım. Silgimi alırdı, 'Hadi al alabiliyorsan' falan... Ama günün sonunda yine beraberiz.' diye konuştu.

Çelik, ailesi tarafından her zaman el üstünde tutulduğuna dikkati çekerek, ailesi ve akrabalarının ona pozitif ayrımcılık yaptığını vurguladı.

Ailesinin, kendisiyle barışık olmasında en büyük rolü oynadığını ifade eden Çelik, 'Bu serüvendeki hayatta tutunuşum, güler yüzüm, espri anlayışım, boyumla alakalı yapılan şakalara alınmamamın tek sebebi ailem.' dedi.

Çelik, ilkokuldaki engelli öğretmeninin de hayata bakış açısında etkili olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'İlkokul öğretmenim benimle dalga geçildiğinde 'Sen kendinle dalga geçmezsen herkes seninle dalga geçer. Kendinle dalga geçmeyi öğreneceksin. Çünkü bu seni güçlü yapacak. Eminim bir gün bu insanları sen utandıracaksın.' demişti. Dediği gibi de oldu. Toplumda hala engelli bireylere acınacak gözle bakılıyor. Engelliyim ama liseyi bitirdim, üniversitede okumaya devam ediyorum. Kurumsal bir şirkette 7 yıl, devlet bankasında 2 yıl çalıştım. Ben 1,80 santimliklerin yapamayacağını 97 santimken yapıyorum. Kendi başıma 10 Avrupa ülkesi gezdim.'

- 'Herkes bir anda engelli bireye dönüşebilir'

Herkesin bir anda engelli bireye dönüşebileceğini dile getiren Çelik, engellilerin kendilerini toplumdan soyutlamamaları gerektiğini söyledi.

Başarının arkasında fiziksel özelliklerin değil duygusal ve zihinsel olarak yapılanların olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:

'Ben her zaman diyorum, engelli kardeşlerim geri durmasın. İleri, daima ileride olmalıyız. Ben cüce arkadaşlarıma da diyorum. Birisi cüce dediğinde ona dönün, gülümseyin. Onu bir daha yapmayacak. Toplu taşımada da denk geliyorum. Eskiden toplu taşımada 'Adamın boyuna bak' diyorlardı, şimdi 'Aaa Rıdvan Ağabey' diyorlar. Bu engelin başarıya dönmüş halidir.'

Fiziksel olarak zorlanan engelli bireylerin bu dezavantajlarının üzerine bir de duygusal engel koymamaları gerektiğine değinen Rıdvan Çelik, bununla yaşamak zorunda olduklarının farkında olmaları gerektiğini vurguladı.

YouTuber 'Rıdvan Abi', engel durumuna göre hayatın düzene sokulması gerektiğinin altını çizerek, 'Bu kafede masalar vardı. 'Ağabey, ben bu masada rahatsız oluyorum.' dedim. Mehmet ağabey gitti, bana göre masa yaptırdı. 'Buralara oturduğumuzda prizlere yetişemiyordum.' dedim prizleri aşağıya taktırdı.' diye konuştu.

Toplumun da engellilere karşı daha duyarlı olması ve sosyal hayatın bu yönde şekillenmesi gerektiğini söyleyen Çelik, fiziksel ulaşılabilirliğin kısa boyluları sosyal alanlarda en zorlayan konuların başında geldiğini belirtti.

Çelik, toplumun engelli bireylere pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini dile getirerek, şu görüşleri dile getirdi:

'Asansörü maşallah taş gibi adamlar kullanıyor, biz merdivenden çıkmak zorunda kalıyoruz. Engelli rampasının olduğu yerlerde bilinçsiz park yapılıyor. Bazen restoranlarda lavabolara gidiyoruz, peçeteler çok yukarıda. Alamıyorsun mecbur başkasından istiyorsun. Bundan 20 sene önce sosyal olarak daha kötüydük. Görmezden geliniyorduk. Evin bir köşesinde, bahçeden çıkmadan annen yemeğini yedirecek, devlet sosyal haklarını ödeyecek, orada yaşayıp gideceksin. Bizim cüce arkadaşlar çok alıngan, çok surat asıyorlar ve sen surat astığında toplum sana gelmeye korkuyor. Çünkü karşısındakinin kim olduğunu bilmiyor. Bazıları yardım etmek isteyen insanları fırçalıyor. 'Ben de yaparım.' diyor, yapamayacaksın kardeşim sen 1,5 metre yukarıdaki tuşa basamayacaksın. Bırak, sağlıklı adam tuşa bassın. Daha önce benim başıma da geldi. Ben buraya geliyordum Kasımpaşa'dan, tuşa basamadığım için Balat'a kadar gidiyordum oradan tekrar geliyordum.'

Sinema sektöründe kısa boyluların genellikle 'soytarı' olarak gösterildiğini dile getiren Çelik, bu durumun ajitasyona ve istismara dönüşmemesi gerektiğini belirtti.

Çelik, sanatta da kısa boyluların olması gerektiğini ifade ederek, eşit muamele görmeyi hak ettiklerini vurguladı.

Kaynak: AA