Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği'nce (PiBAD) Viatris Türkiye'nin desteğiyle geçen yıl başlatılan 'Hayata Varım' kampanyası kapsamında yeni YouTube film serisinin ilk videosu yayına girdi.
Depresyon konusunda farkındalığı artırmak amacıyla hayata geçirilen kampanya çerçevesinde hazırlanan serinin ilk videosu, Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında İstanbul'da düzenlenen gala gösteriminde izleyiciyle buluştu.
Etkinlikte, projede rol alan oyuncular Nergis Kumbasar, Doğa Rutkay, Bekir Aksoy ve Alper Saylık ile sağlık alanından uzman isimler bir araya geldi.
Doğum sonrası depresyon, gelecek kaygısı, orta yaş dönemi bunalımı ve ilişki sorunları gibi konuların ele alındığı seride, gerçek yaşam öykülerinden ve uzman görüşlerinden esinlenerek hazırlanan senaryolarla bireylerin yaşadığı duygusal süreçler izleyiciye aktarılıyor ve profesyonel desteğin önemine vurgu yapılıyor.
Geçen yıl hayata geçirilen ve bugüne kadar çok sayıda kişiye ulaşan 'Hayata Varım' kampanyasının bu yılki video serisiyle de toplumda farkındalık oluşturmak, empatiyi artırmak ve ruh sağlığıyla ilgili ön yargıları azaltmak hedefleniyor.
Video serisiyle depresyonun, çoğu zaman kişinin kendisi tarafından dahi fark edilmeyen bir durum olduğuna dikkat çekiliyor.
Dünya Sağlık Örgütüne göre, depresyon, dünya genelinde 280 milyon kişiyi etkiliyor. Türkiye'de geçen yıl yapılan ulusal araştırma da bireylerin yüzde 27,3'ünün depresif belirtiler gösterdiğini, kadınlarda bu oranın erkeklere kıyasla yüzde 50 daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Özellikle doğum sonrası depresyon ciddi bir sorun teşkil ederken, annelerin yaklaşık dörtte biri bu tabloyla karşılaşıyor.
- 'Maalesef insanların yarısından fazlası ne tanı alıyor ne tedaviye ulaşıyor'
PİBAD Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, AA muhabirine projeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, depresyonun dünyada en sık görülen psikiyatrik hastalıkların başında geldiğini belirtti.
Karamustafalıoğlu, depresyonun dünya genelinde kadınlarda yaklaşık yüzde 10, erkeklerde ise yüzde 5 ila 8 görüldüğünü belirterek, 'Ülkemizde, genel bir çalışma olmamakla beraber, parçalı çalışmalarda benzer oranlar görülüyor. Bu kesit olarak ama yaşam boyu biraz daha yükseliyor. Yüzde 10'dan yüzde 20-25'e kadar, her 3 ila 5 kişiden biri yaşamı boyunca bir kere depresyon geçiriyor.' diye konuştu.
Hayata Varım projesinin yalnızca hastalık farkındalığını artırmakla kalmayıp, depresyonla ilişkili toplumsal damgalamayı da azaltmayı hedeflediğini vurgulayan Karamustafalıoğlu, hasta yakınlarının konuya ilişkin farkındalıklarını artırmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Karamustafalıoğlu, depresyonda çoğu zaman insanların doğru tanı ve tedaviye ulaşmalarının çok zor olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
'Maalesef insanların yarısından fazlası ne tanı alıyor ne tedaviye ulaşıyor. Bu da hem kendilerinin hem çevredekilerin hayat kalitesini ve işlevselliğini belirgin oranda etkiliyor. Hayata Varım projesiyle de Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği ve Viatris olarak bir araya gelerek, topluma bu konuda farkındalık kazandırıp, insanların sağlık problemlerinin en kısa zamanda çözülmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.'
Türkiye'de en çok görülen depresyon tipinin anksiyeteli depresyon olduğunun altını çizen Karamustafalıoğlu, bunun tüm depresyonların yüzde 50'sini oluşturduğunu anlattı.
Bu tabloda kişilerin günün ilk saatlerinde yoğun huzursuzluk, yorgunluk ve panik duygusuyla güne başladığını aktaran Karamustafalıoğlu, öğleden sonraya doğru bir miktar rahatlamanın gözlenebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Karamustafalıoğlu, depresyon yaşayan bireylere yakınlarının nasıl yaklaşması gerektiği konusuna değinerek, bu durumun 'naz' ya da 'tembellik' olmadığını, bir sağlık problemi olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.
Hasta yakınlarının konuya ilişkin farkındalığının önemli olduğuna işaret eden Karamustafalıoğlu, şu tavsiyelerde bulundu:
'İnsan depresyonda marşı zor basan bir araba gibi olur, istediği zaman harekete geçemez. Dolayısıyla da onu dikkatle anlayıp, yerine getiremediği yükümlülüklerden dolayı yargılamamalı. Böyle durumlarda insan bazen banyo yapamayabilir, ibadetini aksatabilir, işini eskisi gibi layıkıyla yapamaz. Yargılamadan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna tedavi protokolüne ulaştırıp, oradan gelen öneriler doğrultusunda onu desteklemek lazım.'
Doğum sonrası yaşanan ruhsal bozukluklara da değinen Karamustafalıoğlu, annelerin bu süreçte dikkatle izlenmesi gerektiğini ve yargılamanın en olumsuz yaklaşım biçimi olduğunu kaydetti.
- 'Hafif depresyonlarda sadece psikoterapi yeterli olabiliyor'
Karamustafalıoğlu, tedavi yaklaşımında depresyonun düzeyine göre farklılık olduğunu dile getirerek, şu bilgileri paylaştı:
'Hafif depresyonlarda sadece psikoterapi yeterli olabiliyor ama orta ya da şiddetli depresyonlarda mutlaka bir psikiyatrist tarafından ilaç tedavisi önerilmesi gerekiyor. İlaçlar belirgin bir şekilde insanların hayat kalitesine katkıda bulunup, en azından bir ay içinde yüzde 50, bir ila üç ay içerisinde de tama yakın düzelmeyi beraberinde getirebiliyor. Dolayısıyla bilhassa işlevselliği belirgin bir şekilde etkiliyorsa, kişinin hayat akışı bozuluyorsa, hem mesleki hem sosyal işlevselliği bozuluyorsa, ilaç tedavisine bir an önce ulaşıp onunla birlikte uyku, iştah, mutsuzluk, tatsızlık, erteleyicilik gibi şikayetleri gidermek mümkün olacak. Tedavisi olan bir tablo, yeter ki uygun tedaviye, uygun zamanda ulaşmayı hedefleyelim.'
- 'Amacımız, insanların daha sağlıklı, tatmin edici bir yaşam sürebildiği bir topluma katkı sağlamak'
Etkinlikte konuşan Viatris Rusya/Türkiye Bölge Başkanı Tayga Kaan Hilal de depresyon ve anksiyetenin dünya genelinde başlıca yeti kaybı nedenleri arasında yer aldığını, erken müdahale ve şefkatli yaklaşımın öneminin giderek arttığını söyledi.
Hilal, amaçlarının ruh sağlığının bütüncül sağlığın ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirildiği ve insanların daha sağlıklı, tatmin edici bir yaşam sürebildiği bir topluma katkı sağlamak olduğunu vurguladı.
Viatris Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Esin Eylem Sönmez de hayatın her aşamasında insanların daha sağlıklı yaşamalarına destek olmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
'Hayata Varım kampanyası, yalnızca farkındalık yaratmakla kalmıyor, damgalamayı azaltmaya, zamanında destek almaya ve daha şefkatli bir toplum oluşturmaya katkı sağlıyor. Bu yıl hekimlerin ve değerli oyuncuların desteğiyle hayata geçirilen girişim de bu yolculuğun önemli bir parçası oldu.'