AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, 'İmralı görüşmeleri' konusunda muhalefetin takındığı tutumu eleştirerek, "Maalesef BDP ve MHP’nin kullandığı söylem de, üslup da, kullandığı dil de, çözüme katkıda bulunan bir siyaset dili olmamıştır. CHP, eğer bu çözüme katkı sağlayacaksa bu mütereddit tavrından vazgeçmesi gerekir" dedi.
Ünal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, muhalefetin İmralı görüşmelerine ilişkin açıklamalarına yanıt verdi. Terörün Türkiye’nin ortak sorunu olduğunu, 30 yıldan beri bu yakıcı sorunla mücadele edildiğini belirten Ünal, ”Terör sorunu, siyaset üstü sorun. Dolayısıyla herhangi bir şekilde siyasi malzeme yapılmaması gerekir” ifadelerini kullandı. Bu ortak sorunla ilgili bir 'fırsat siyaseti' yada 'sorumsuz bir siyaset' yapılmaması gerektiğini belirten Ünal, bu konuda muhalefetin tutumunu eleştirdi. Ünal, “Bazı siyasiler mevcut alışkanlıklarını devam ettirecekse öncelikle bilinmelidir ki bu süreç bir samimiyet testidir” dedi.
“Bu, sorunla bir ilişki kurma biçimi vardır. AK Parti ile birlikte devletin bu sorunla ilişki kurma biçimi değişmiştir” diyen Ünal, Türk halkının bu konuda acısını dindirmek için çalıştıklarını söyledi. AK Parti'nin bugüne kadar sorumsuz bir siyaset anlayışı olmadığını ifade eden Ünal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bugünkü grup toplantılarında yaptığı konuşmaları eleştirerek, iki liderin de bu sorun ile ilişki kurma biçimlerini ve alışkanlıklarını devam ettirdiğini savundu. MHP lideri Bahçeli’nin grup toplantısındaki konuşmasında, görüşmeler için AK Parti’ye yönelik "Damat Ferit lobileri, Sait Molla takipçileri" benzetmesinde bulunmasını eleştiren Ünal, “Bu metni yazıp Devlet Bahçeli'nin eline tutuşturan zihniyet, sorunlu ve klinik bir zihniyettir. Bu zihniyettir asıl sorunun mucidi. Herkesi düşman ve hain gören bir bakış açısı maalesef” dedi.
BDP’nin, AK Parti’nin bugüne kadar ortaya koyduğu çözüm önerilerini, terörü sona erdirme mücadelesini her seferinde istismar ettiğini öne süren Ünal, “BDP; önce kucaklaşmayla terör örgütünü meşrulaştırma, bugün devletin İmralı ile kendi talepleri üzerinden bir görüşmesini kutsama, aklama çabası ve maalesef terörü sona erdirme çabasını, bu çözüm girişimini adeta siyasi bir fırsata dönüştürme isteği, ayrı bir sorun olarak önümüzde durmaktadır” diye konuştu. Ünal, hem BDP’nin hem de MHP’nin bu sorun karşısında ortaya koyduğu çözümü tahterevalliye benzeterek, her iki yaklaşımın birbirini beslediğini ve devlet iradesinden uzak bir yaklaşım sergilendiğini savundu. Ünal, anamuhalefet partisinin kendilerine toplumsal mutabakat şartı ile destek verdiğini anımsatarak, "Kendi iç mutabakatını sağlayamamış bir anamuhalefet partisi ile karşı karşıyayız” dedi ve parti içinde bu konuda yaşanan görüş ayrılığına göndermede bulundu.
Devletin bu sorunu çözerken değişik çözüm seçeneklerini kullanmasının doğal olduğunu söyleyen Ünal, “Dolayısıyla bu çözüm araçlarını kutsamanın, bu görüşmelerden başka anlamlar çıkarmanın, diğer tarafta operasyonlar devam ederken ‘O halde hiç kimse bir şey yapmasın, yapmaya da gerek yok, çünkü operasyonlar devam ediyor’ diye de BDP Eş Başkanı’nın açıklama yapmasının da başka samimiyet testini ortaya koyduğunu söylememiz gerekir. Yani devletin karakoluna saldırıldığında, Çukurca’da asker şehit edildiğinde, devlet gerekli güvenlik önlemi almayacak mı?” diye sordu.
Siyaset kurumunun sorunun çözümüne katkıda bulunan bir dil ve üslup kullanması gerektiğini belirten Ünal, “Maalesef BDP ve MHP’nin kullandığı söylem de, üslup da, kullandığı dil de, çözüme katkıda bulunan bir siyaset dili olmamıştır. CHP eğer bu çözüme katkı sağlayacaksa bu mütereddit tavrından vazgeçmesi gerekir” dedi.
Ünal, basın toplantısında soru almadı.
Editör: Haber Merkezi