Yatsı ezanından hemen sonraydı. Terörizm bu sefer asker kılığına girmiş hainler vasıtası ile yüzünü gösterecek, her zaman olduğu gibi yine pençemizin altında ezilecekti. Her şey Boğaz Köprüsünün askeri araçlarla  trafiğe kapatılması ve hemen akabinde TRT’de  Tijen Karaş’ın Yurtta Sulh Konseyi adına bir bildiri okunmasıyla başladı. Gelişen olaylar neticesinde tarihimizin en çetin sınavlarından birini verdik.

  Takvimler 15 Temmuz 2016’yı saatler ise 00:13’ü gösterirken milletçe  çetin bir cenge giriştik. Didine didine kazandıklarımızı öyle kolayca bırakmayacağımızı, bırakıp da ucuza sattırmayacağımızı yazdık sokaklara, caddelere, parklara ve meydanlara.

  Dinimizin, milli varlığımızın, analarımızın, kardeşlerimizin, Reis-i Cumhur ve Genel Kurmay Başkanı başta olmak üzere devlet büyüklerimizin varlıklarını ve canlarını hiçe sayarak bizi tek yumruk haline getirdiler. Nitekim o yumruğun altında ezilen, dün olduğu gibi bugünde kendileri oldu.

  Saatler 00:24’ü gösterirken Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan, televizyon ekranlarından halkı göreve çağırdı, bu çağrı camiiler ve vaizler vasıtası ile sabaha kadar tekrar etti.

  Dualarımız, canımız ve kanımızla kavuştuk sabaha. Sabaha kavuştuğumuzda şükür ettik Allah’a, en uzun geceyi hayırlara muzaffer kıldığı için.

   Sabahı bize tutup getiren Ömer Halisdemir’ler, Erol ve Tayyip Olçok’lar,  Erkan Pala’lar, Velid Bektaş’larla adını sayamadığım 245 şehit ve gazi unvanını almış 2 bin 198 vatan evladına çok şey borçluyuz.

  Ayrıca sırtımızı dayadığımız devlet adamları ve vekillerimizin en zor ve tehlikeli şartlarda dahi görevlerini ve görev yerlerini terk etmemeleri hemen akabinde de tek yumruk olmayı bilmeleri biz yeni nesillere umut ve kıvanç kaynağı olmuştur.

  Bütün bu yaşananların ortasında, zamanlamanın Suriyeli muhacir kardeşlerimizin bir kısmına vatandaşlık verilip verilmeyeceğinin tartışılıp, ileri derecede kutuplaştığımız günlere denk gelmesi aynı zamanda ABD Devlet Başkanlığı seçimlerine denk gelmesi, 1967 Arap-İsrail savaşı sanıklarından Suriye ve Mısır’ın ülke bazında talihsiz, şüpheli ve şüpheleri besleyici şekilde esrarengiz olaylarla felaketler silsilesine duçar olmasını da göz önünde bulundurursak, darbe kalkışmasının küresel çapta oynanan muazzam bir Siyonist senaryosu olduğunu anlamak pek de güç değildi. Çünkü Türkiye Siyonistlerin çizmek istediği resimde önemli bir yere sahiptir.

  Nitekim Allah Zülcelâl-i vel-İkrâm Hazretleri Ali İmran suresi 54’üncü ayetinde  ( Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır) ve Enfal suresi 30’uncu  ayeti kelimede ise ( Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır) diyerek mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim aracılığı ile biz insanlara bu beyanatları vermiştir.

  Öncesi ve sonrası olarak derin bir yapıya sahip olan 15 Temmuz gecesinin yarınlara ışık tutması dileğiyle.

 Sağlıcakla kalın

 Ergün Bülbül

Editör: Haber Merkezi