Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Öksüz, karaciğerin sertlik ve yağlanma oranını ölçen elastografik yöntemlerden biri olan fibrotest işleminin birçok hasta grubu için uygun olduğuna değinerek, "Karaciğer yağlanması, kronik hepatit B veya C hastaları, alkol kullanımı nedeniyle karaciğeri etkilenenler, otoimmün veya genetik karaciğer hastalığı olanlar, karaciğerinde fibrozis veya siroz şüphesi bulunanlar ile karaciğer hastalığı tedavisi gören ve düzenli takip gereken hastalar bu yöntemden faydalanabilir" dedi.

Karaciğer sağlığının değerlendirilmesinde teknolojik gelişmeler, tanı süreçlerini hem hekimler hem de hastalar için daha rahat hale getiriyor. Acıbadem Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Öksüz, karaciğer hastalıklarının evresi hakkında kritik bilgiler sağlayan elastografik yöntemlerden biri olan fibrotest hakkında açıklamalarda bulundu.

"Yağlanma ve sertliği ölçüyor"

Fibrotest teknolojisinin sağladığı verilerin tedavi planlamasında yol gösterici olduğunu vurgulayan Dr. Öksüz, elde edilen sonuçların iki temel bilgi sunduğunu söyledi. Dr. Öksüz, "Karaciğer dokusundaki sertlik artışının fibrozis (bağ dokusu artışı) veya siroz varlığına işaret. Bu ölçüm hastalığın hangi evrede olduğunu anlamada çok değerlidir. Ayrıca karaciğerdeki yağ miktarını yani tıbbi adıyla steatoz derecesini de gösterir" ifadelerini kullandı.

Fibrotest yönteminin birçok hasta grubu için uygun olduğuna değinen Dr. Öksüz, "Karaciğer yağlanması, kronik hepatit B veya C hastaları, alkol kullanımı nedeniyle karaciğeri etkilenenler, otoimmün veya genetik karaciğer hastalığı olanlar, karaciğerinde fibrozis veya siroz şüphesi bulunanlar ile karaciğer hastalığı tedavisi gören ve düzenli takip gereken hastalar bu yöntemden faydalanabilir" diye konuştu.

"Sadece kısa bir açlık yeterli"

Fibrotest işleminin hasta için oldukça konforlu bir süreç olduğunu belirten Dr. Murat Öksüz, "Hasta işlem sol yan veya sırasında sırtüstü uzanır. Cihazın probu, ultrason muayenesine benzer şekilde karaciğer bölgesine yerleştirilir ve karaciğere özel titreşim dalgaları gönderilir. Bu dalgaların dokudan geçişi ölçülerek karaciğerin sertliği ve yağlanma miktarı hesaplanır. Yaklaşık 5 ila 10 dakika süren bu işlem tamamen ağrısızdır ve çoğu zaman işlem için yalnızca kısa bir açlık yeterlidir" dedi.

Dr. Öksüz, anestezi gerektirmeyen bu işlem sonrasında hastaların bekleme süresine ihtiyaç duymadan normal yaşamlarına dönebildiklerini, aynı gün içinde yemek yiyip günlük aktivitelerine devam edebildiklerini ifade etti.

"Biyopsiye güçlü bir alternatif"

Karaciğer hastalıklarının tanısında geleneksel yöntem olan karaciğer biyopsisi ile fibrotest arasındaki farklara dikkat çeken Öksüz, "Biyopsi, iğneyle karaciğerden küçük bir doku alınarak yapılır. Psikolojik travması yanında, az da olsa kanama riski taşır. Genellikle hastane şartları veya gözlem gerektirir. Oysa fibrotest ağrısız, iğnesiz ve risksiz bir yöntemdir. Karaciğerin daha geniş bir bölümünü değerlendirme imkanı sunar, işlemin yapıldığı gün sonuçlar değerlendirilir ve takip amaçlı sık tekrar edilebilir" diye konuştu.

Öte yandan Dr. Öksüz, fibrotestin birçok durumda biyopsiye güvenli bir alternatif olduğunu ancak bazı özel durumlarda biyopsinin hala gerekli olabileceğini ve bu kararın hekim tarafından verilmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: İHA