Fiziksel ve zihinsel engeller için uygulanan rehabilitasyon yöntemlerinin, engelin türüne, derecesine ve bireyin ihtiyaçlarına göre farklılık gösterdiğini kaydeden uzmanlar, rehabilitasyon sürecinde karşılaşılan toplumsal önyargıların hem bireyin psikolojik iyileşmesini hem de topluma yeniden katılımını olumsuz etkileyen en büyük engellerden biri olduğunu söylüyor.

Profesyonel destek almanın toplumda hâlâ zayıflık olarak görülmesinin sıkça rastlanan bir durum olduğuna işaret eden Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Uzmanı Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Tüm bu önyargılar, bireyin özgüvenini zedeleyerek yaşam kalitesini düşürmektedir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, engelli bireylerin topluma tam katılımı ve bağımsız bir yaşam sürmeleri için rehabilitasyon sürecinin kritik önem taşıdığını anlattı.

Rehabilitasyon süreci bireysel ihtiyaçlara göre değişiklik gösteriyor

Engelli bireyler için rehabilitasyon sürecinin, bireyin engel türüne, şiddetine, yaşına, genel sağlık durumuna ve bireysel ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterdiğini ifade eden Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Bu süreç, uzmanlar tarafından multidisipliner bir yaklaşımla titizlikle planlanır ve uygulanır. Sürecin ilk adımı olan başlangıç değerlendirmesinde, bireyin durumu çok yönlü olarak ele alınır. Bu kapsamda; tıbbi durumu (nöroloji, ortopedi, psikiyatri), fiziksel fonksiyonları (kas gücü, denge, hareket açıklığı), psikolojik ve bilişsel kapasitesi, sosyal çevresi (aile yapısı, yaşam koşulları) ile eğitimsel ve mesleki geçmişi incelenir. Bu detaylı değerlendirmenin amacı, bireyin ihtiyaçlarını ve potansiyelini belirleyerek kişiye özel bir rehabilitasyon planı oluşturmaktır." dedi.

Rehabilitasyon planı uzmanların ortak çalışmasıyla yürütülüyor

Rehabilitasyon planının fizyoterapist, ergoterapist, psikolog ve özel eğitim öğretmeni gibi birçok uzmanın ortak çalışmasıyla yürütüldüğünü dile getiren Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, şöyle devam etti:

“Tedavi planı; fizik tedavi ve egzersiz programlarından mesleki (iş-uğraş) terapiye, psikososyal destekten aile eğitimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. İhtiyaç duyulması halinde bu plana konuşma ve dil terapisi, ortez/protez kullanımı ve özel eğitim gibi destekler de dahil edilir. Belirlenen hedefler doğrultusunda günlük, haftalık veya aylık seanslarla uygulanan bu plan, bireyin ilerlemesi düzenli olarak izlenerek dinamik bir şekilde güncellenir. Bu kapsamlı planın hayata geçirilmesi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist, ergoterapist, psikolog, psikiyatrist, özel eğitim öğretmeni ve sosyal hizmet uzmanı gibi alanında yetkin, multidisipliner bir ekibin iş birliğini gerektirir. Gerektiğinde diyetisyenler de sürece dahil olur. Rehabilitasyonun süresi ise standart olmayıp kişiye göre büyük farklılıklar gösterir; bu süreç birkaç aydan birkaç yıla kadar uzayabildiği gibi, bazı engellilik durumlarında ömür boyu devam edebilir.”

Fiziksel ve zihinsel engeller için uygulanan rehabilitasyon yöntemlerinin farkları neler?

Fiziksel ve zihinsel engeller için uygulanan rehabilitasyon yöntemlerinin, engelin türüne, derecesine ve bireyin ihtiyaçlarına göre farklılık gösterdiğini de kaydeden Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Bu farklar hem hedeflenen alanlarda hem de kullanılan tekniklerde kendini gösterir. Fiziksel engeller daha çok bedensel işlevleri yeniden kazandırmayı hedeflerken, zihinsel engellerde amaç; öğrenme, iletişim ve sosyal yaşama katılım gibi alanlarda bireyin gelişimini sağlamaktır. Bu nedenle rehabilitasyon süreçleri araç, yöntem ve uzmanlık açısından oldukça farklılaşır.” şeklinde konuştu.

Erken teşhis ve zamanında terapi, çocuğun yaşam kalitesini artırıyor

Erken müdahalenin, çocuklarda hem fiziksel hem de zihinsel rehabilitasyonun başarısını büyük ölçüde artırdığına işaret eden Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Müdahalenin gecikmesi, çocuğun potansiyelini sınırlayabilir. Bu yüzden özellikle gelişimsel bozukluklar, duyusal eksiklikler ya da motor problemler söz konusu olduğunda, erken teşhis ve zamanında terapi, çocuğun yaşam kalitesini belirleyici düzeyde etkiler.” ifadesinde bulundu.

Bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek için yemek yapma da öğretiliyor

Engelli bireylerin bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek için yapılanlara dikkat çeken Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, şöyle devam etti:

“Engelli bireylerin bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek için birçok temel alanda çalışma yapılır. Bu çalışmalar; kişisel bakım, yemek yapma ve temizlik gibi günlük yaşam becerilerinin kazandırılmasını kapsar. Aynı zamanda, bireylerin kendilerini ifade etmeleri, sosyal ilişkiler kurmaları ve topluma uyum sağlamaları için iletişim ve sosyal becerileri desteklenir. Hareket özgürlüğü için toplu taşıma kullanımı ve güvenli hareketlilik gibi ulaşım becerileri üzerinde durulurken; alışveriş yapma, bütçe oluşturma ve zamanı planlama gibi pratik yetenekler de kazandırılır. Süreç, meslek edindirme, teknoloji kullanımı, kendi sağlığını takip etme ve acil durumlara hazırlıklı olma gibi alanlarda verilen desteklerle tamamlanarak bireyin her yönden güçlenmesi hedeflenir.”

Profesyonel destek almak zayıflık değil…

Rehabilitasyon sürecinde karşılaşılan toplumsal önyargıların hem bireyin psikolojik iyileşmesini hem de topluma yeniden katılımını olumsuz etkileyen en büyük engellerden biri olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Bu süreçte bireyler ne yazık ki; işlevsiz ya da bağımlı olarak görülme, özellikle ruhsal rahatsızlıklarda korkuyla dışlanma ve iyileşme sürecine dair umutsuzluk gibi yanlış algılarla yüzleşmektedir. Ayrıca, profesyonel destek almanın toplumda hâlâ zayıflık olarak görülmesi de sıkça rastlanan bir durumdur. Tüm bu önyargılar, bireyin özgüvenini zedeleyerek yaşam kalitesini düşürmektedir.” dedi.

Toplumu doğru bilgilendirmek şart

Bu yıkıcı algılarla mücadele etmek için ise bütüncül bir yaklaşım benimsendiğine vurgu yapan Öğr. Gör. Gönül Kil Tetik, “Toplumu doğru bilgilendirmek amacıyla eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenir. Rehabilitasyon sürecini başarıyla tamamlamış bireylerin hikayeleri rol model olarak öne çıkarılır. Bireylerin yalnız hissetmemesi için destek grupları ve psikososyal rehabilitasyon programları hayata geçirilir. Engelliliğe bir eksiklik olarak değil, bir insan hakkı meselesi olarak yaklaşan hak temelli bir anlayış yaygınlaştırılır ve yanlış temsillerin önüne geçmek için medyadaki dilin ve içeriğin düzenlenmesi teşvik edilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: bülten