Eğer siz de sürdürülebilir kalkınmanın, bilgi temelli üretimin ve yaratıcı ekonominin dinamiklerini derinlemesine anlamak istiyorsanız, bu kitap tam size göre...
Günümüz dünya ekonomileri, sadece kaynak zenginliğiyle değil; bilginin, yaratıcılığın ve sistematik inovasyonun ne ölçüde değerlendirildiğiyle şekilleniyor. Bu kitap, bilgi çağının en stratejik iki kavramı olan fikri mülkiyet hakları ve ulusal inovasyon sistemleri arasındaki hayati ilişkiyi ele alarak okuyucusunu bu dönüşümün merkezine davet ediyor.
Özgün fikirlerin ekonomik kalkınmaya nasıl yön verdiğini, inovasyonun sadece teknolojik değil aynı zamanda toplumsal bir kaldıraç olduğunu gözler önüne seren eser; özellikle Hindistan örneği üzerinden bu yapının nasıl kurgulandığını ve hangi engellerle sınandığını detaylı bir biçimde analiz ediyor.
İnovasyon ve Fikri Mülkiyetin Gücü
Fikri mülkiyetin yalnızca bireysel hak değil, ulusal refahın da temeli olduğunu vurgulayan bu çalışma; girişimciler, akademisyenler, politika yapıcılar ve kalkınma yolunda ilerleyen ülkeler için yol gösterici bir kaynak niteliğinde. Türkiye gibi yükselen ekonomiler için de önemli çıkarımlar ve politika önerileri sunan kitap, aynı zamanda bir uygulama rehberi olma özelliği taşıyor.
Eğer siz de sürdürülebilir kalkınmanın, bilgi temelli üretimin ve yaratıcı ekonominin dinamiklerini derinlemesine anlamak istiyorsanız, bu kitap tam size göre.