İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İslamofobi Özel Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Mehmet Paçacı, dünya genelindeki Müslüman karşıtı nefret olaylarının yüzde 10’unun bile raporlanamadığına dikkati çekerek, gözlem mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Paçacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada artışa geçen Müslüman karşıtı eylem ve tutumların siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerle doğrudan bağlantılı olduğuna dikkati çekti.

11 Eylül saldırıları, Arap Baharı, Afganistan Savaşı ve Orta Doğu’daki çatışma ve savaşların yarattığı siyasi ve sosyal gelişmelerin, Müslümanlara yönelik bakışı değiştirdiğini belirten Paçacı, artan göçle birlikte Müslümanların “öteki” olarak konumlandırıldığını söyledi.

- Aşırı sağ ve ırkçılık artışta

“İslamofobi diye bir fenomenle karşı karşıyayız.” diyen Paçacı, popüler ismi bu olsa da bunun Müslümanlara karşı nefret ve ayrımcılık olarak adlandırılması ve meselenin insan hakları ve hürriyetleri temelinde ele alınması gerektiğini ifade etti.

Yaklaşık 20 yıl önce Avrupa'da siyasetin içinde kabul edilmeyen birtakım görüşlerin, bugün merkezde konumlandığına dikkati çeken Paçacı, aşırı sağ ve ırkçılığın paralel şekilde artışta olduğunu vurguladı.

Müslüman ülkelerin nefret vakalarında farklı tepkiler verdiklerini ve analizler yaptıklarını söyleyen Paçacı, her ülkenin bunun mücadele edilmesi gereken bir gerçek olduğunun farkında bulunduğunu dile getirdi.

İİT’nin kurduğu gözlemeviyle raporlama yaptığını ve vakaları takip ettiğini anlatan Paçacı, bu organların daha da güçlendirilebileceğini söyledi.

- "Bazı ülkeler, inkar eğilimi gösteriyor"

Paçacı, yaşanan her olayın kayda alınmasının, izlenmesinin ve raporlaştırılmasının elzem olduğunu belirterek, “İslamofobi'nin gerçekleştiği hatta yükselişte olduğu birçok Avrupa ülkesi, bunu inkar etme eğilimi gösteriyor. 'Bizde böyle bir şey yok, biz demokratik bir ülkeyiz, insan haklarına saygılıyız, ifade hürriyetine, din hürriyetine saygılıyız.' şeklinde tutumlar ortaya koyuyorlar.” dedi.

Bu tutuma karşı raporlamanın büyük işlev gördüğüne işaret eden Paçacı, “Aslında raporlanan, duyduğumuz, tespit ettiğimiz İslam karşıtı olaylar, Müslümanlara karşı nefret olayları, sadece gerçekleşenin en fazla yüzde 10'unu oluşturuyor.” diye konuştu.

Raporlama için Müslüman bireylerin ve toplumların bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Paçacı, insanların gerçekleri konuşamadığını ve çoğu zaman çekindiklerini belirtti.

Paçacı, “Bir görünmeyen bir baskı var. Dolayısıyla bundan sonra yapılması gereken, mesela bu düzeyde buradan başlıyor her şey. Bunun politikaya, bunun eğitime yansıtılması gerekiyor. Ders kitaplarına yansıtılması gerekiyor yani ders kitaplarında bunu körükleyen ifadelerin kaldırılması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Paçacı, Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonları sonrası buna ilişkin yasal düzenlemeler yapılarak bazı ülkelerde ceza mekanizmasının devreye sokulduğunu hatırlattı.

Uluslararası kurumların, İslamofobi'ye karşı kararlar alması ve bunun yerel kanunlarla uyumlu hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Paçacı, "Eğer yerel kanunlar, uluslararası kararlarla uyumlu hale getirilirse İslamofobi'ye karşı atılacak adımlar daha etkili olabilir." dedi.

Kaynak: AA