Uzmanlara göre dijital dünyanın etkisiyle çocuklar arasında giderek yaygınlaşan küfürlü dil, hem görülme ve fark edilme isteğinin hem de duyguları ifade etmede yaşanan dil yetersizliğinin güçlü bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Özellikle sosyal medya, çevrim içi oyunlar ve kısa video platformlarında 'normalleştirilen' küfürlü dil, çocuklar üzerinde doğrudan etkili olurken, bu tür ifadelerin zamanla sıradan bir iletişim biçimi olarak algılanmasına yol açıyor.

Küfür ve argo kullanımı sosyal medyada çocuklar arasında 'mizah, güç gösterisi ve popülerlik' unsuru olarak öne çıkarken, bu dilin anlamı sorgulanmadan taklit edilmesi çocukların iletişim biçimini olumsuz etkiliyor.

Uzmanlara göre bu durum, bir yandan çocuğun dikkat çekme aracıyken, diğer yandan da kendini ifade etmedeki sorunlar ve kelime dağarcığının sınırlı olması gibi dil yetersizliklerinden kaynaklanıyor.

Çocukların küfürlü dili yalnızca çevrim içi ortamlardan değil, aile ve çevrelerinden de model alarak öğrendiğine dikkati çeken uzmanlar, özellikle babaların günlük yaşamda kullandığı dilin, çocukların davranışlarını şekillendirmede belirleyici olduğunu vurguluyor.

- Dijital dünyada küfür 'güç gösterisi' ve 'cool' olma olarak gösteriliyor

Uzman Psikolog Meryem Gözeten, çocuklar arasında küfürlü dilin giderek yaygınlaşma nedenlerini ve çözüm önerilerini AA muhabirine anlattı.

Gözeten, araştırmalara göre eskiden çocukların küfür öğrenme kaynaklarının sınırlı olduğunu ve dijital dünyanın küfrün yaygınlaşmasına aracılık ettiğini söyledi.

Dijital dünyada küfür ve argonun 'normal karşılandığını' belirten Gözeten, 'Maalesef çocuklar telefon ekranları aracılığıyla oyun platformlarında, YouTube videolarında, hatta çizgi filmlerde küfürle karşılaşıyor. Son yıllarda popüler kısa video platformları, çevrim içi oyunlar, küfürlü dili mizaç, güç gösterisi ve 'cool' olma hali olarak sunuyor.' dedi.

Gözeten, çocukların küfür etmeyi bazen 'fark edilme' aracı olarak gördüğüne dikkati çekti.

Çocuklardaki bu duruma özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Gözeten, 'Çocuklar için önemli olan konu kelimenin anlamı değil, o kelimenin dikkat çekmesi veya güldürmesi, tepki alması olmuş oluyor. Küfür eden çocuklarda şiddet eğilimi de aynı derecede gelişme gösteriyor.' ifadelerini kullandı.

Gözeten, küfürlü ve argo konuşmanın hem nedeni hem sonucu olarak dil kapasitesine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

'Küfür eden çocuklar, dil zenginliği gelişmemiş ve sınır koyulmayan çocuklar. Aslında küfür etmek bir sonuç. Neyin sonucu diye baktığımızda toplumun sınır koyma becerilerinin zayıflamasıyla kişilerin, bireylerin duygu ifade edişindeki kapasitesinin aynı zamanda zayıflamasının bir sonucu. Duygular düzenlenemediği zaman ve toplum da sınır koyma becerilerini geliştiremediği zaman küfür gibi sonuçlar ortaya çıkıyor.'

- Duygularını ifade edemeyen çocuklar küfür etmeye daha yatkın

Gözeten, küfür ve argo kullanımının şiddetle doğrudan bağlantılı olduğunu savunarak, 'Küfür de şiddetin bir yolu ve maalesef ki şiddetin birçok yoluna sebebiyet vermiş olabiliyor. Başkasına zarar verdiğimiz her kelime, her cümle, her bakış hatta, burada bir hakaret, bir küfür olmuş oluyor.' diye konuştu.

Duyguları ifade etmenin küfür etme alışkanlığıyla mücadelede kilit rol oynadığını anlatan Gözeten, şunları kaydetti:

'Çocuk küfür içeren kelimeler kullandığında bu kelimelerin kötü olup olmadığını düşünmüyor, asıl hedefi görünür olması ve çocuklar duygularını ifade etmede zorlanıyorsa bu durum daha da kolaylaşıyor. Öfke, hayal kırıklığı, dışlanmışlık gibi duygularını kelimelere dökmeyi öğrenemeyen çocuk, bu duygu yoğunluğunu küfür diliyle ifade etmeye çalışıyor.'

Gözeten, küfür alışkanlığının bugün kız erkek tüm çocuklar arasında yaygınlaştığına dikkati çekti.

Küfür alışkanlığına karşı ebeveynlere de önerilerde bulunan Gözeten, şunları söyledi:

'Çocuklara verilen sert tepkiler olayı daha da cazip hale getirirken, görmezden gelmek de normalleşmeye sebep oluyor. Güncel araştırmalar bize şunu söylüyor: Küfür en çok model alarak öğreniliyor ve bu yüzden de yetişkinlere çok iş düşüyor. Yetişkinlerin kullandıkları dili, televizyon karşısındaki yorumlarını, trafikte verdikleri tepkileri kontrol etmeleri gerekiyor. Çünkü bunların hepsi birer sessiz ders niteliğinde. Küfür normalleştiğinde dil fakirleşir, empati azalır ve iletişim saldırgan bir hale gelir.'

Psikolog Gözeten, çocukların küfür etmeyi yakın çevresinden de rol model alarak öğrendiğini belirterek, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

'Küfreden çocukların duygu ifade etme kapasitelerinde bir sıkıntı olduğu için bu küfür maalesef ki diğer zorbalıklara da dönüşüyor. Çocuk anlaşıldığını hissettiğinde küfre olan ihtiyacı da azalır. Çocuklara şu mesajı vermek çok önemli. Kızgın olabilirsin ama duygularını ifade etmek için başka yöntemler var. Özellikle babalara kendi dillerini tekrar gözden geçirme açısından önemli rol düşüyor.'

Kaynak: AA