Kahramanmaraş Valisi Kocatepe:

“Afşin Eshab-ı Kehf , Kuran’daki tanıma en uygun mağaradır”

 

Uluslararası İnanç Turizmi ve Eshab-ı Kehf Sempozyumun açılışı Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesinde gerçekleşti.

Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin Han Bölümünde açılışı yapılan sempozyuma Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı Güvenç,  Afşin Kaymakamı Faik Arıcan, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Mehmet Fatih Erkoç, İl Genel Meclis Başkanı Mustafa Özsoy,  Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, Göksun Belediye Başkanı Ramazan Hurç, daire amirleri, siyasi parti başkanları, il genel meclis üyeleri, akademisyenler ile davetliler katıldı.

Sempozyumda konuşma yapan Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe,  Afşin’de bulunan Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin bilirkişiler ve mühendisler tarafından mahkeme kararıyla yerinin Afşin’de olduğu tespit edildiğini kaydetti.  Vali Kocatepe, “Biz biliyoruz ki, diğer mağara ve çevresindeki donatılarla karşılaştırdığımızda Afşin’deki Eshab-ı Kehf’in donatıları itibariyle ve bunun yanında gene dünyada ilk olmak üzere astronom ve mühendislerin, hakim nezaretinde yaptığı tespite göre Afşin Eshab-ı Kehf Kuran’daki tanıma en uygun mağaradır. Biz bunun tespit ve tescil edilmesi için bu sempozyumu düzenledik.  Ayrıca bu içinde bulunduğumuz Kervansaray, cami ve külliye birer tarihi değerdir. Biz üç kıtaya hükmeden bir imparatorluktan geldiğimize göre veya buna uygun diğer coğrafyalarda daha üstün veya tanıma uygun özelliklere sahip olsaydı bu eserler oralara yapılırdı. Bunun için hiçbir engel yoktu. Burada yapıldığına göre geçmişte de bu konuda bir tespit yapılmış ki buraya önem verilerek bu yapılar yapılmış.” dedi.

Vali Kocatepe konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kahramanmaraş’ımız, fikir ve düşünce insanı, bilim adamı yönüyle, ilmi konularda araştırmalar yapan ve fikirlerini ülkenin yaranına sunan kişi yönünden son derece derin bir kültüre ve değere sahiptir. Kahramanmaraş’ımızın Necip Fazıl’dan Erdem Beyazıt’a Abdürrahim  Karakoç’a  kadar bir çok yetiştirdiği değerler ve içimizde bulunan çok değerli bilim adamları ve fikir insanları var. Dolayısıyla Afşin ilçemizde bundan fazlasıyla nasibini alan zengin değerlere ve tarihe sahip bir ilçemiz.

Bu sempozyumun düzenlenmesine 2011 yılında karar verildi. DOĞAKA olarak bunu finanse ettik ve kararlaştırdık. Ancak geçen yıl yeterli bildiri gelmemesi nedeniyle bu seneye kaldı. Ertelenmesinin sebebi de buydu. Ama şimdi baktığımız zaman 44 bildiri var. Çok değerli fikir hocaları ve diğer ülkelerden de katılan fikir insanları sempozyumumuza iştirak edecekler. Dolaysıyla bu gecikmeyi bir olgunlaşma dönemi olarak kabul etmek gerekir.  Eshab-ı Kehf konusunda ülkemizde düzenlenen ilk sempozyum.  Sempozyum sürecinde Eshab-ı Kehf’in ruhi ve coğrafi konumu ile alakalı yorumlar yapılacak ve sonucunda bir tespit ortaya çıkacak ve kamuoyunun bilgisine sunulacak. “

 

Daha sonra söz alan Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, böyle bir sempozyumun ilçede ilk defa yapıldığına dikkat çekerek, bu sempozyum kendilerinin dönüm noktası olacağını kaydetti. Başkan Aydoğan, “ 100. yıl kutlamaları çerçevesinde yapmayı planladığımız bu sempozyumun gecikmelide olsa gerçekleşmesi bizi mutlu etmiştir.  Emeği geçenlere teşekkür eder minnetlerimizi sunuyorum. Külliye ile ilgili 2010 yılında ilk defa bir program yaptık ve bir rehber ayarlayarak gelen ziyaretçilerin doğru bilgilendirilmesini sağladık. Fuarlarda tanıtımlar yaptık, il özel idare kültür müdürlüğü broşürlerimizi çoğaltarak İngilizce Arapça Türkçe dillerinde basımını sağladı. Şehrimizde ilk olan bu sempozyum bizim için ok önemli, yeri tartışmaları belki kıyamete kadar sürecek biz burada olduğuna inanıyoruz, Selçuklarda burada oluğuna inanmış ve bu külliyeyi yapmıştır. Bu sempozyum bizim için önemli bir dönüm noktası olacaktır.” açıklamasında bulundu. 

Daha sonra söz alan Kahramanmaraş İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, Eshab-ı Kehf olayının sadece İslam dininde değil Hristiyanlık dininde önemli olduğunu hatırlattı. Eshhab- ı Kehf kıssasını anlayan Küçükdağlı, “Ehab-ı Kehf kıssası; hem İslam’da hem de semavi dinlerde bilinen bir hikayedir. Eshab-ı Kehf; Kur’an’ı Kerim'de ve dini literatürde yeniden dirilme inancının delilleri arasında gösterilir. Kur'an-ı Kerim'de, Kehf suresinde Eshab-ı Kehf ten bahsedilmekte ve Mağara Arkadaşlarının hikayesi anlatılmaktadır. Hikaye, henüz Müslümanlık yokken yaşanmasına rağmen, Kur'an-ı Kerim'de yer almıştır. Bu mucizevi hikayenin ve kahramanlarının, kutsallığı ve saygınlığı nedeniyle Eshab-ı Kehf in semavi dinleri bir araya getiren özel bir önemi de vardır. Tarih boyunca insanlık tarafından yaygın olarak bilinen Eshab-ı Kehf kıssası, bugün de nesilden nesile anlatılmak ve yaşatılmak suretiyle güncelliğini korumaktadır. Hikayeye göre tam 309 yıl boyunca mağarada uykuya dalan Mağara Arkadaşları; inanç, erdem ve iyiliğin sembolü olarak yüzyıllar boyu dilden dile, gönülden gönüle taşınmıştır. İlimizde ve Özellikle Afşin ilçemizde, Eshab-ı Kehf anısına hikayenin kahramanlarının isimlerini ziyadesiyle duymak mümkündür. Tarihten bugüne yer alan yönetimlerin ve halkın, efsaneleşmiş bu önemli kıssaya olan inancının tezahürü olarak; Mağara ve etrafında farklı dönemlerde yapılar inşa edilmiş, cami, ribat, kervansaray ve diğer müştemilatlardan oluşan bir külliye meydana gelmiştir.” diye konuştu.

Prof. Dr Mehmet Özkarcı:

“Böyle bir külliye diğerlerinde yok”

 Dünya’nın 40’a yakın yerinde Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mehmet Özkarcı, “Eshab-ı kehf kelime anlamıyla mağara arkadaşlığı dostluğu anlamını taşımaktadır.  Yüce Allah’ın ölümden sonra tekrar dirilmenin de yansıması olarak karşımıza çıkartıyor. Dünyanın şuan belirleyebildiğimiz kadarıyla Avrupa Asya, Afrika yaklaşık 40 ay yakın ülkede Eshab-ı Kehf mağarasının olduğu biliniyor. Fakat bu olay tek bir mekanda cereyan ediyor. Dolayısıyla hangi mağarada cereyan ettiği tartışma konusu. Üç yerde ağırlıklı tartışılıyor Afşin, Tarsus, Efsus ve bazı illerde de Esbah-ı Kehf’in olduğu kulağımıza gelmeye başladı. Bunlar insanların inanç kültürünün olduğu ve bu kutsal mekanlara sahip çıkması sebebiyle sevindiricidir. Yapmış olduğum araştırmalarda incelmelerde 18.inci ayetinde bu olay konusunda anlattığı için en sağlıklı bilgiyi Kur’an-ı Kerim’de bulduk. Kuranı kerimde mağaranın konumu konusunda bilgi veriyor. Araştırmalarda 40a yakın Eshab-ı Kehf’ten  bahsedilirken, böyle muazzam bir külliye binalarına sadece Afşin Eshab-ı Kehf’te rastladık. Diğerlerinde böyle küllüye yok. 5’inci yüzyılın ortalarında yapıldığı anlaşılıyor. Buradaki kilisenin malzemeleri de camiinin inşaatında kullanıldığı görülüyor. Eshab-ı Kehf olayının Afşin’de geçtiği şeklindeki bilim adamlarının bilgileri de bu yöndedir. “ dedi.

 

Prof.Dr.Refet Yinanç:

“Belge varsa belge sunun, ben bir belge bulamadım”

Dünyanın farklı yerlerinde Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin olduğunu , belgeler ışığında Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin Afşin’de olduğunu söyledi. Prof.Dr.Refet Yinanç, “ Rahmetli Özal, bizi görevlendirdi. Başbakanlık arşivine 400 elaman alındı zira o işi yapanlardan biride benim. Daha sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde, Vakıflar Genel Müdürlüğünde görevlerde bulundum. Oradaki belgelerle uğraşırken aynı zamanda da Eshab-ı Kehf  ile uğraştık. Eshab-ı Kehf  ‘in bütün resmi belgelerini arşivden çıkarttık. Osmanlı ve Selçuklu zamanındaki kayıtların hepsini çıkarttık. Daha sonra bunları basın yolu ile bunları ortalığa çıkartmaya başlayınca bana sataşmaya başladılar. Sen bu belgeleri neden çıkartıyorsun sen, sen Elbistanlısın belgeleri çıkartarak memleketine götürüyorsun diye aban adeta hücum ettiler. Bende buyurun dedim hepsine gelin arşivden defterlere bakalım Tarsus adına bir kayıta rastlayamadık. Selçuklu devletinden ve İslam aleminin buraya girişinden buyana Eshab-ı Kehf Afşin’de olduğu olarak biliniyor. Çünkü Prof. Sümer’de Arapça ve Farsça bütün kaynaklardan yayınladı. Bende resmi belgelerini yayınladım. Efes’e gitti şöyle bir tandır var. Etrafına turistlik tesisler yapmışlar, bir çukur, tandır gibi bunu Eshab-ı Kehf diye tanıtıyorlar. Afşin’in eski adı  Efsus’tu. Efesliler, Efsus ile Efsus’u karşıtmışlar. Eski seyyahlar yazarlar bunları. Dolayısıyla karıştırmışlar Eshab-ı Kehf ‘i oralara götürmüşler.” dedi.

 

Prof.Dr. Hüsnü Ezber Bodur,  dini kıssaların toplumsal bütünleşmedeki yeri ve rolünü anlattı.  Prof. Dr. Bodur, “7 uyurlar kelimesinden fazla hoşlanmıyorum. Eski Bizans kaynaklarında 7 uyurlar diye Efes’e bağlayan ve işin içinde kültürel emperyalistlik b ir boyut taşıdığına inanılan bir boyut dolayısıyla günümüze geçtiği için. Türk İslam kültüründe Eshab-ı Kehf mağara, Eshab-ı sahabe arkadaş dost , Eshab-ı Kehf’te kıssası da tüm Kahramanmaraş’ta isimleri yaşatılan bir değerdir. Gençlerin buraya getirilmesi ahlaki karakter kazanmada çok büyük bir fonksiyon kazandırılır. Burada tarihi ve dini  boyutla sosyal düzenle ilişkili olarak değerlerin önemli olduğu vurgulanmalıdır. Allah’a isyan eden bir otoriteye karşı mücadele vermiş dik duruş sergilenmiş Allah’a güvenerek karşı çıkılmıştır onun için bu duruş değerli bir duruştur. Buradaki olayın gençlere anlatılması çor önemlidir. Burada bir birlik ve beraberlikte vardır, bir birine karşı son derece güvenli ve menfaat olmadan hasbi bir güven vardır. Dikkat ederseniz peygamber efendimizin sağlığında onun etrafında olanlar çok önemli bir statü elde etmiştir ve sahabe denmiştir. Dostluklar paylaşılarak bu tür mekanlarda moral ahlaki bir karakter elde etmesinde önemli rol oynayacağına inanıyorum. Beşeri sosyal sermeyenin yanında birde ruhsal sermayenin yanında olduğuna inanıyorum. Ekonomik gelişme sadece fiziki sermayeyle olmaz ahlaki sermaye de bu gelişmişlikte çok önemli.”

 

Yrd.Doç.Dr. Hamza Karaoğlan, Bir ziyaret fenomeni olarak Afşin-Eshab-ı Kehf’i ve anlattı. Program Eshab-ı Kehf Külliyesi’nde düzenlenen fotoğraf sergisiyle son buldu.

Editör: Haber Merkezi