Afşin’de faaliyet gösteren Afşin Şefkatli Eller Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, yaz boyunca düzenlediği yaz kurslarını başarıyla tamamlayan öğrenciler yaz kursu eğlence programı düzenledi.
Afşin Şefkatli Eller Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, düzenlemiş olduğu yaz kursuna katılan yaklaşık 30 öğrenciye Afşin Atatürk Parkında yaz kursu eğlence programı düzenledi. Programda öğrencilere Eshab-ı Kehf Tiyatrosu tarafından iyiliğin ne kadar faydalı olduğunu anlatan tiyatro gösterisi ile İsrail’in Mavi Marmara Gemisi’ne yapmış olduğu baskın minik öğrenciler tarafından sahnelendi.
Programın açılış konuşmasını yapan Afşin Şefkatli Eller Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Şeref Ertekin, “Derneğimizin bünyesinde başlatmış olduğu yaz kursu başarılı bir şekilde tamamlandı. Bu yaz kursunda 30 öğrenci yaz tatili boyunca eğitim gördüler. Bugünde eğitim gören öğrencilerimizin gösterisi için buraya toplandık. Bu yaz okulu boyunca çocuklarla sınıflara girip yalnız ders işlemedi. Bazen havuzda birbirimizi suya bastık, bazen tanır futbol sahasında hep beraber bir topun peşinden koşturduk. Bazen Malatya’nın Darende ilçesinde bir kardeş derneği ziyaret edip, Somuncu Babada toplu namaz kıldık, bazen fakir aileler için yardım çuvalı oluşturduk, fakir insanlara yardım topladık, bazen sinema izleyerek izlediğimiz film hakkında yorum yaptık. Yani kısacası hem eğlendik hem öğrendik.Yaz okulu boyunca ekibimizin bu nesli nasıl Kuran-ı Kerimle inşa edebiliriz diye çok fedakarca çalışıp yapılması gerekenin en güzelini ve en verimlisini yapmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarına şahit olduk.Buna rağmen biz mükemmel değiliz, hiçbir insan kurum ve kuruluşta mükemmel değildir. Bizim inancımıza göre mükemmel: hatasız, eksiksiz olan yalnız Allah’tır Mutlaka hata ve eksiklerimiz olmuştur. işte bu yüzden ben hakkınızı helal etmenizi diliyorum. Değerli misafirler öyle bir çağda ve toplumda yaşıyoruz ki, artık çocuklarımızı biz yetiştirmiyoruz. 20-25 yaşlarında çocuğumuzdaki değişimi fark etmeye başladığımızda bu çocuk gerçekten bizim çocuğumuz mu diye kendi kendimizi sorgulamak zorunda kalıyoruz. Çünkü ahlakı, saygısı, düşüncesi, yaşantısı ve inancıyla bize hiç benzemeyen bir gençle karşılaşıyoruz. İşte o zaman öyle bir gülünç duruma düşüyoruz ki, evlat anne babasından utanıyor, anne, babası evladına bu benim oğlum, bu benim kızım demekten utanıyor. Kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı tekrar gözden geçirelim bizler farkında olarak veya olmayarak kimleri örnek alıyoruz, kimlere hayranız, hayatımıza kimler yön veriyor ciddi bir şekilde kendimizi sorgulayalım önder kabul ettiğimizi, hayran olduğumuzu söylediğimiz peygamber hayatımızın yüzde kaçına yön veriyor, eylemlerimizin yüzde kaçı peygamberin eylemine benziyor. Bunları çok iyi sorgulayalım” dedi.
