Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, artık enerjisiz bir hayatın düşünülemeyeceğini, o nedenle de devletin enerji kaynaklarını kesinlikle kullanacağını belirterek; “Burada bizim artık enerjinin olmamasıyla ilgili bir mücadelemiz karşılık bulmaz. Bu kaderimizi doğruya, verime nasıl çeviririz en iyi şekilde bölge bundan nasıl faydalanabilir onu düşünüp, onun mücadelesini vermeliyiz” dedi.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri Arasında imzalanan anlaşma ile Afşin-Elbistan Bölgesi’ne yeni termik santraller yapılacak. Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, bölgemizdeki mevcut santrallerin faydasından çok zararı olduğunu, bu durumun yeni yapılacak olan santrallerde değişmesi gerektiğini belirterek bölgenin santrallerden en iyi şekilde yararlanması gerektiğini söyledi.
“Devlet, Enerji kaynaklarını Mutlaka Kullanır”
Santraller nedeniyle değerli tarım arazilerin elden çıktığını, bununla birlikte santrallerin havaya bıraktığı zehirli gazların asit yağmuru olarak bölgenin üzerine yağdığını belirten Aydoğan; “Bütün bunları telafi edebilecek ekonomik katkının da EÜAŞ tarafından gerçekleştirilmemesi üzücü. Oysaki EÜAŞ, bu iki şehre de büyük katkılar yapmak zorunda. Ama şu ana kadar hiçbir şey yapmadılar. Enerjisiz hayatı artık hiçbirimizi kabullenemeyiz. İster aydınlatmada, ister soğutmada, ister asansörde hangi alanda hangi şeyi düşünürseniz düşünün enerjisiz bir hayat kabullenemez. O halde enerji üretilecekse devlet mutlaka enerji kaynaklarını kullanır. Burada bizim artık enerjinin olmamasıyla ilgili bir mücadelemiz karşılık bulmaz. Bu kaderimizi doğruya, verime nasıl çeviririz en iyi şekilde bölge bundan nasıl faydalanabilir onu düşünüp, onun mücadelesini vermeliyiz” dedi.
“EÜAŞ, İki Şehrin Isıtmasını Ücretsiz Yapmalı”
EÜAŞ’ın ‘ben toprakları alırım, kömürü çıkarır elektriği üretirim başka şeye aklım yetmez’ zihniyetiyle hareket ettiğini söyleyen Aydoğan; “Ama burada bir hayat var, tarih var. Burada topraktan çok daha kıymetli bir şey var. Enerjiyi elde et ama o bölgeye verdiğin bu maddi ve manevi zararı bir şekilde o topluma tanzim et. Bir ticaret yasası var ‘denkleştirme’ diye. O bir çıksaydı. O yasaya göre bir sanayi yatırımı o bölgeye zarar veriyorsa o topluma hizmet olabilecek şeyleri ücretsiz yapacak. Bildiğim kadarıyla yasa çıkmadı veya bu madde çıkmadı. EÜAŞ Genel Müdürlüğü’nün bu bölgenin iki şehrinin ısıtılmasını ücretsiz yapması lazım, . Ancak bunu karşılayabilir. Değil öyle biz fiyat konusunda anlaşamıyoruz.
EÜAŞ Genel Müdürlüğü’nün elektrik üretme dışında herhangi bir kurgu ve algısı yok. Bu, bir bölgede yapılan çalışmalarda tüm problemleri değerlendirip o problemlerin çözümüne uygun kurum kuruluş ve kendi kuruluşu içerisinde çözmesi lazım. Almanya bu konuda büyük projeler gerçekleştirmişler. Onlar, toprağın ilk 30 santimetrelik o hayat dolu bölümünü alıp stokluyorlar. Diğer işlemleri bitirdikten son o toprağı tekrar üzerine seriyorlar ve bölümler halinde talep edenlere usulü dairesinde satarak, kiralayarak tekrar hayata katıyorlar. Oysaki Türkiye’nin elinde bu anlamda bu bölgede bir fırsat var. Hem toplulaştırma projesi var Tarım bakanlığı’nın dolaylı bir toplulaştırma, hem düzleştirme projesi var Tarım Bakanlığı’nın dolaylı bir düzleştirme. Bu bölgede tarımla ilgili Türkiye’nin en iyi arazilerinden birini tekrar hayata kazandırılabilir. Çok stratejik bir konu ve teknik yönden çok kolay ama karar alma mekanizmasının ağır işlemesinden dolayı çözülemeyen bir şey. Bölgenin bu konuda ısrarlı olması gerekir” dedi.
“Tarlası İstimlak Edilen Çiftçiler Santrallere Ortak Edilebilir”
Santrallerin yapımı nedeniyle yapılan kamulaştırmalarda toprakları ellerinden alınan çiftçilerin çoğunun çiftçilikten başka bir iş bilmediğini söyleyen Fazlı Aydoğan; “Toprakları istimlak edilen çiftçilerimiz, çiftçilik dışında pek fazla bir şey bilmiyorlar. Ellerindeki kaynakları da ya bankaya yatırır bekletirler, ya da bir şekilde oğluna, kızına dağıtır. Ve topluma iş bilmeyen, işi olmayan insanlar kazandırılmış olur. Oysaki belli bir limitin üstündeki istimlak bedellerinin herhangi santrallerden birine onları ortak eden bir sistem geliştirilse ve santralin gelirinden pay vererek problemi çözse. Örneğin 500 bin TL’nin üzerindeki istimlak paraları ödenmez, her 100 bin TL belli bir hisse, her 500 bin TL’ye belli bir hisse verilir. Tabi teknik detaylarını onlar bizden daha iyi bilirler ve herhangi santralin bir bu bölgede toprakları istimlak edilenlerin ortaklığıyla gerçekleşmiş olur. Hem devlet kamulaştırma parasından kurtulur, hem de o şahıs gelir elde edeceği bir sisteme ortak olur. Bizim burada toplum olarak eksiğimiz ney? Biz kendi aramızda bunları konuşur, dertleşiriz, tabiri caizse söyleniriz ama bunu bir yazıya döküp talep konusunda organizasyonlar gerçekleştiremeyiz” dedi.
“EÜAŞ Kar-Zarar Hesabı Yaparken İnsanlar Zehir Soluyor”
Son olarak kül tutucu filtreleri arızalı olan, Baca Gazı Kükürt Arıtma Tesisi olmayan Afşin-Elbistan A Termik Santrali’nin yarattığı kirliliğe de değinerek; “Santralın özelleştirilmesi yönünde mahkeme kararı var ve şu anda santralın devredilip devredilmemesi noktasında görüşmeler devam ediyor ve o nedenle de santrale Baca Gazı Arıtma tesisi yapılamıyor. EÜAŞ Genel Müdürlüğü o problemi çözmek zorunda. Ya adamın dediklerini yerine getirecek ya da ‘madem mahkeme karar vermiş al tazminatını yolun açık olsun’ demeli. Burada EÜAŞ kâr-zarar hesabı üzerinden doğru bir şey yapıyor olabilir ama bölgede yaptığının hiçbir bedeli yoktur. Sen orada bir yönetici olarak ‘bu mahkemenin verdiği parayı niye kaptırayım’ diyebilirsin, iyi niyetlidir anlarım. Sen bu mücadeleyi Ankara’da sürdürürken burada Elbistanlı zehir soluyor, gencecik insanlar kanser oluyor, toprağımız çok feci kirleniyor. Çok farkında değiliz ama 15-20 sene sonra göreceğiz bunu. Ayrıca mahkeme kararıyla da tescil edildi, ürünün kalitesi bozuldu toprağın kirliliğinden dolayı. EÜAŞ bugüne kadar davalardan dolayı yaklaşık 21 milyon TL tazminat ödedi kirlilikten dolayı Adama 50 milyon TL ödese de toprağımız kirlenmese olmaz mı?” dedi.
Editör: Haber Merkezi