Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Elbistan Belediye Başkan Adayı Abdullah Paksoy, seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, “Elbistan’ımız 2009 yılında kandırıldı. Elbistan’ımız 2009 yılında bir trafik kazası geçirdi. Elbistan Belediyesi yoğun bakımda. Niye yoğun bakımda biliyor musunuz? Petrol istasyonlarından mazot alamayacak duruma gelmiş. Mazot alamıyorlar, iş yapamıyorlar. İnşallah 30 Mart’ta Elbistan’ı yoğun bakımdan çıkarıp, hedeflerine ulaşacak bir Elbistan yapacağız” dedi.

MHP Elbistan Seçim Bürosu’nun açılışı nedeniyle düzenlenen tören, Foto Üstel Tesisleri’nde bir araya gelen bayan seçmenlerin toplanması ve daha sonra gençlerle birlikte seçim bürosu önüne yürüyüşleri ile başladı.

 Gariplik Caddesi ve Hulusi Efendi Bulvarını takip ederek, seçim bürosu önüne gelen kalabalık, alkışlar eşliğinde alana girdiler.

Mehter Takımı’nın gösterisinin ardından saygı duruşunda bulunuldu ve daha sonra İstiklal marşı okundu.

Açılış konuşmasını, MHP Elbistan İlçe Başkanı Ali Demir yaptı. Daha sonra mikrofona gelen 23. Dönem Adana Milletvekili ve MHP MYK Üyesi Yılmaz Tankut ile MHP Kahramanmaraş eski Milletvekili Mehmet Akif Paksoy kalabalığı selamladı. 

Projelerimizi konuşmak isterdik:

 Seçim bürosu açılışında, göreve geldikleri taktirde yapmayı planladıkları projeleri konuşmak istediklerini ancak, mevcut belediye başkanının kendilerini bazı şeyleri konuşmaya sürüklediğini belirterek, şunları söyledi:

 “Bu sevginize, bu coşkunuza can dayanmıyor. Bizler yalanla, dolanla, yeşille değil, rahmetle geliyoruz. Bugün burada seçim büromuz açılışında projelerimizi konuşmak isterdik. Elbistan’a neler yapacağımızı konuşmak isterdik. Ama ne yazık ki, şuan ki belediye başkanı bizi bazı açıklamalar yapmaya sürükledi. Adamın psikolojisi yerinde değil. 30 vilayetten büyük Elbistan’da belediye başkanlığı yapıyor ama kendinde değil.  Ve bu iddialar karşısında beni cevap vermeye zorladı. Burada güzel bir sohbet etmek için bir araya geldik. AK Parti gençlik şöleni yaptı. Ne demiş; ‘dost düşman herkes bizi biliyor. Hiç kimse yaptıklarımızı inkâr etmiyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor.’ Aslında bu sözlere bakınca doğru söylüyor. Nasıl doğru söylüyor. Öyle ki; ünü İngiltere’den, Almanya’dan, Fransa’dan ve TBMM’den geliyor. Doğru güneş balçıkla sıvanmaz ama sen önce yüzündeki yeşil balçığı temizle. Diyor ki; ‘bizim dönemimizde kasaba görünümünden çıktık. Modern ve güzel bir kent olduk.’ 2004 yılını hatırlayalım. Bu cümleleri kuran adam 2004 yılında kimin hizmetlerinden bahsediyordu? Ne diyordu; ‘Abdullah Paksoy’ diyordu. 2008’e kadarda Abdullah Paksoy’un güzel hizmetlerinden bahsediyordu. Şimdi çıkmış ‘ne hizmet yaptı’ diyor. 2009 yılını hatırlayalım. İktidarla Elbistan’ı birleştirelim ve daha iyi hizmet alalım dediler. Doğalgaz, sıcak su, çimento ve salça fabrikası, C ve D ünitesi açılacak, işsiz insan kalmayacak dediler. Yapıldı mı? Hayır. Sadece söz verdiklerinden bir tanesi neydi? Yeşil Elbistan idi. Yeşil oldu mu? Kim yeşil oldu?” 

İbadet Allah ile kul arasındadır:

İbadetin Allah ile kul arasında olacağını ifade eden Paksoy, belediyenin de borç altında olduğunu kaydetti. Paksoy, şöyle konuştu:

 “İyi ki Allah’tan korkuyor. Allah’tan korkmasa ne yapacaktı acaba? Mezarlıklar, itfaiye yeri, Cela garajı, belediye lojmanları satıldı mı? Satıldı. Yakında Elbistan’ı da mı satacaklar? İnanç, ibadet, itikat Allah’la kulu arasındadır. Neymiş kardeşleri 100 bin TL zekât vermiş. Bizim elimiz cebimize gitmiyormuş. ‘Bir iftiradır, bir linç kampanyası devam ediyormuş. Çünkü hizmetleriyle seçim alamayacaklarını gayet iyi biliyorlar’ diyorlar. Bakın hizmetimizi inkâr edemiyorlar. Şimdi soruyorum sana bu servetine göre 100 bin TL az bir rakam. Tarlasından 10 dönüm satsın da, zekâtını versin diyor. Soruyorum tarlanın mı vergisi verilir, yoksa ektiğin mahsulün mü vergisi verilir? Elbistan’ı borca sokmadıklarını, faizle para almadıklarını söylüyorlar. 1999-2009 arası Elbistan Belediyesi 3 milyon 200 bin TL borçlanmış. Bizden sonra Elbistan Belediyesi kaç trilyon borçlanmış biliyor musunuz? 18 trilyon şuanda. Hani borçlanmadım diyordum? Elimde belgesiyle karşınızda. İktidarla birleşen bir bölge, sözlerini yerine getirmiyor. Belediye mallarını satıyor. Üstüne üstlük borçlanıyor. Nereye gidiyor bu paralar biliyor musunuz? Belediyede 5-6 tane danışman var. Ayak ayaküstüne atıyorlar, sigarasını yakıyorlar, keyfine bakıyorlar. Aldıkları maaş 4-5 bin TL. Allah’tan revamı bu? İşe gelmeden maaş alanları biliyor musunuz? Nereye gidiyor bu paralar? Hepimiz çok iyi biliyoruz.” 

Elbistan’ımız 2009’da kandırıldı:

 Paksoy, Elbistan’ın 2009 yılında trafik kazasına uğradığını ve belediyenin şuanda yoğun bakımda olduğunu belirterek, 30 Martta Elbistan’ı yoğun bakımdan çıkaracaklarını söyledi.

 Paksoy, Elbistan halkının 2009 yılında kandırıldığını ifade ederek, “Şimdi siyaset yakından ilgimizi çekiyor.  Geçen gün mitinglerinde bize karşı belden aşağı siyaset yaptığımızı öne sürdüler. Ben soruyorum senin bir açığın mı var? Bizim belden aşağı siyaset yapmaya aile terbiyemiz müsaade etmez. 2009’da bildiriler dağıtarak belden aşağı siyaset yapan kimdi? Atıyorlar, ‘cami yerini imara açmış’ diyorlar.  Ben çok merak ettim, cami yerini parasını yatırıp ta satın alan kimdi? Bir kurum yetkilisi, ‘çıkar ben bunu Elbistan’da açıklarım’ dedi. Ondan sonra geri adım attı. İşte bunların inançları, itikatları bu kadar. Aman ha malınıza, yeşil alanlarınıza sahip olun. Elimde dosyalar var. Bunları, sizlerin huzurunda, televizyon programlarında açıklayacağım. Hepsine bir teklifim olacak. Lütfen televizyonda açık oturuma çıkalım. Projelerimizi tartışalım, çünkü Elbistan’ın geleceğini ilgilendiriyor. Ama kaçıyor, korkuyor. Neden korkuyor? Yeşilden korkuyor. 2009’da ‘Paksoy’un 100 tane dosyası var, her gün birini açıklayacağım’. 2014 oldu, benim başım dik, alnım açık. Kendinin de alnı açık ise çıksın televizyonlarda konuşalım. Ben AK Parti’deki arkadaşlarıma da sesleniyorum. Belediyede çalışan arkadaşlarımıza da sesleniyorum. Bu memlekette aynı havayı soluyor, aynı suyu içiyoruz. Benim çalışanlarla, asgari ücretle çalışanlarla hiçbir sorunum yok. Çünkü onlar ekmeğe muhtaç insanlar, benim onlarla hiçbir sorunum yok. Benim sorunum işe gelmeden maaş alanlarla. Bunlar kimin, sizin hakkınız. ‘Beytül mala el uzatan şerefsizdir’ diyor. Sen işe gelmeden maaş verirsen bu sözün nerede kalıyor? Elbistan’ımız 2009 yılında kandırıldı. Elbistan’ımız 2009 yılında bir trafik kazası geçirdi. Elbistan Belediyesi yoğun bakımda. Niye yoğun bakımda biliyor musunuz? Petrol istasyonlarından mazot alamayacak duruma gelmiş. Mazot alamıyorlar, iş yapamıyorlar. İnşallah 30 Mart’ta Elbistan’ı yoğun bakımdan çıkarıp, hedeflerine ulaşacak bir Elbistan yapacağız. 2009 yılında tüm hemşerilerimizin kapılarını çalmışlar. Temel sorun olan işsizlik üzerine TC numaralarını yazarak, ‘hepinizi işe alacağız’ demişler. Çıkmış diyor ki; Kahramanmaraş Belediyesine 10 bin kişi alınacak. Ben şimdi soruyorum. Maraş Belediyesi demeyeceksin, ‘Elbistan Belediyesi’ne işçi alacağım’ de. Onun için bunların yalanlarına, talanlarına, yeşiline 30 Martta hep birlikte son vereceğiz.” 

  Elbistan’ın kaderini belirleyeceği seçim:

 30 Martta yapılacak seçimin, Elbistan’ın kaderini belirleyeceği seçim olacağını ifade eden Paksoy, herkesin sandık başında elini vicdanına koyarak oy kullanması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
  “Hep birlikte bu kalabalıkla bir söz vereceğiz. Ben bir şey soracağım. Bu yaptıklarının hesabını soracağız. Sizlerin huzurunda, tüm Elbistanlı hemşerilerimizin huzurunda ben onlardan hesap soracağım. Elimde iki dosya var. Bunların hesabını soracağım. O dosyalar kendilerini ipe götürecek. Elbistan’da gezemeyecek durumda kalacaklar. O dosyaları gördükçe, ‘ben 2009’da Elbistan’ı kimin ellerine emanet etmişim’ diyecek. Bir söz söyleyip, Elbistan’a bereket getirdiğiniz bu yağmurun altında sizi çok bekletmeyeceğim. 30 Martta sandığa gideceğiz. 30 Marttaki seçim bir yerel seçimdir. Yerel seçimde sizinle 5 sene yaşayacak kişiyi seçeceksiniz. 2019 yılına kadar sizlerle iç içe yaşayacak kişiyi sizler seçeceksiniz. ‘Ben cenaze çadırı yaptırdım, vatandaşı ihmal ettim, fakir-fukaraya baktım’ diyor. Yardım ediyorsan bile, maddi durumu yerinde olmayanların başına kakma. Soruyorum, Allah aşkına hangi Elbistanlının iyi gününde, kötü gününde yanında bulundun? Ayın 15 gününde Elbistan’da değilsin, vekil bırakıp gidiyorsun. Kapına giren insanları, o danışmanların, belediye başkanının huzurunda el pençe durduruyorsun. Ben bunlara son vereceğim. Belediye başkanı seçildiğimde ne olur bana bir söz verin ve yanıma yalnız gelin. Bir işiniz dahi olsa yalnız gelin. Sorununuzu benimle paylaşın. Benim kapım açık. ‘Paksoy falanca kişiyi sever, onun hatırına beraber gidelim’ demeyin. Seçildiğim taktirde benim yanıma herkes mutlaka benim kapımı çalsın. Tüm Elbistanlılar birlik olacağız. AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi, Saadet Partilisi, bu seçimde hepimizin birlikte olması gerekiyor. Bu seçim Elbistan’ın seçimi. Elbistan’ın kaderini belirleyeceği seçim. Sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyup oy kullanmanız gerekiyor. Çünkü Elbistan’ı geleceği, 5 sene gördü Elbistan’ımız, cami tarlaları, yeşil alanlar, hisseli arsaların gitmemesi için, el değiştirmemesi için inşallah 30 Martta tüm partililer bu küçüklerin diktatörlüğüne son vermesi gerekir. İnşallah 30 Marta kadar bu kalabalığımız, bu Allah’ın rahmeti üzerimizden eksik olmaz. 30 Martta belediye başkanlığına gelip, hep birlikte belediyeye gireceğiz.”

Konuşmanın ardından seçim bürosunun açılışı yapıldı. Açılış nedeniyle Elbistan Ülkü Ocakları tarafından kurban kesildi. 

Editör: Haber Merkezi