Parti teşkilatları ile sohbet ve bir dizi ziyaretlerde bulunmak amacıyla Elbistan’a gelen Nevzat Pakdil, AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Yunus Kaan Kısaca ve Elbistan belediye Başkanı Durmuş Küçük ile partililer tarafından karşılandı.
Daha sonra Elbistan Kent Konseyi’ne geçen Pakdil ve beraberindeki heyet, burada partililer ve parti yönetimi ile bir araya geldi.
Pakdil, AK Parti iktidarının 10. yılını geride bıraktıklarını ve 11. yıla başladıklarını belirterek, “Bu süre içerisinde yaptığımız hizmetler, hemen herkesin malumudur. Bazı hizmetler ise artık olağan hale geldi. Bir örnek vermek gerekirse, sağlık hizmetlerini düşününüz. Şuanda bu ülkede, sağlık sorunu olan insanlar tabiî ki var ama her insanın sağlık sorunlarını çözmek için başvurabileceği bir merci var. 2003’ün başını hatırlarsanız işte değişik hastaneler vardı. Bu hastanelerin bir araya gelmesi için yasal düzenleme yapmak istediğimizde o dönemde tabiri caizse kıyametler kopmuştu. Bu gün itibarı ile bu gerçekleşti. Şuanda bir kamuoyu yapsanız, sağlık hizmetlerinden dolayı insanlara memnuniyetlerini sorsanız, en üst düzeyde çıkar” dedi.
Türkiye’nin her geçen gün daha ileriye gittiğini ve dünya siyaset sahnesinde yerini aldığını ifade eden Pakdil, şöyle devam etti:
“Dünyada insanların kalkınmışlık durumunu neyle hesap ediyorlar? Tükettiği su, tükettiği elektrik, beslenmeleri, eğitim standartları birlikte hesap ederek oradan bir netice çıkarıyorlar. Türkiye her geçen gün daha ileriye gitti. Şuanda 10 bin dolarlar düzeyine geldi. İktidar bu hizmetlerin hiçbirisinden bıkmadı, 2023 hedefini koydu. Şuanda 2071 hedefini belirledi. Bugün Türkiye’nin çok şükür yapacağı işler var, projeleri var, rüyaları var. Bugün Afrika’da bir kısım ülkeler büyükelçiliklerini kapatırken, azaltırken; Türkiye Afrika’da büyükelçilik sayısını artırıyor. Niye, Afrika’da aynı zamanda dünyanın geleceği var. Bugün kullanılan tabirle kara Afrika yeniden ayağa kalkıyor. Kendi zenginliklerine sahip çıkıyor ve diyor ki; ‘siyaset sahnesinde, dünya üzerinde bende varım’ diyor. Tabi dünyada yer almak kolay bir iş değil. Türkiye’de şimdi kendisine bir yer açmaya çalışıyor. Türkiye’nin de bir ufku var. Türkiye de bölgesindeki olaylara müdahil olmaya çalışıyor.”
Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada daha fazla söz sahibi olabilmesi için hem ekonomik hem de siyasi olarak çok daha güçlü olması gerektiğini belirten Pakdil, şunları kaydetti:
“Bakınız Suriye’de oluk oluk kan akıyor. Bir katliam var ve insanlar havadan, karadan bombalanıyor. Bu hususta kararlar alınması lazım ama Birleşmiş Milletlerdeki çekincelerden dolayı bu kararlardan hiçbirisi alınamıyor. Ama aynı Birleşmiş Milletler başka bir ülkeye Mali’ye müdahale ediyor, orada bir kısım operasyonlar yapılıyor ve o kabul ediliyor. Başka ülkelerde onlara yardım ediyor ama aynı işi Suriye için göremiyorsunuz. O halde bölgenizde, dünyada sözünüzün en üst seviyede geçerli olabilmesi için güçlü bir ülke haline gelmeniz şarttır. Ekonomik ve siyasi güce erişmeniz şarttır. Türkiye bunun mücadelesini verdi ve bunda da mesafe kaydedildi. Hepiniz hatırlarsınız, bu memlekette uçağa binmek mesele idi. İhtiyaçlardan dolayı İstanbul’a şimdi daha büyük bir havalimanı yapılıyor. Bu her yer açısından geçerli. Kahramanmaraş’taki havaalanının genişlemesi, belki Narlı ile birlikte bölge havaalanı olması, bir tane havaalanının işte Afşin-Elbistan bölgesi için yapılması gerekiyor. Yarın 12 milyarlık proje hayata geçtiğinde bu insanlar nereden gidip gelecek?”

TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİNİ İSTEMİYORLAR
Türkiye’nin gelişmesini önlemek amacıyla pek çok gayretler olduğuna da değinen Pakdil, terör sorununun bitme noktasına geldiği bir anda, başka bir terör örgütünün piyasaya çıktığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin gelişmesini önlemek için pek çok gayretler var. Mesela terör bunlardan biri. Bakıldığı zaman bu memlekette bu kanın durdurulması lazım. Türkiye buraya çok büyük oranda kaynaklar aktarıyor. Diyoruz ki; Türkiye’de hiç kimse ağlamasın, gözyaşı dökmesin derdindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı ayaklanmış olan, kendilerince terörle bir netice almak isteyen insanlara söylenen söz şudur. Bunu herkesin bilmesi lazım. Bu memleketin bir çakıl taşı kimseye verilemez. Kimse kendi kendine çürük ipliklere hayal kurmasın. Yanlış yapan insanlar, aynı şekilde bu ülkenin dışına kendileri çıkıp gitsinler. Ama bu ülkede silah çekmeye devam ederlerse, güvenlik güçlerimiz her halükarda bu insanlara silahla mücadele eder. Öyle bir takım beyanatlarda olduğu gibi silah bırakma güvenlik güçlerimizin görevi değildir. Silah bırakacak olanlar, eşkıyalık yapmaya kalkışanlar, teröre bulaşmış olan insanlardır. Yoksa dünyanın hiçbir bölgesinde, hiçbir ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de devletin güvenlik güçleri silahını bırakmaz. Silahlı teröristlerle sonuna kadar mücadele eder. Devlet bu hususta elindeki bütün enstrümanların hepsini kullanıyor. Kimin için kullanıyor? Bu memleketin birliği ve dirliği için kullanıyor. İnşallah bu çözüm süreci başarıya ulaştığı zaman, o zaman Türkiye bütün bu yapılan şeyleri kalkınma projelerine harcayacak. Düşününüz, bir terör örgütü bitirilme noktasına, silahlarını bırakma noktasına geldiği zaman, bu defa da bir başka örgüt piyasaya çıkıyor. Canlı bombalar olarak faaliyet gösteriyor. Bakınız artık insanlar cesaret buluyor. Bir anne, bir baba ne diyor? ‘Bizim çocuğumuzu burs bulacağız diye kandırdılar ve götürdüler. O çocuğumu canlı bomba yapmak istiyorlar’ diyor ve şunu ekliyor, ‘Tek cezaevinde dursun, çünkü dışarıya çıktığı zaman onu kullanacaklar’ diyor. Ama bunların hiçbirisi netice almayacaktır ve Türkiye doğru bildiği yolda gidecektir. İşte balkanlarda, bütün coğrafyalarda adaletli, merhametli bir el, bir güç aranıyor. İşte o adaleti temsil edecek, merhamet elini uzatacak güç, evvel Allah’ın izni ile bu ülkenin sahipleridir, her birimizdir.”
Ziyarette; Göksun Belediye Başkanı Ramazan Hurç, Elbistan Belediye Başkan Yardımcıları Ayhan Özcan ve Hacı Götürler, belde belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, belde belediye başkanları ve partililer de yer aldılar.
(OZR-Y)
Editör: Haber Merkezi