KSÜ Cahit Zarifoğlu Salonu’nda düzenlenen ‘Uluslararası İklim Değişikliği ve Hava Kirliliği Kapsamında Orman-Su İlişkileri Konferansı”nda konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Fatih Karaaslan, dünyayı kötü etkileyen insan davranışlarının başında çevreyi kirletme ve israfın geldiğini söyledi. İnsanoğlunun sonuçlarını düşünmeden ağaçları kestiğini, suları ve havayı kirlettiğini ifade eden Karaaslan, bunun sonucunda son 50 yılda küresel ısınmanın saptanabilir duruma geldiğini kaydetti. Birleşmiş Milletler’in küresel sıcaklık artışlarına ilişkin açıkladığı raporla durumun ciddiyetinin daha da iyi anlaşıldığını ifade eden Karaaslan, “2 derecelik bir artışta su sıkıntısı başlayacak. Kuzey Amerika’da kum fırtınaları tarımı yok edecek. Deniz seviyeleri yükselecek ve Peru’da 10 milyon kişi su sıkıntısı yaşayacak. Mercan kayalıkları yok olacak, gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30’u yok olma riskiyle karşılaşacak. 5 derecelik bir artışsa ise deniz seviyesi ortalama 5 metre yükselecek, dünyanın yiyecek stokları tükenecek. 6 derecelik bir artış durumunda da göçler başlayacak, yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek” diye konuştu.
Sanayileşmenin ve kentlerdeki nüfus yoğunluklarının çevre sorunlarının artmasına neden olduğunu işaret eden Karaaslan, bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen çevre kirliliğinin günümüzde tüm insanlığı tehdit eder boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette çevreyi korumak sadece bir kurumun, kuruluşun görevi değildir. Çevreyi korumak her kesimin görevi olmalıdır. Çünkü çevre herkesin istifade ettiği bir ortamdır. Gelişmişlik, sanayide ilerlemek, bir ülkenin kalkınması için gereklidir. Ancak sanayi ülke için, çevre insan için, çevreye duyarlı sanayi toplum için gereklidir. İstatistikler göstermektedir ki meteorolojik ve hidrolojik kaynaklı afetler, bütün dünyada çok sayıda insanın ölümüne ve ciddi maddi kayıplara yol açmaktadır. Artan olağanüstü hava olayları, fırtınalar, seller ve kuraklıklar tarımsal verimliliği ve üretim miktarını etkilemektedir. Hükümetler arası iklim değişikliği paneli tarafından son yapılan tahminlere göre, 1900 ile 2100 yılları arası dönemde iklim değişimini oluşturan insan kaynaklı etkilere herhangi bir sınırlama getirilmediği takdirde küresel sıcaklığın 2 ila 4 derece arasında artması öngörülmektedir.”
Dünya sularının önemine de değinen Karaaslan, “Suyun sonsuz bir doğal kaynak olmadığı da anlaşılmıştır. Talebin artması, su kaynaklarının kirletilmesi ve kötü yönetilmesi suyu giderek daha da kıt bir kaynak haline getirmektedir. 2050 yılında 9.3 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 75’inin, yani 7 milyar insanın su kıtlığı ile karşı karşıya kalması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
Daha sonra konferansa katılan akademisyenler uzmanlık alanlarıyla ilgili katılımcıları bilgilendirdiler. 25 ülkeden yaklaşık 300 katılımcının yer aldığı konferansta 170 bildiri yayınlanacağı belirtildi.
Editör: Haber Merkezi