MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, partisinin il başkanlığınca düzenlenen bir dizi etkinlik için Kahramanmaraş'a geldi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, bir pastanede gazetecilere açıklamada bulundu. Vural, "Dış merkezlerde hazırlanmış plan ve senaryolar karşısında Türkiye aciz bırakılmaktadır. Bu bakımdan Gezi Parkı ekseninde Milliyetçi Hareket Partisi nerede duracağını bilmiş ve orada durmuş, hükümeti de ana muhalefeti de uyarmıştır. Bu çerçevede Gezi Parkı ekseninde meydana gelen olaylar, bu olaylarla ilgili olarak siyasi partilerin tutumlarına baktığımız zaman maalesef bu Gezi Parkı'ndan ve Gezi Parkı'ndaki olaylardan medet uman iki siyasi parti vardır. Biri AK Parti, diğeri CHP'dir. Yeni bir kutuplaşmaya, bu milleti birbirine düşman kılmak suretiyle bu olaylardan medet uman, bu olaylardan siyasi rant elde etmek isteyen, bir siyasi yapılanma ile karşı karşıyayız" diye konuştu.
Demokrasinin sokakta bulunmadığını söyleyen Vural, şöyle devam etti:
"Demokrasiyi nerede kaybettiysek orada bulacağız. O bakımdan şiddeti meşrulaştıran AK Parti'nin yine şiddeti bir meşru araç olarak kullanmak zihniyetinin Türkiye'yi getirdiği şiddet sarmalı, bunun neticesinde insanlarımızın kaybı, gözlerinin kaybedilmesi, bunlardan biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak memnun değiliz. Milletimizin böyle bir şiddet sarmalına, böyle bir huzursuzluk içerisine girmesinin zararını nesiller görür. Biz tecrübeli bir hareketiz. Bu tecrübelerimize dayanarak milleti kutuplaştırmaktan, gerginleştirmekten, sokağa itmekten, vatandaşları birbirine kırdırma siyasetinden AK Parti ve CHP de vazgeçmelidir. Milletin içerisine fitne fesat, huzursuzluk oluşturarak makam, mevki, post gayreti içinde olmanın hiçbir anlamı yoktur. Görülmektedir ki, bir bakımdan bu Gezi Parkı eyleminde meydana gelen olaylarla ilgili, bir taraftan AK Parti, diğer taraftan CHP bu işten siyasi bir kaymak arayışı içerisindedir. Gezi Parkı ekseninde oluşan, son olarak Lice'de çözüm ve barış süreci olarak meydana getirilen gelişmeler şunu ortaya koymaktadır ki, AK Parti milletin iradesini kullanmıyor, milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmıyor, bu milletin verdiği iradeye ihanet ediyor."
"Milliyetçi Hareket Partisi olarak, demokratik bir şekilde, toplumsal beklenti ve algılarıyla kendilerine yönelik olarak, barışçıl bir şekilde bunları dile getirenlerin, sahiplendiği değerleri biz de sahipleniyoruz" diyen Vural, şunları kaydetti:
"Ama şiddeti ve terörü marjinal grupların, toplumsal muhalefeti marjinalleştirmesine izin vermeyeceğimizi ifade ettik. Milliyetçi Hareket Partisi o kadar haklı çıktı ki, PKK terör örgütünün, marjinal grupların, kitleleri marjinalleştirerek şiddeti ve terörü meşru bir araç olarak gösteren AK Parti politikalarının gösterdiği bu zaafı kullanma noktasına kadar getirdi. PKK'nın bunları kullanarak, bir sıçrama tahtası haline bunu kullanabileceği uyarısını yaptı. Bugün Türkiye'de yaşananlar bunu ortaya koyuyor. ve bu süreç içerisinde karanlık noktalar vardı. Açıklığa kavuşturulması gereken noktalar vardı. Türkiye derin bir karanlık senaryonun içine sokulmak istenmektedir. Bunlardan biri de Sayın Başbakan'ın özellikle Gezi Parkı ekseninde meydana gelen bu olaylarla ilgili, '3 ay önceden haberimiz var' dediğine göre eğer bu konuda haberleri var ise neden bu konuda, bu olayları önlemek konusunda basiretsizlik göstermiştir. Bu sorunun cevabı verilmelidir. Çünkü başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kimi bakanlar ve yöneticileri özellikle de Gezi Parkı ekseninde meydana gelen olayların tetikleyicisi, fitilleyicisi olarak ilk müdahaleyi gösterdiğine göre, o zaman bu konuda basiretsizliği sağlayan hükümet bunun hesabını vermelidir."
Türkiye'nin Suriye politikasının risk ve tehlikeleri artırdığını savunan Vural, "Bu bir gerçektir ki maalesef Suriye'de PKK terör örgütü bir egemenlik alanı oluşturmuştur ve 4 parçalı Kürdistan olayı Türkiye'nin Suriye politikası sebebiyle orada inşa edilmiştir. Maalesef, Suriye'de yaşanan mezhep çatışması Türkiye'ye sıçratılmak istenir hale dönüşmüştür. Suriye politikasında Türkiye inisiyatif oluşturamamıştır. Ne hazindir ki 400 yıl Ortadoğu'ya hükmetmiş, Osmanlı barışı olarak ortaya koyduğumuz bir politikayla orada bir kişinin burnu kanamamışken, oradaki çatışmanın bir tarafı haline gelmiş, oradaki insanları silahlandırarak onları birbirine kırdırır haline gelmiştir. Bu bizim ecdadımıza, bu bizim inancımıza aykırıdır. Türkiye böyle bir dış politikayı uygulamamıştır. Türkiye başka ülkelerin içini karıştırarak, çatıştırarak bir dış politikayı tasvip etmemektedir. O bakımdan Türkiye bir inisiyatif oluşturmalıdır" ifadelerini kullandı.
 
Editör: Haber Merkezi