Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hamdi Döndüren:
“Kur’an’ı Kerim’deki geçen hadiselerin burada gerçekleştiği açıkça görülmekte”
Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hamdi Döndüren, Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi’ni ziyaret ederek, “Afşin’deki bu yeri görünce doğrusu Kur’an’ı Kerim’deki geçen hadiselerin burada gerçekleştiği açıkça görülmekte” dedi.
Afşin Sanayici ve İşadamları Derneği ile Elbistan Sanayici ve İşadamları Deneği tarafından düzenlenen konferans için Elbistan’a gelen Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hamdi Döndüren, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Huri Kahveci, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd.Doç. Dr. Ahmet Güneş, Eshab-ı Kehf Külliyesi’ni ziyaret etti.
Afşin Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı İlyas Sarı ve Bank Asya Elbistan Şube Müdürü İbrahim Ümit Boyraz’ında eşlik ettiği ziyarette, Afşin Belediyesi Rehberi Ramazan Kıraç Afşin Eshab-ı Kehf hakkında geniş bilgiler verdi.
Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hamdi Döndüren, konum olarak Kur’an-ı Kerim’e uygun Eshab-ı Kehf’in burası olduğunu kaydetti. Döndüren, “Eshab-ı Kehf dendiği zaman daha çok Tarsus’taki Eshab-ı Kehf kaynaklara, tarihlere girmiş ama Afşin’deki bu yeri görünce doğrusu Kur’an’ı Kerim’deki geçen hadiselerin burada gerçekleştiği açıkça görülmekte. Güneşin doğudan doğduğu zaman mağaranın ışık aldığı, Eshab-ı Kehf’in mağara içindeki şekillerini burası açıkça yansıtmakta. Somuncu Baba’nın birçok yerde kabrinin ona izafe dildiği gibi Eshab-ı Kehf’e de birçok yer sahip çıkmaktadır. İlk defa Afşin’deki Eshab-ı Kehf’i ziyaret ettim ve manevi yönden de feyzi bereketli bir yer olduğu anlaşılıyor. “ dedi.
“İnsanlığa güzel mesaj veriliyor”
Eshab-ı Kehf olayında gençlere önemli bir mesaj verildiğinin altını çizen Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hamdi Döndüren şunları kaydetti:
“Tek Allah inancıyla Hz. İsa’ya bağlı olan Eshab-ı Kehf, kralın zulmü ve baskıları karşısında mağaraya sığınmışlar ve üç asır kadar mağarada kaldıktan sonra tekrar uyanmaları ve içlerinden birini kasabaya göndermeleri ve kasabanın halinin değişmesini görmesinden sonra zulme karşı, tek Allah inancına karşı olan baskılara ve sıkıntılara gençlerin bu olaylara tahammül edemeyerek şehri terk ederek bir mağaraya sığınmaları, orada Cenab-ı Hak’ın muhafazası altında hiçbir zarar göremeden üç asır kadar uyup uyandıktan sonra şartların çok değişmiş olduğunu ve bu haliyle toplum içine dönemezler ve Cenab-ı Hak onları tekrar mağarada muhafaza altında bir çeşit kabir vazifesi görecek şekilde Kur’an’ı Kerim’de devam ettikleri anlaşılıyor. Burada gençlerimize çok güzel bir mesaj var aslında, hak yolunda ve tek Allah inancı yolunda, bu inancı muhafaza etmek için gayretli olun, mağaraya çekilecek derecede baskı altında kalsanız bile bu inançtan taviz vermeyin demek istiyorum gençlerimize.”
Editör: Haber Merkezi