Türkiye Maden İşçileri (Maden-İş) Sendikası Genel Sekreteri Tamer Küçükgencay, Genel Başkan Yardımcısı Şeref Zeyrek ve Genel Merkez Mali Sekreteri Zekeriya Aydın, 4 Aralık Madenciler Günü ve sendika binasının açılış töreni için Elbistan-Afşin Şubesi'ni ziyaret etti. 
Genel merkez yöneticileri, Şube Başkanı Adil Bölükbaşı ve yönetimi ile bir araya gelerek, görüş alışverişinde bulundu. 
Maden-İş Sendikası Elbistan-Afşin Şubesi'nin, yenilenen hizmet binasının açılışı öncesinde 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla değerlendirme yapan Türkiye Maden İşçileri (Maden-İş) Sendikası Genel Sekreteri Tamer Küçükgencay, özel sektöre devredilen Afşin-Elbistan Linyitleri (AEL) kömür işletmesindeki maden işçilerinin sendikal haklarını elde etmesi sürecine değindi. 
AEL'deki 1100 maden işçisinin sendikal haklardan mahrum bırakılmasını kabul edemeyeceklerinin altını çizen Küçükgencay, "Madenlerde; kölelerin, esirlerin, hükümlülerin veya zorla çalıştırılan insanların döneminin bittiğini artık bütün maden patronları bilmeli" diye konuştu. 
Bu süreçte, Elbistan-Afşin Şubesi'nin yanında olduklarının mesajını veren Küçükgencay, "Yerin yüzlerce metre altından maden çıkarırken hayatını kaybeden bütün maden şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Mekanları cennet olsun. Kederli ailelerine sabırlar diliyorum. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanımız Sayın Nurettin Akçul ve genel merkez yönetimimiz adına şuan çalışmakta olan madencilerimizin Dünya Madenciler Günü'nü kutlar kazasız belasız ve sağlıklı bir hayat diliyorum. Genel Başkanımız da yapacağı 2 farklı toplantı için Elbistan'a gelemedi. Elbistan-Afşin Şubemiz de bizler için çok önemli ve değerlidir. Biz bugün Elbistan-Afşin Şube Başkanımız Sayın Adil Bölükbaşı ve yönetiminin sorunlarını bizzat dinleyip yanlarında olmaya geldik. Şubemizin sonuna kadar yanındayız. Şubemizin varlığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için son derece önemlidir" dedi. 
Maden işçilerinin hor görülemeyeceğini anlatan Türkiye Maden İşçileri (Maden-İş) Sendikası Genel Sekreteri Tamer Küçükgencay, şöyle devam etti: 
"Afşin'de bulunan kömür sahalarının termik santralle özelleştirilmesi sonucunda ihaleyi alan firma ile yetki konusunda sendikamız anlaşmazlığa düşmüştür. Dünyada madenlere ilk kazma vurulduğunda da madencilerin sorunları vardı; 21.yüzyılı yaşadığımız bugünlerde de sorunları vardır. Hatta hiç azalmamış artarak devam etmiştir. Maden patronları ile karşı karşıyayız. Acımasız, güvencesiz, karın tokluğuna on yıllarca zorla çalıştırma dönemi bitmiştir. Bir yerde termik santral varsa bilin ki orada kömür ve maden işçisi de vardır. Hem santralin hem de kömürün sahibi olan firma; aralarında sadece tel örgü bulunan enerji işleri ve maden işçilerini eşit görmek zorundadır. Santral emekçilerine sendikalı olma hakkı tanınırken maden emekçilerini sendikalı olma hakkından mahrum bırakılması kabul edilemez. Günümüzde bu sorun hala devam etmektedir. Yaşadığımız bu yüz yılda artık bu anlayışa izin vermeyeceğiz. Milyar dolarlık yatırım yapan bu firmalar, maden işçilerini hor göremez. Bu firmalar, kurumsal hale gelmek istiyorlarsa çalışanlarına sendikalı olma hakkı tanımalıdır. Elbistan-Afşin'deki durum tam da bu söylediğimiz gibidir." 

Çalışan işçi sayısının artmasına rağmen sendikalı işçi sayısının azaldığına değinen Küçükgencay, "Yapılan özelleştirmeler bu sonucu doğurmuştur. Taşeronlaşma da bunun en büyük sebeplerinden bir tanesidir. Özel sektörün yapısından kaynaklanmaktır. Bizim iş kolumuzda 200 bin maden işçisinden sadece 40 bini sendikalıdır. Kurumsal yapıya kavuşmak istemeyen maden şirketleri, sendikalı işçilere tahammül edemiyor. Özel sektöre karşı bir tavır içerisinde olduğumuz söylenemez. Bizim sözümüz, örgütlenmenin önünü kesen anlayışadır. Hani bir işçinin sendikalı olma hakkı vardı? Bir yandan istediğin sendikaya üye olabilirsin diyeceksin; bir yandan da sendikalı olmak öyle kolay değil diyeceksin. Hükümetten beklentimiz, bu sorunun bakanlıkta çözülmesidir. Yetkiye itirazın kaldırılmasıdır. Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırınız. 200 bin maden emekçisi varken, sendikalı işçi sayısı 40 bin iken; aynı iş kolunda faaliyet gösteren sendikaların zaten sendikalı olan işyerlerine girmeye çalışmalarıdır. Sözde aynı iş kolunda kardeşiz diyen sendikalar bu durumdan yararlanmak istemektedirler. Bu durum sadece patronlara yarar. İşçileri karşı karşıya getirmektir. Sendikasız maden işçilerini örgütlemek için çalışmalıdırlar. Türkiye Maden İşçileri Sendikası, çalışmalarını bu yönde yapıyor" ifadelerini kullandı. 
Küçükgencay, "Buradaki esas sorunlarımızdan biri 1100'e yakın arkadaşımızın özelleşme sonucu örgütlenmemize rağmen toplu sözleşme sürecinde yetkiye itiraz edilmesidir. Özel sektörün 4 adet santral aldığını biliyoruz. Şirketin, Maden-İş Sendikası'nı örgütlenmede uzak tuttuğunu da görüyoruz. Bununla ilgili pandemi dönemi olduğu için beklemedeyiz. Maden-İş Sendikası'nı burada hiç kimse yok sayamaz. Hiç kimse de alternatif sendikalar içerisinde olmasın. Önümüzdeki günlerde gerçek gücümüzü göstermek zorundayız. Bu mesajı ciddi bir şekilde almalarını istiyoruz. Maden işçileri köle değildir; dışlanamaz ve atılamaz. Hukuksuz, toplu sözleşmesi olmadan da çalıştırılamaz" şeklinde konuştu. 
Türkiye'yi enerji alanında dışa bağımlılıktan kurtaracak tek şeyin linyit kömüründen geçtiğini vurgulayan Maden-İş Sendikası Genel Sekreteri Tamer Küçükgencay, "Ülkemizde 20 milyar tona yakın kömür bulunuyor. Hepsi yüksek kalorili olmadığı için devlet teşviki olmadan üretilemiyor. Bakanlığımızın Kyoto Protokolü de dikkate alındığında bakanlığımızın hızla bu düşük kalorili kömürü, modern, doğa dostu termik santral yapması gerekiyor. Ülkemizi enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtaracak tek çözüm linyit kömürüdür. Ülkemizde petrol ve doğalgaz yok. Bu yüzden kurtuluşumuz kömürdedir. Yerli ve milli değerlerimize sahip çıkmalıyız" değerlendirmesini yaptı. 
Madenlerdeki işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemine işaret eden Küçükgencay, sözlerini, "Bu 20 milyar ton kömürü üretirken önümüze çıkan en büyük sorunlardan birisi de işçi sağlığı ve iş güvenliğidir. Ülkemizde birçok kez büyük maden faciaları olmuştur. 10 Şubat 2011'de Çöllolar'da, 13 Mayıs 2014'te Soma'da maden facialarını yaşadık. Tüm maden şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Biz maden işçileri, ülkemizin madenlerini tabii ki üreteceğiz. Bunu üretirken yaralanmayacağız, ölmeyeceğiz ve köle gibi çalıştırılmayacağız. Ve sendikalı olacağız, toplu sözleşme hakkına sahip olacağız. Önce insan hayatı, önce iş güvenliği dememiz gerekiyor. 4 Aralık Madenciler Günü'nde artık sorunların bittiğini konuşalım. Maden kazalarını konuşmayalım. Sendika üyesi oldu diye işten atılan işçileri konuşmayalım. Sendikalı olma hakkını yok etmeyelim.. Küresel bir salgınla karşı karşıyayız. Ülkemiz de bu durumdan oldukça etkilendi. Bütün maden işçilerini sendika olarak takip ediyoruz. Hükümet, salgının faturasını emekçilere kesmesin. Yılın her günü işyerlerine sevinçle giden maden işçileri görme umudumuzla Maden-İş Sendikası olarak mücadeleye devam diyoruz" cümleleri ile tamamladı. 
Maden-İş Sendikası Elbistan-Afşin Şube Başkanı Adil Bölükbaşı ise, "Kölelik zihniyetinden çıkıp örgütlenmeye başlamamız gerekiyor" diyerek sendikal haklar için mücadeleden vazgeçmediklerinin altını çizdi.
Başkan Bölükbaşı, "Tüm maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü kutluyorum. Biz, yetki tespiti ile ilgili süreç yaşıyoruz. Burada 1500 arkadaşımız çalışıyor. Bizler emekçiyiz. Bu sorunun mutlaka çözülmesi gerekiyor. Maden emekçilerinin sendikal haklarına kavuşmaları için mücadelemizi genel merkezimizin de tam desteği ile sürdürüyoruz. Bu konuda önümüze çıkarılan engellere karşı da tüm gücümüzü kullanırız. Bu sorun çözülürse işçimiz de memleketimiz de rahatlar. Tüm siyasetçilerimiz ve ilgililerin, çözüm noktasında emekçilerimizi yalnız bırakmamaları gerektiğini vurguluyoruz" ifadelerini kullandı. 
Başkan Bölükbaşı, şube binasının yenilenmesindeki katkısından dolayı mimar Emre Sungur'a da teşekkür etti. 
Konuşmaların ardından kurban ve kurdele kesilerek şube binasının açılışı yapıldı.

Editör: Haber Merkezi