Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Türkiye son 40 yılın en ağır kış şartlarını yaşıyor. Bakın dünya kenti İstanbul'da 4'üncü gün okullar tatil ama ne kendi milletimizden bir insanı ne de barındırdığımız 3 milyon mülteciden bir tanesini açıkta, soğukta, karların üzerinde, bir köprü altında görmeniz mümkün değil." dedi.

Başbakan Yardımcısı Kaynak, Türkiye'deki 1 milyon Suriyeliye "Kızılay Kart" verilmesini kapsayan "Yabancılara Yönelik Sosyal Uyum Yardım (SUY) Programı"nın bir otelde düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı.

Kaynak, burada yaptığı konuşmada, 260 bini aşkın mültecinin şu anda AFAD tarafından teşkil edilen geçici barınma merkezlerinde, 2,5 milyondan fazla Suriyelinin de Türkiye'nin çeşitli illerinde hayatlarını sürdürdüğünü belirterek "Ben bir motto olarak söylüyorum, bu insanlar savaştan kaçtılar, açlıktan kaçtılar, kıtlıktan kaçtılar ama zengin ülkeler de mültecilerden kaçtılar. Bu, insanlığın ortak meselesidir aslında." dedi.

Meclis'te anayasa değişikliği teklifinin görüşüldüğünü hatırlatan Kaynak, dün yapılan çalışmaların sabaha karşı bittiğini anlattı.

Eve geldiğinde, Sırbistan'da Macaristan'ın sınır kapılarını kapatmasından dolayı binlerce sığınmacının sadece bir battaniyeyle soğukta, karların üzerinde beklediği haberlerinden dolayı uyuyamadığını dile getiren Kaynak, şöyle devam etti:

"Türkiye son 40 yılın en ağır kış şartlarını yaşıyor. Bakın dünya kenti İstanbul'da 4'üncü gün okullar tatil ama ne kendi milletimizden bir insanı ne de barındırdığımız 3 milyon mülteciden bir tanesini açıkta, soğukta, karların üzerinde, bir köprü altında görmeniz mümkün değil."

- "Bir cinayet örgütünün barış masasında ne işi var?"

Kaynak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, Suriye'de olaylar ilk başladığında çözüm konusunda, "Suriye'de güvenli bölge oluşturalım. Bu insanlar ülkelerini terk etmek zorunda kalmasınlar." önerisinde bulunduğunu hatırlattı.

Şimdi Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteğiyle bunu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin tek başına yaptığını ifade eden Kaynak, Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaklaşık 2 bin kilometrekare alanın terörden temizlendiğini aktardı.

Terör örgütlerine yardım eden Batı ülkelerini eleştiren Başbakan Yardımcısı Kaynak, şunları söyledi:

"Bir sitem olarak söylüyorum, 60 yıllık NATO müttefikinin, Avrupa Birliği ile müzakere yürüten, önemli ticari ve siyasi partneri olan Türkiye ile beraber yol yürümek yerine, bölgede terör örgütleriyle iş tutmaya çalışmasının neticesi budur. Bölgede Türkiye'de 40 yıldan beri kan döken PKK'nın Suriye kolu PYD'ye maalesef müttefiklerimiz hem silah veriyorlar hem de barış masasında onların da olmasını istiyorlar. Bir cinayet örgütünün barış masasında ne işi var? Cinayet örgütü barış masasında barışı nasıl konuşabilir? Zaten barışı konuşan insan cinayet işlemez, terör estirmezdi."

- "Çıkacak yangını, 30 milyar, 300 milyar avroyla asla söndüremeyiz"

Kaynak, Türkiye'deki mültecilerin yanı sıra Suriye içindeki savaş mağdurlarına da yardımlar yapıldığına işaret ederek sahada sadece kardeşlik ve insanlık için Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarının olduğunu anlattı.

Mülteciler konusunun bir insanlık meselesi olduğunu vurgulayan Kaynak, şöyle konuştu:

"Avrupa Birliği veya medeni dünya bilmelidir ki bu, medeni dünya için aynı zamanda güvenlik meselesidir. Bugün mali yardım kapsamında gerçekten somut projelerden birini konuşuyoruz. Bugün 3 milyar avro için binbir türlü bürokratik şartları yerine getirmeye uğraşırken belki bir yıl, iki yıl, üç yıl sonra çıkacak yangını 30 milyar, 300 milyar avroyla kapatamayız, asla söndüremeyiz."

Mülteci çocukların eğitime katılmasına gayret ettiklerine dikkati çeken Kaynak, 900 bine yakın eğitim çağında çocuk bulunduğunu, Milli Eğitim Bakanlığıyla yapılan çalışmalar neticesinde bugün itibarıyla 510 bin öğrencinin eğitim şemsiye altına alındığını hatırlattı.

AB'nin mali yardım kapsamında taahhüt ettiği bütün paralar verilse de mülteci çocuklar için ihtiyaç olan okulların sadece yüzde 10'unun yapılabileceğini bildiren Kaynak, bu çocukların ufuksuz, umutsuz, mesleksiz bırakılması halinde kendisini ilk kandıran terör örgütüne üye olacaklarını söyledi.

Sadece eğitimle yetinmediklerini, sığınmacıların meslek edinmesi için de çalıştıklarını anlatan Kaynak, AFAD, Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla meslek eğitimi konusunda çalıştıklarını aktardı.

- "Türkiye'de bu kara kışın altında açıkta bir tane insan göremiyorsunuz"

Kaynak, 3 milyar avroluk mali yardımın Türkiye'nin muhtaç olduğu bir para olmadığını ifade ederek şimdiye kadar 25 milyar dolar harcandığını, bunun yarısının da kamunun yaptığı hizmetlerin karşılığını oluşturduğunu dile getirdi.

Ayrıca herkesin, sivil toplum kuruluşlarının, vakıf ve derneklerin de mülteciler için seferber olduğunu vurgulayan Kaynak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"O yüzden Türkiye'de bu kara kışın altında açıkta bir tane insan göremiyorsunuz. O yüzden bir tane çöpten ekmek arayan göremiyorsunuz. Türk insanı, bütün toplum ve kuruluşlarıyla elini bu taşın altına koymuş vaziyettedir. Bizim kültürümüz, inancımız bunu böyle yaptırıyor. Bizim inancımıza göre asla sığınmacıya mülteci demedik, biz dedik ki muhacir. Bunun bizim inancımızda özel bir yeri var."

Başbakan Yardımcısı Kaynak, Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmasının ardından düzensiz göçmen sayısının 2016'da 37 bin 130'a düştüğünü bildirdi.

Bütün dünyanın Aylan bebeğin görüntülerini hatırladığına dikkati çeken Kaynak, "Aylan bebek görüntülerini görüyor musunuz bir kez daha? Bir umut verdi Avrupa Birliği ve Türkiye bir cesaret gösterdi." dedi.

Geri Kabul Anlaşması'nın işleyişi hakkında bilgi veren Kaynak, şu görüşleri aktardı:

"Geldiğimiz nokta itibarıyla bu 3 milyar avroluk mali yardım kapsamında projeye bağlanan daha doğrusu kararı verilen miktar 2 milyar 240 milyon avrodur. Ama Dünya Gıda Programı vasıtasıyla Kızılay Kartlara yüklenen rakamı saymadan söylüyorum. Türkiye'ye intikal eden henüz 222 milyon avrodur. AB'nin karar vericileri bu parayı kasalarından çıkmış olarak görüyorlar, haklılar, biz de girmemiş olarak görüyoruz, biz de haklıyız. Yani insanlar bir dram içindeyse biz proseslere takılıp kalamayız. Bu para gelir, gelmez, biz yine bu insanlar için bildiğimizi, milletimizin bize verdiği güçle destekle yapmaya devam edeceğiz."

Kaynak, Türkiye'nin dünyada insani yardımlar bakımından örnek ve cömert bir ülke olduğunu ancak bu konuda Türkiye'den övgüyle bahsedilmesinin sorunları çözmediğini ifade etti.

- "İnsanlar göçtü, insanlık göçmesin"

Halep'ten tahliye operasyonu başladığında da sahada Türkiye'nin olduğunu anlatan Kaynak, şöyle devam etti:

"Bugün itibarıyla Zeytinlik bölgesinde Kilis'in hemen güneyinde 200-250 bin evsiz insanın gıdalarını temin ediyoruz. İdlib bölgesinde sayısı 4 milyona varan insanın gıdasını, sağlık ihtiyaçlarını, diğer insani ihtiyaçlarını temin ediyoruz. Bu bir vicdan meselesidir, bu bir insanlık meselesidir ama şunu unutmayalım, eğer biz buna duyarsız kalırsak oluşacak yangın, çıkacak yangın bütün dünyayı saracaktır ve 55 yaşında bir hukukçu olarak bir kamu yöneticisi olarak bu yangını söndürecek hiçbir mekanizmayı bilmiyorum. O sebeple ne yapacaksak acele etmeliyiz."

Kaynak, Türkiye'nin bu meseleyi asla bir yük olarak görmediğini ifade ederek "Ama diyoruz ki gelin bu yükü birlikte paylaşalım, birlikte mutlu olalım." dedi.

Kızılay Kart projesinin hayırlı olmasını dileyen Kaynak, konuşmasını "Evet insanlar göçtü, insanlık göçmesin." sözleriyle tamamladı.

- "100 bin civarında başvuru alındı"

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık da Suriye'de yaşanan duruma işaret ederek "Bugün itibarıyla yaklaşık 2 bin civarında insani yardım tırı, 40 gün gibi süre içerisinde Türkiye'deki bağışçılarımızdan toplanan yardımları, Suriye içerisindeki muhtaç insanlara ulaştırdı." dedi.

Suriye'deki istikrarsız gidişat ve toplu nüfus hareketlerinin yalnızca Türkiye'yi etkilemediğini belirten Kınık, "26 Eylül 2016'da başlayan ve ilk duyurusunu yapmış olduğumuz Sosyal Uyum Yardımı Programı kapsamında Ankara ve Sivas'ta pilot uygulama gerçekleştirdik. Pilot uygulama kapsamında Kızılay Kart taşımaya müsait olduğu değerlendirilen 589 aile için 330 bin civarında yükleme Aralık 2016 tarihinde yapılmıştı. Bu pilot uygulamanın başarısından sonra ülke çapındaki uygulamaya geçildi." diye konuştu.

Kınık, 28 Kasım 2016 itibarıyla ülke genelinde hizmet veren sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ve şu ana kadar açılan yaklaşık 14 Kızılay merkeziyle bu SUY Programı başvurularının alınmaya başlandığını ifade ederek şöyle konuştu:

"Şu ana kadar yaklaşık 100 bin civarında başvuru alındı, bu yaklaşık yarım milyon insana tekabül ediyor. Bu hizmet merkezlerimizi en kısa zamanda 23'e çıkaracağız ve ümit ediyoruz ki Avrupa Komisyonunun desteği ve Dünya Gıda Programının da işbirliği ile burada barındırdığımız bir milyon Suriyeli kardeşimiz bu Kızılay Kart'tan yararlanacak ve düzenli bir şekilde yardım alacak."

Konuşmaların ardından programa katılan Başbakan Yardımcısı Kaynak, Dünya Gıda Programı (WFP) Türkiye Sorumlusu Jean Yves Lequime, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve Türk Kızılayı Genel Başkanı Kınık ile diğer katılımcılar, Kızılay Kart'tan faydalanan Suriyeli ailelerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Avrupa Birliği'nin finanse ettiği, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türk Kızılayı işbirliği ile hayata geçirilen SUY Programı kapsamında Suriyeliler başta olmak üzere şartları uygun olan Türkiye'deki bir milyon mülteciye, dağıtımı yapılan Kızılay Kartla aylık 100 lira yardım yapılacak.

Editör: Haber Merkezi