Yıldırım, İHH tarafından Kahramanmaraş’ta düzenlenen “İHH ve Diplomasi” konulu konferansa katıldı. Mehmet Akif Kültür Merkezi’ndeki konferans öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandıran Yıldırım, TIR baskınlarının ülke tarihine ayıp olarak geçtiğini söyledi. Yıldırım, “Hiçbir şey dinlemeden, sorgu sual yapmadan saldıran İsrail askerleri gibiydi adeta bu. O nedenle gerçekten üzüldüm. Bu dış dünyada bizi cidden zor duruma soktu. Bu TIR’lara baskın yaparken görevlileri dövebileceklerini hiç düşünemedik. Evet durdurmuşlardır, işte TIR’ların içerisinde neler olduğunu anlamak isteyen ve dünyaya bunu şikayet olarak sunmak isteyen bir paralel güç olabilir’ dedik ama kalkıp darp edeceği, şiddet kullanacağı hiç aklımıza gelmedi” diye konuştu.
Baskını Mavi Marmara’nın yanı sıra Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirilmesine de benzeten Yıldırım, “Yani Amerika askerlerinin çuval geçirmesi gibi bir şey bu. Bu ne kadar iğrenç bir şey ki, o daha masum kalıyor. Çünkü karşıda Amerika var. Emperyalist bunu yapabilir, Siyonist bunu yapabilir. Ama Türkiye’nin bir birimindeki görevli başka bir birime bunu nasıl yapabilir” ifadelerini kullandı.


“OPERASYON EMRİNİ VERENLER TESPİT EDİLİP YARGILANMALI”
Operasyona katılan bazı askerlerin konudan habersiz olabileceğini ve karşılarındaki görevlileri bilemeyebileceğini ifade eden Yıldırım, benzer bir durumun İHH Kilis Bürosu’na gerçekleştirilen operasyonda da yaşandığını söyledi. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Burada tabi dikkat edilmesi gereken diğer bir husus şu. Bu askerlerin çoğu, niçin yaptıklarını bilmiyor olabilirler. Çünkü İHH’nın Kilis ofisine baskın yapmaya gelen polis memurlarına orada bir El Kaide operasyonu var diye getiriyorlar. Polis memurları gelip İHH’yı görünce bu operasyonu yapmak istemiyor bir kısmı. Bunlar tehdit ediliyor. 3-4 gün sonra hükümet düşecek, ya bu operasyonu yaparsınız ya da sürülürsünüz. Bu polis memuru bunu basınla paylaşır mı bilmiyorum ama bize geldi. Muhtemelen askerler de nereye gittiğini bilmiyorlar. Kimi dövdüğünü bilmiyorlar. Bence bu emri verenler mutlaka tespit edilip yargılanmalı ve utanç vesikası olarak da nesillerine gösterilmeli.”

“İHH’YI AMERİKA’YA VE YARDIM YAPTIĞIMIZ ÜLKELERDE YEREL GÜÇLERE ŞİKAYET EDİYORLAR”
Yıldırım, bazı yardım kuruluşlarının topladıkları yardımları adreslerine ulaştırıp ulaştırmadıklarına ilişkin soruya ise, “Ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum. Yardım kuruluşlarının yaptıklarını bu şekilde olumsuz yansıtmamak gerekiyor. Çünkü yardımlaşma bilincine yönelik bir darbe olarak da düşünülebilir” yanıtını verdi. Buna karşın İHH’yla ilgili şikayetler gittiğini bildiklerini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Fakat bazı yardım kuruluşlarının IHH ve benzeri kuruluşları bulundukları yerlerde Amerika’ya şikayet ettiklerini, bölgedeki yerel güçlere şikayet ettiklerini biliyoruz. Yani Türkiye’de bizim hakkımızda ne tür iftiralar atıyorlarsa, mesela Libya’da, Somali’de bizim hakkımızda iftira atan bazı Türkiye’nin STK ve yardım kuruluşları olduğunu biliyoruz. Buna rağmen biz sessiz kalıyoruz. Fakat herhangi bir yardım kuruluşunun yardım götürmediği kısmına çok katılmıyorum. Ha biraz fazla reklamını yapıyordur. Biz o konuda her zaman söylemişiz, götürdüğünüz yardımların reklamını değil, tanıtımını yapın. Ama bu tanıtımı da bırakın halk yapsın. Çok fazla yaparsanız da yarın öbür gün birileri aleyhinize kullanır.”

“SURİYE’YE 3 BİN YARDIM TIR’I HEDEFLİYORUZ”
Yıldırım, Gazze ve Suriye’ye yapılan yardımlarla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Suriye’ye 3 bin yardım TIR’ı ulaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biliyorsunuz yeni bir yardım hamlesi başlattık. Bunlardan bir tanesi Gazze ablukası ile ilgili. Çünkü şu anda Gazze’de sessiz bir soykırım işleniyor. Hatta sadece Gazze değil, Batı Şeria’da da işgal edilmiş 48 topraklarında da bu sessiz soykırım uygulanıyor. Bu konuda bizler Gazze’ye yardım götürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Mısır kapıları kapattı. Bu nedenle Gazze ile ilgili bir kampanya başlattık. Ayrıca Suriye halkı çok zor durumda. Şu anda ortalama yüzle iki yüz arasında varil bombası atılıyor. Bunlar pazar yerlerine atılıyor, halkın üzerine atılıyor. Bu varil bombası altında çocuklarınızı düşünün, kadınlarınızı düşünün. Bu insanlar Halep’ten şu anda kaçıyorlar. 4 milyon insan şu anda yollarda. Bunlara yardım gitmesi gerekiyor. O nedenle bu kampanya başlatıldı. Biliyorsunuz AFAD’ın, Kızılay’ın ve birçok yardım kuruluşu tarafından kampanya başlatıldı. Bizler de şu anda götürdüğümüz TIR’ların sayısını 3 bin civarında hedefledik. Şu anda 2 bin 300’ü bulduk. İnşallah bu ay sonuna kadar da bunu 2 bin 700-2 bin 800’e kadar çıkaracağız. Bu yardımlarımız ulaşıyor. Bu gün bir TIR’ımız Kahramanmaraş’tan yola çıktı. İnşallah ay sonuna kadar 10 tane TIR yapacaklar Kahramanmaraş’ta. İnşallah bu TIR sayısı 50 civarında yaparlar. Çünkü sınır çok yakın. İstanbul’dan getirdiğimiz zaman bir de nakliye ücreti veriyoruz. Burada çok ücret vermeye de gerek yok. Onun için Kahramanmaraş halkından en az 50 TIR’lık bir yardım bekliyoruz Suriye halkına.”
Yıldırım, bir gazetecinin Suriye’de akan kanın durması için Mavi Marmara benzeri bir konvoyun Suriye’ye de çıkıp çıkamayacağına sorusuna ise, “Bu projelerimiz ilk günden itibaren var fakat bu güne kadar uygulayamadık. Ama bu soru üzerine tekrar düşünme fırsatımız olsun. Eğer bunu yaparsak bu da sizin Suriye halkına bir hediyeniz olsun” cevabını verdi.
AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fatih Mehmet Erkoç, AK Parti İl Başkanı Metin Doğan, AK Parti Onikişubat Belediye Başkan Adayı Hanefi Mahçiçek ve çok sayıda davetlinin katıldığı program, Kur'an tilaveti ve Yıldırım'ın konferansıyla devam etti. 

Editör: Haber Merkezi