Afşin İlçe Sağlık Müdürlüğü, 2-8 Ocak Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası dolayısıyla açıklamada bulundu.

‘Hedefimiz Veremsiz Bir Türkiye!’ sloganı ile çalışmalar yürütüldüğünü belirten Afşin İlçe Sağlık Müdürlüğünde görevli Dr. Gül Çınar Alkaya, tüberküloz hastalığı hakkında bilgiler paylaştı.

Tüberküloz hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Gül Çınar Alkaya, “Tüm dünyada ilk on ölüm sebebi arasında tüberküloz yer almaktadır.” dedi.

Dr. Akkaya, yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

“Tüberküloz (verem, ince hastalık) hastalığı ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve konuya dikkatinin çekilmesi amacıyla ülkemizde her yıl ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan hafta “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” olarak belirlenmiştir.

Tüberküloz hastalığının belirtileri genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Akciğer dışı diğer organ tutulumu varsa tutulan organa özgü bulgular görülür.

Genel yakınmalar; özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ve sırtta ağrı, nefes darlığı ve ses kısıklığıdır.

Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç başvurabilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına sebep olur. Bu arada hasta çevresine basil saçar ve daha çok kişinin infekte olmasına neden olur.”

Hastalığın belirtilerini sıralayan Akkaya, “İki haftadan uzun süren öksürük ve ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik gibi şikayetleriniz varsa lütfen en kısa zamanda en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin sağlıkla ilgili hedeflerinden biri de 2030 yılına kadar tüberküloz epidemisini sona erdirmektir. Bu hedefe ulaşmak amacıyla ülkemizde Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı yürütülmektedir. Bu program; tüberkülozdan korunma, erken tanı, yeterli ve uygun tedavi, sosyal koruma ve psiko-sosyal destekler ile hastalığın görülme sıklığının ve tüberküloza bağlı ölümlerin azaltılması, hastalığa bağlı yıkıcı maliyetlerle karşılaşan ailelerin sıfırlanması amacıyla ile “Veremsiz Bir Türkiye!” hedefine ulaşmak için yürütülen faaliyetleri kapsamaktadır.” diye konuştu.

Tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetlerinin tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz bir şekilde yapıldığını belirten Akkaya,  “2005 yılında 20.535 olan tüberküloz hasta sayısı 2019 yılında 11.401’e, 2020 yılında 8.925’e, 2005 yılına göre 2020 yılında toplam olgu hızında %56,5 azalma olmuştur. Bu büyük başarıda sahada hizmetleri yürüten Verem Savaşı Dispanseri Birimleri ve Göğüs Hastalıkları Hastanelerimizdeki sağlık çalışanlarımızın emekleri büyüktür. Ülkemizde tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsizdir. Tüberküloz ve dirençli Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek vatandaşlarımıza ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kronik ve bulaşıcı hastalıklar birey ve toplumda sağlık kaybının yanı sıra, ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara da neden olmakta, uzun süreli tedavilerin düzenli sürdürebilmesi için sosyal ve ekonomik destekler verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında bir protokol imzalanarak ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarına 2018 yılı Şubat ayından itibaren aylık nakdi sosyal yardım verilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda tıbbi öz bakım gerektiren ve evdeki yaşam koşullarının yetersiz olduğu durumlarda ilave destek ödemesi sağlanabilmektedir. Dünya çapında bir ilk ve iyi uygulama örneği olan bu programla tüberküloz hastalarımızın tedavi ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, hastalara ve ailelerine psiko-sosyal destek verilmesi, yoksulluğun azaltılarak yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmiştir.” Açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi