TBMM Başkanvekili AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat
Pakdil, Çöllolar Kömür Sahası’nda meydana gelen göçükle ilgili yürütülen
çalışmaları değerlendirdi. Çalışmaların devam ettiğini belirten Pakdil,
Cinerler’in göçük olayını ihmalden uzaklaştırıp doğal afet göstermeye çalıştığı
yönündeki iddialarla ilgili olarak; “Bir yerin doğal afet bölgesi ilan edilmesi
için belirli şartları vardır. Onlara ilgili uzmanlar, teknik mühendisler
araştırma, inceleme yaparak karar verirler. ‘Doğal afet’ demekle hemencecik
doğal afet olması söz konusu olmaz” dedi.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, 10 Şubat 2011 Perşembe günü
Çöllolar Kömür Sahası’nda 1 kişinin ölümü, 9 kişinin de toprak altında kalması ile
sonuçlanan göçükle ilgili olarak Afşin’de kriz masasından çalışmalardaki son
durum hakkında bilgi aldıktan sonra Elbistan’a geçti.
“Alman Ekibin Yaptığı Çalışma, MTA’nın Yaptığı Çalışmanın
Benzeriydi”
Burada Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük’ü ziyaret eden Pakdil,
daha sonra bölgede çalışma yapan MTA yetkilileri ile görüştü. Görüşmenin
arından basın mensuplarına göçük altında kalanları çıkarmak için yürütülen
çalışmalarla ilgili bir değerlendirmelerde bulunan Pakdil, MTA’dan gelen
uzmanların bölgede ciddi bir çalışma yaptığını belirterek; “Sonrasında Park
Teknik’in Almanya’dan getirmiş olduğu bir ekip vardı. Bu ekip de çalışmalarını
yaptı. Helikopter vasıtasıyla yerden kumandayla yapılan bir çalışmaydı. Onların
yapmış olduğu çalışmalarda MTA’nın yaptığı çalışmaların bir benzeriydi. Elektro
manyetik dalgalarla, yer radarlarıyla birlikte arkadaşlarımız çalışmalarını
sürdürüyorlar. O gelen ekiple de belirli kısım müzakereleri de yaptılar” dedi.
“Yağmur Nedeniyle Kaymalar Var”
6 Şubat’taki göçükte 20 milyon, 10 Şubat’taki göçükte de 50 milyon
metreküplük bir toprak kaydığını, bunun da 105 milyon tona tekabül ettiğini
belirten Pakdil; “Malumunuz burası hakikaten büyük bir göçük alanı. 20 milyon
metreküp ilk olayda, 50 milyon metreküp de ikinci olayda bir kayma, bir göçük
var. Yani yaklaşık 70 milyon metreküp o da yaklaşık 105 milyon metreküp ton
toprağa tekabül eden bir alan. MTA Genel Müdürlüğü mensubu olan arkadaşlarımız,
göçükte kayan tahrik istasyonları, bant yolları, dozerler, minibüs gibi
metallerin nokta tespitlerini sürdürüyorlar. Malumunuz kömür sahasında killi
bir alan var ve çok da ciddi bir yağış olduğu için orası şu an kayıyor ve bu
arkadaşlarımızın çalışmalarını engelliyor. Havalar müsait ettiği zaman tekrar
bu çalışmalarına devam edecekler. Arkadaşlarımız görgü tanıklarını yakinen
dinlediler, onlarla görüştüler, bu kazaya uğrayan ama hayatta olan, kurtulan
kardeşlerimizle görüştüler. Dolayısıyla teknolojinin tüm imkanlarıyla bu
çalışmalarını belirli alanlarda yoğunlaştırarak devam ediyorlar. Bu anlamda
kurtarma çalışmalarına gayret teşkil edecek olan verileri elde etmeye
çalışıyorlar” dedi.
“100 Bin Metre Sondaj Yapılacak”
Göçükten sonra
sahanın altındaki suları drene eden pompaların birçoğu çalışmazken, Hurman
Çayı’nında göçük altındaki suyu beslediği tahmin ediliyor ve bu nedenle şu anda
tüm sahanın altında yaklaşık 60 milyon metreküplük bir su biriktiği
belirtiliyor. TBMM başkan Vekili Nevzat Pakdil, MTA’nın bu suyun drene edilmesi
için de çalışmalar yapacağını söyledi. Pakdil; “Yine Sayın bakanımızın
talimatıyla buraya gelmiş olan MTA Genel Müdürlüğümüzden arkadaşlarımız var.
Onlar da sondaj çalışmaları yapıyorlar. Teknik tabirle susuzlaştırma çalışması
yapıyorlar. Bu konuda çok yoğun gayret sarf ediyorlar. Teknik arkadaşlarımızın
ifade ettiğine göre burada 100 bin metre bir sondaj yapılacak. 100 bin metre
çok ciddi bir rakam yani her bir kuyuyu ortalama 200 metre kabul ederseniz
500 tane bir kuyu açmaları söz konusu. Arkadaşlarımız bu anlamda buradaki suyu
tahliye etmeye uğraşacaklar. Yani bölgedeki yerleşim yerlerinin, santrallerin,
diğer yerlerin güvenliğinin temin etmesi bakımından bu gerekiyor” dedi.
“Doğru Olan Neyse O Yapılacaktır”
Göçükle ilgili Enerji ve Çalışma Bakanlıkları ile Afşin
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma ve incelemelerin devam
ettiğini belirten Pakdil, açıklamalarının ardından basın mensuplarının
sorularını yanıtladı. Basında yer alan bazı iddialar göre Cinerler ile EÜAŞ
arasında imzalanan sözleşmenin bir maddesine göre sahada meydana gelebilecek
herhangi bir doğal afetten Cinerler’in sorumlu olmayacak ve maddi kayıpları
Cinerler karşılamayacak. Cinerler şimdi bu olayı doğal afete çekmek için
sahanın etrafındaki yerleşim yerlerinin mahalle ve köy muhtarlarıyla işbirliği
yaparak bölgenin doğal afet ilan edilmesi için çalışma başlattığı iddialarının
hatırlatılması üzerine Nevzat Pakdil şunları söyledi; “Bir yerin doğal afet
bölgesi ilan edilmesi için belirli şartları vardır. Onlara ilgili uzmanlar,
teknik mühendisler araştırma, inceleme yaparak karar verirler. ‘Doğal afet’
demekle hemencecik doğal afet olması söz konusu olmaz. Eğer çalışan
arkadaşların öyle bir kanaatı meydana gelirse, onları kendileri
değerlendirirlerse o husustaki uzman olan, bilgili olan, yeterliliği olan
arkadaşların görüşlerine itibar edilmesi lazım. Basında böyle bir şey ifade
edildi ama şunu ifade etmek istiyorum, doğru olan neyse o yapılacaktır.
Doğrunun dışında hiçbir şey yapılmayacaktır. Yani ilmin, irfanın, tekniğin,
bilginin söylediği hakikatler neyse, ilgili teknik elemanların dedikleri neyse
o husus tatbikat sahasına konacaktır. Yani hemencecik böyle bir şey söylemekle
böyle bir husus olmaz. Farklı olan bir husustur. Mesela oradaki yaşam
alanlarının kontrolünü gittikçe kaybetti., tabi büyük bir göçük alanı var,
diğer şartlar. Belki oradaki vatandaşların da bu anlamda talepleri olabilir ama
bu talepleri ilgili kurumlar, ilgili teknik elemanlar vasıtasıyla değerlendirerek
verecektir” dedi.
“Mühendis Arkadaşlarımız En Doğru Raporu Verecektir”
Göçük olduğu ilk günden bu yana toprak altında kalan
işçilerin yakınları göçük alanına gelen yetkili ve ilgililere sürekli ‘suçu
toprak altında kalan 2 mühendise atmasınlar’ şeklinde sözlerinin hatırlatılması
üzerine Pakdil; “Bu şekilde bir ifade o mühendis arkadaşlarımızın acısını büyütür.
Burada kimin kusuru olduğu çalışmalarda ortaya çıkacaktır. ‘Bu arkadaşların
üzerine yıkıldı iş kapatıldı’ gibi bir ifade olmaz çünkü burada bütün çalışan
arkadaşlarımızın, mühendislerin vereceği raporla bu işler ortaya çıkacak. Onlar
kimsenin hatırı için, bilmem ne için öyle rapor vermezler. Mühendis
arkadaşlarımız en doğru raporu vereceklerdir. Gördükleri kusur varsa hepsinin
tespitlerini yaparak ortaya koyacaklardır” dedi.