Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü hemşehrimiz Cihangir İşbilir (Muhsin Meriç) “Yeni Akit” Gazetesi’nde geçtiğimiz günlerde Afşin’de düzenlenen “Yemliha Yürüyüşü”nü kaleme aldı.

Muhsin Meriç imzasıyla kaleme aldığı işte o yazı:

“Biz Tevhid dinine bağlı gençlerdik. Kral Dakyanus, bizi putlara ibadet etmeye ve onlara kurban kesmeye zorluyordu. Biz ise, bunu kabul etmeyerek Bencilus dağındaki bir mağaraya sığındık.” 

Bu sözler Hazin Tefsiri’nde geçen ve Ashâb-ı Kehf’ten Yemliha’nın 309 sene mağarada uyuduktan sonra uyanıp şehre geldiğinde zamanın idareci ve halkına söylediği sözler.

On iki sene önce izlediğim Farajullah Sriahjur’un yönettiği 1999 yapımı, 12 bölümlük Ashâb-ı Kehf filminde, Mekselina ve Yemliha’nın da hazır olduğu meydanda yakılarak idam edilmeden önce muvahhid Plutonyus Santus’tan Hz. İsa (as)’ın şu sözlerini dinlemiştim: “Karanlıkta dile getirmekten çekindiğiniz hakikat, bir gün aydınlıkta işitilecek ve gizli mekânlarda öğrendiğiniz bir inancı, bir gün çatılardan haykıracaksınız ve insanlar buna inanacak.”

Esas konusu âhiret ve haşir (ölümden sonra diriliş)olan Ashâb-ı Kehf Kıssası pek çok ders ve ibretle doludur. Mekkî olan ve Kur’ân’da 18. sırada (nüzul sırasına göre 69. sırada) olan Kehf Sûresi’nin 9 ilâ 26. âyetlerinde bu kıssa anlatılır. Özellikle gençler için güçlü bir ‘tevhid mesajı’ vardır kıssanın ki nazarları bugün asıl bu mesaja çevirmek gerekir. 

Dünya karanlığından mağaranın aydınlığına hicret etmek kolay değildir. Bu imanlı gençler öncelikle şu ilahî müjdeye nâil olmuşlardır: “Rızasına uyanları Allah onunla selamet yollarına eriştirir, onları izni ile zulümâttan (küfür karanlıklarından) nûra (imana) çıkarır ve onları dosdoğru bir yola hidâyet eder.” (Mâide, 26) 

Böylelikle Ashâb-ı Kehf ilk uyanışı/dirilişi yaşamış ve Allah’ın kalplerini kuvvetlendirmesiyle dönemin zalim ve putperest kralı karşısında tevhidi şöyle haykırmışlardır: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilah olarak yalvarmayız. Yoksa yemin olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.” (Kehf, 14)

Konuyla ilgili “Kur’ân’da Bir Pasif Direniş Öyküsü” başlığı altında ilmî bir makale yazan ilahiyatçıMustafa Şentürk kıssadan yola çıkarak, Ashâb-ı Kehf’in şu beş özelliğine dikkat çeker: “Genç olmaları, yalnız Allah’a iman etmiş olmaları, Allah’tan Rahmet ve Rüşd istemeleri, kalplerinin pekiştirilmesi, kıyam etmeleri/uzlete çekilmeleri/hicret etmeleri.”

Ashâb-ı Kehf Kıssası’nın mesajına bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Ashâb-ı Kehf’in nerede yaşadığı, mağaranın bugün nerede olduğu tartışmalarının bu mesajın yanında fazla bir önemi yok. Ülkemizde Afşin, Tarsus ve Efes’te olabileceği iddiaları var. Keza yukarıdaki filmin çekildiği Ürdün (Philadelphia)’da olduğunu iddia edenler de var. Hıristiyan kaynaklar da hesaba katılırsa yeryüzünde 33 yerde benzer anlam atfedilen mağaralar bulunuyor. 

Mühim olan bu Kur’ânî kıssanın mesajına sahip çıkmak ve ders almaktır. Memleketim Afşin, Kahramanmaraş’ta Ashâb-ı Kehf’in isimleri halk arasında bilinir hatta Yemliha ve Mekselinaisimleri çocuklara çokça verilir. 

Afşinliler Ashâb-ı Kehf’e çok hürmet ederler ve şehirlerindeki bu mirasa sahip çıkarlar. Altı yıldır da Yemliha Yürüyüşü adı altında Afşin Merkez’den Ashâb-ı Kehf Külliyesi’ne doğru bir yürüyüş tertiplenerek bu kıssaya, mağaraya ve inanmış yedi gencin zulme karşı dik duruşlarına ve hicretlerine dikkat çekiliyor.  

Bu sene Yemliha Yürüyüşü’nde Afşinlilerin büyükçe Rabia bayrağı taşıyarak, Mısır ve Suriyegençliğini selamlamaları ise Ashâb-ı Kehf ruhuna uygun bir mesaj oldu. Nitekim Afşin Belediye Başkanı M.Fatih Güven’in yürüyüşte yaptığı konuşmada, zulme karşı başkaldıran dünya Müslümanlarını selamlaması bu mesajı teyit etti. Merkezi İstanbul’da bulunan Afşin Eshab-ı Kehf Dostluk, Kültür ve Çevre Derneği Başkanı Ahmet Ardıç gelecek sene konuyla ilgili geniş çaplı bir toplantı ve organizasyon düşündüklerini açıkladı. Yemliha Yürüyüşü Ashâb-ı Kehf’e dikkat çekmesi açısından çok kıymetli bir organizasyon. Emeği geçenleri tebrik ederim. 

Gençliğimizin, ülkemizin, İslam Dünyasının ve insanlığın Ashâb-ı Kehf şuuruna ihtiyacı var.Kur’ân’daki ‘yedi güzel adam’ Ashâb-ı Kehf bizi uyandırmaya devam ediyor… 

 

Editör: Haber Merkezi