Prof.Dr.Orhan Doğan:
“Çanakkale'yi Çanakkale yapan, milletimizin diriliş ruhudur”
Afşin Meslek Yüksek Okulu tarafından “18 Mart Çanakkale Şehirlerini Anma” programı düzenledi.
Afşin Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonunda düzenlenen programa Afşin Kaymakamı Fatih Aksoy, Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, Afşin Garnizon Komutanı İdris Tom, daire amirleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşımızın okunmasıyla başlayan programda konuşma yapan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr.Orhan Doğan, “Çanakkale Savaşlarının Tarihsel Önemini” anlatı.
‘Çanakkale’yi Çanakkale yapan milletimizin diriliş ruhudur’ diyen Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr.Orhan Doğan, “Çanakkale'yi Çanakkale yapan, milletimizin diriliş ruhudur. Bizim milletimiz kadar düşen, düştüğü yerden de kalkmasını bilen, esarete alışık olmayan, öldü zannedilirken yeniden dirilen başka millet yoktur. Eğer bu topraklarda şimdilerde Çanakkale ruhu bizi bir daha heyecanlandırıyorsa, bu kendi değerlerimiz üzerinde bir defa daha ayağa kalkıyor olmamızdandır. Çanakkale ruhu, bizim inanç değerlerimizle yoğrulan milli ruhumuzdur. Kur'an seslerinin, Çanakkale Boğazı'nın yamaçlarında, Gelibolu'nun bayırlarında bir kanlı savaşın nakaratı olduğunu görebilenler ancak o ruhu anlayabilir.” dedi.
Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim milli ruhumuz, en son dinin, Anadolu toprağında, insanımızın güzel hasletleriyle yoğrulan muhteşem yapısıdır. Bu milli ruh bugün, husumete vakitleri olmayan muhabbet fedailerinin, ilhamlarını dünyanın dört bir yanına taşımalarıyla yeni bir sevdaya tutuldu. Bu sevdanın tutkusuyla, Çanakkale'deki aşkın heyecanı birdir. Yaşatmak, yaşamak için değil, yaşatmak için sancı çekmek. İnsanoğluna ait bu en yüksek duyguyu anlamayanlar, Çanakkale'de tamamı şehit düşen İstanbul Erkek Lisesi'nin son sınıf talebelerinin ölüme koşmalarını anlayamazlar. Halid Bin Velid'in söylediği de oydu: "Bekleyin, sizin dünyayı istediğinizden daha fazla ahireti arzulayan bir ordu geliyor..." Çanakkale zaferi, İngiliz ve Fransız donanmasına geçit vermedi. Bizim var olma kararlılığımızı perçinledi, hasımlarımızın bizi parçalamalarının önüne geçti. Rusya'da Bolşevik ihtilaline fırsat tanıyarak Rus Çarlığı'nın Doğu Anadolu'yu işgalini önledi. Ama Çanakkale'nin anlattığı başka bir şeydi. Dili, rengi, etnik kökeni farklı millet evlâtları vatan toprağında omuz omuza yatıyordu. Bu bir. İkincisi, 250 bin kaybımızın (şehit, yaralı, hasta, kayıp) büyük çoğunluğu genç ve münevver nesildi. Yani biz Çanakkale'de bir milleti yeniden ihya edecek nesli kaybetmiştik. Bugün de dirilişimiz Çanakkale'nin anlattığını doğru anlamamıza bağlı. Yeniden dilimize, rengimize, etnik kökenimize bakmadan kardeş olmalıyız. Dün, bunu hissiyatımız sağladıysa bugün aklımız, mantığımız sağlamalı. Bugün akıl, insan haklarının, özgürlüklerin, fikir ve ifade hürriyetinin, inanç ve ibadet özgürlüğünün, yani bireyin öne çıktığı, şeffaflığın ve herkesin hesap vermesinin sağlandığı, yani hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu demokratikleşmeyi işaret ediyor. Bu, başka bir ifadeyle, kendi değerlerimize bağlı kalarak, kendimiz olarak ayağa kalkıp evrensel insanî değerlerde buluşmayı anlatıyor. Dün Çanakkale'de İngiltere ve Fransa düşmanımızdı, ama bugün, Avrupa Birliği içinde onlarla tam üyeliği bir devlet politikası haline getirdiğimiz iki ülkedir. Dünyanın gittiği yeri doğru okumalı, Çanakkale'yi bahane edip intikam peşinde koşmayı değil, Çanakkale'deki milli ruhu diri tutarak Türkiye'nin güvenlik, refah ve özgürlük ülkesi olması için çalışmalıyız. Çanakkale ile övünebiliriz, bu bizim hakkımız. Ama bilimde dünya üniversiteleri arasında son sıralarda, insan haklarında en gerilerde, milli gelirde bilmem kaçıncı sırada bir ülkenin insanları olmanın övünülecek değil, utanılacak bir durum olduğunu herhalde inkâr edemeyiz.”
Konuşmalar ardından öğrencilerin hazırladığı şiirler okundu. Program yerel sanatçıların sahne alması ardından son buldu.
Editör: Haber Merkezi