Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kahramanmaraş'ta sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi. Bir dinlenme tesisinde yapılan toplantı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer ve AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın konuşmalarıyla başladı. Ardından alkışlar eşliğinde kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de ekonominin büyüdüğünü, bu büyümenin sosyal hayata yansımalarının da çok çok olumlu şekilde yansıdığını söyledi. Babacan, "Biz şimdi G20’nin başkanlığını yapıyoruz, bu yıl G20 demek 19 ülke artı Avrupa Birliği’nden oluşan bir platform. Bu 20 üyelik platformun büyüklüğüne baktığımızda dünya nüfusunun tam 3’te 2’si, dünya ticaretinin yüzde 75’i, dünya ekonomik büyüklüğünün tam yüzde 85’ni oluşturuyor bu üyelikler. Biz bu sene bu platformun başkanlığını yapıyoruz. Pek çok ülkede işsizlik hızla artıyor. Hemen yanı başımızdaki Avrupa’da son 7-8 yıldır ekonomik büyüme tamamen durmuş durumda. Gençlerde işsiz oranları İspanya gibi, Portekiz gibi ülkelerde, Yunanistan gibi ülkelerde yüzde 50’nin üzerine çıkmış durumda. Yani her iki gençten birisi işsiz olduğu bir tablo var hemen yanı başımızdaki Avrupa'da. Dönüyoruz kuzeyimizde Rusya, Ukrayna’da var ihracat pazarımız. Bu iki ülke birbirlerine fiili çatışma halinde. Her iki ülkenin ekonomisi daralıyor, küçülüyor ve bunlar önemli ihraç pazarlarımız olarak ekonomi üzerinde olumsuz etkileri bulunabiliyor. Güneyimize dönüyoruz, Suriye'de bir savaş var, Irak'ta son derece istikrarsız riskli bir yapı var. Bugün Irak'taki toprakların tam 3’de biri bir terör örgütünün işgali altında. Türkiye’yi çevreleyen şartlar bunlar. Ama çok şükür bu şartlara rağmen, bu olumsuz şartlara rağmen hamdolsun Türkiye ekonomik açıdan büyümeye devam ediyor. Bakın sadece geçen yıl toplam çalışan sayımız Türkiye genelindeki toplam çalışan sayımız 1 milyon 300 bin kişi arttı. Toplam çalışanların yüzde 5,5 artı bir yıl içerisinde. 2009 krizinden bu yana 6 milyon 300 bin kişi istihdam artışı var Türkiye'de” dedi.

 

  Avrupa Ülkelerinde İki Toplantı Arasında Hükümetler Değişiyor

  Türkiye’de çok güçlü ve istikrarlı bir siyasi iradenin olduğuna dikkat çeken Babacan, “Türkiye'de siyasi istikrar zemini kuvvetli olduktan sonra ülkenin yolu açık. Siyasi istikrar, ekonomik istikrarın temelidir. Bakıyoruz Avrupa’da pek çok ülkede sık sık hükümet değişiyor. Biz her G20 toplantısında Avrupa ülkelerinden bir başka bakanla oturuyoruz. İki toplantı arasında hükümetler değişiyor, bakanlar değişiyor. Öngörülebilirlik yok. Çünkü güven yok. Açıkladığına, söylediğine güvenecek lider sayısı, hükümet sayısı şu anda Avrupa’da çok çok az. Avrupa’da en çok bütçe açığından şikayet ediyor son 7-8 yıldır. Borç yüksek temas etti ama en büyük sorunları liderlik açığı. İşte Türkiye'de çok şükür siyasi istikrar zemini kuvvetli ama sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun önderliğinde, liderliğinde çok şükür Türkiye'de çok güçlü bir siyasi irade var. Önümüzdeki haftalar 7 Haziran tarihi çok çok önemli. Türkiye önemli bir karar verecek. İstikrara devam mı, yoksa eski kötü günlere dönüş mü bunun kararını Türkiye verecek” diye konuştu.

 

  Babacan’ın Eleştirilerinden Merkez Bankası Da Nasibini Aldı

  Konuşmasında Merkez Bankası’nın para politikasına yönelik eleştirilerde bulunan Babacan, “Avrupa Birliği’ne şu anda Avrupa Merkez Bankası tarihinde görülmemiş bir miktarda parayı basıyor, piyasaya sürüyor. Trilyonlarca euro. Japonya'da Japon Merkez Bankası yüzlerce trilyon yen basıyor piyasaya sürüyor. Eskiden para basmanın bir maliyeti vardı. Bir banknot yaklaşık 6-7 sente mal olurdu. Biz Merkez Bankası'nda gördüğümüz için. Üzerinde 100 dolar da yazsa, 100 euro da yazsa, 500 euro da yazsa onun maliyeti 7 senttir. Fakat şimdi elektronik para çok yaygın olduğu için bir maliyet yok. Merkez Bankası'nın şu anda yaptıkları 3 tane tuşa basıp, enterliyorlar bitti. Para piyasaya sürüldü. Bu kadar karşılıksız para basmaya rağmen, bu kadar likiditeyi piyasaya sürmeye rağmen o likide dönüyor dolaşıyor, bir yerlerde bankaya dönüyor. Gecelik sıkışan bankalar alıyor, parayı yükümlülüklerini yerine getiriyor, ama fazla parası olan Merkez Bankası’na parayı yatırıyor. Ne olur ne olmaz diyor para Merkez Bankası’nda dursun param diyor. Merkez Bankası da gönderdiği, pompaladığı nakit dönüyor dolaşıyor tekrar Merkez Bankası’nın kasasına, hesaplarına geri dönüyor. Niye çünkü güven yok. Biz Türkiye olarak geçmişimizde sömürgecilik yapmış bir ülke değiliz. Başkalarının hazır kaynaklarına el koymuş, onlarla servet oluşturmuş bir ülke değiliz. Avrupa'da çok böyle, bir ülke ismi vermek istemiyorum. Bizim doğalgaz kaynaklarımız yok, henüz bulamadık. Petrolümüz çok çok az. İhtiyacımızın yüzde 5’ne bile yetmiyor. Peki nasıl oldu da bu ekonomimiz büyüdü? Bize 2002’de, 2013’de çok sordular kaynak nerede, nereden bulacaksın? Biz diyorduk ki, kaynak Türkiye. Hazıra konmadık. Hak ederek bu refah seviyesine ulaştık. Şu cumhuriyet tarihinde bir bakın. Hatta Osmanlı’nın son dönemlerine bir bakın. İnanın şu son 12 yıldır sağlanan ilerleme, gelişme 1700-1800 yıllardan bugüne geldiğinizde çok az yaşanmıştır bu topraklarda. Güvenli istikrara sahip çıkalım. Güvenli istikrar ortamında Türkiye'yi yükseltmeye, halkımızın refahını artırmaya, tüm dünyada örnek gösterilen bir ülke olma yolundaki yolculuğumuza destek verelim” dedi. 

Editör: Haber Merkezi